Doğru yer, doğru insan, değerli hayat...

DOĞRU YERDE OLMAK

“Baba oğluna dedi ki: üniversiteden üstün başarı ile mezun oldun oğlum, işte yıllar önce senin için alıp garajda sakladığım arabanın anahtarları burada…

Ama sana vermeden önce onu şehir merkezindeki kullanılmış araç parkına götür ve onlara satmak istediğini söyle ve sana ne kadar teklif edeceklerini öğren.

Oğlu kullanılmış araba parkına gitti, babasına geri döndü ve dedi ki: Bana 10.000 lira teklif ettiler çünkü araç çok yorgun ve eski imiş.

Baba dedi ki: Şimdi onu piyasada satılığı çıkar.

Oğlu piyasada satılık dedi, sağa sola sordu ve babasına geri döndü, dedi ki: 12 bin teklif ettiler çünkü çok eski bir araba olduğunu söylediler.

Baba bu kez oğlundan şehir merkezindeki klasik araba satıcılarına arabayı göstermesini istedi. Oğlu arabayı götürdü, geri döndü ve babasına dedi ki:

Baba buna çok şaşıracaksın araba için 100.000 lira teklif ettiler, çünkü bu bir Nissan Skyline R34’müş, dünyada sadece 27 tane kalmış ve koleksiyonerler bu araca çok değer veriyormuş.

Baba oğluna dönüp dedi ki: Doğru yerin seni doğru şekilde değerlendireceğini görmeni istedim.

Takdir edilmiyorsan sakın üzülme, bu sadece yanlış yerde ve yanlış insanların arasında olduğun anlamına gelir.

Değerini bilen, seni anlayan ve fikirlerine önem veren kişiler varsa doğru yerdesin demektir, asla kimsenin değerini anlayamadığı bir yerde gereğinden fazla zaman geçirme oğlum…”

KADER

Kendimizi değersiz hissettiğimiz anlar olur veya hissettirildiğimiz, lakin asla değersiz değiliz. Çünkü yaradan bizleri yaratılmışların en değerlisi, yeryüzünün halifesi olarak yarattı.

Doğduğumuz coğrafyayı, aileyi bizler seçemiyoruz. İster istemez belli bir zaman dilimi müddetince kaderimiz buna göre şekilleniyor. Aile ve coğrafya şartları ne kadar iyi ise kişiliğiniz, hayat görüşünüz, yaşam kaliteniz o nisbette iyi oluyor. Zor olansa bataklıkta bir gül olabilmek.

Bataklıkta açan bir gonca gül iseniz mücadeleniz ve gayretiniz nisbetinde kaderiniz şekilleniyor.

“Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık” (İsra,13)

“İnsan için ancak çalıştığı vardır”.

Kader ile ilgili arabesk yapmak kolayımıza gelir, mutlaka suçlu vardır. Nesne yoksa, kaderi suçlarız. Aslolan bu değildir. Evet, kaza kaderdir, ölüm kaderdir, hastalık kaderdir; fakat seçimlerimiz ve dilimiz de kaderimizi yönlendirmede büyük rol oynar. Yani seçim yapma hakkı ve tercih hakkımız vardır. Evlilik kaderdir seçtiğimiz kişi kaderimizdir. Biz seçeriz, kaderimiz şekillenir. Arkadaşlarımızı, işimizi biz seçeriz kaderimiz o seçimlerimiz üzerinden şekillenir.

DEĞERLİLİK HİSSİ

Bu nedenle her şeyi kadere yüklemek kolaya kaçmanın yoludur, çoğunlukla işimize gelir. Suçlu vardır ve bizde hiçbir kabahat yoktur. Vicdanımız rahattır, dram hazır mendiller elde.

Çoğu zaman korkularımıza sabrederiz, sabrın hükümlerini bilmeden. Buda kadercilik dramamızın bir parçasıdır, oysa sabır değil kendimize zulmederiz. Bu da Kendimize vermediğimiz değerin dışa vurum şeklidir.

Oysa değer görmediğimiz evlilikte, arkadaşlıkta, çalışma ortamında kalma zorunluluğumuz yoktur. Sonuç olarak ağaç değiliz ve yer değiştirebiliriz.

Korkularımız bizleri değersiz hissettiğimiz hayatlarda kalma zorunluluğunda bırakır.

Kendimize sık sık şunu söylemeliyiz kibir tuzağına dikkat ederek:

“Çok değerlisin!

Bu kadar,

Sen çok değerlisin. Varlığınla, duygularınla ve kalbinle bir tanesin.

Bu bir mübalağa mı, değil. Parmak ucundan saçının teline kadar senin ikincin yok”.

Binaenaleyh kendimizi değersiz hissediyorsak muhtemelen yanlış yerde duruyoruz demektir.

Kader ile değerlilik hissi her ne kadar birbirinden ayrı olsa da hayat çizgimizde birleştiği birçok nokta vardır. Örneğin, içine doğduğumuz aile eğer bilinçli değil; baskıcı ve şiddet eğilimliler ise kendinizi değerli hissetmeniz mümkün değildir. Böyle bir ailede yetişmiş bir çocuğun özgüvenli bir birey olarak gelişmesini bekleyemeyiz, özellikle kız çocuklarının.

Hayatları boyunca bir dilenci vasfı taşımaları çok olağandır. Muhataplarından sevgi, saygı, ilgi ve şefkat dilenirler.

Kendi değerlerini keşfetmeleri uzun yıllar alabileceği gibi ancak karşısındaki insanların vereceği değer kadar kendisine değer verecektir.

Bu durum tüm hayatına sirayet eden bir durum olduğundan eş ve iş seçimlerinde de beklenti farklı olmayacak ve sürekli kendisini ezdiren ve ezik bir karakter olarak hayatına devam edecektir.

Bu durumdaki gençlerin ve yetişkinlerin yaşları kaç olursa olsun bir uzmandan yardım alarak kalan hayatlarına yön vermeleri en doğru karar olacaktır.

DOĞRU YER, DOĞRU İNSAN, DEĞERLİ HAYAT...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.