Şükran Korkmaz

Şükran Korkmaz

Habil gibi konuşup Kabil gibi yaşamak

Dünya kurulalı beri süregelmiş, kıyamete kadar da devam edeceğini anlamamızın zor olmadığı duygunun adıdır; Kıskançlık.

Kıskançlığın temelinde “Yetersizlik” duygusunun olduğunu söyler konunun uzmanları.

İslâmi literatürde ise “Fitne” “Fesat” ve “Haset” olarak karşılık bulur.

Dinî metinler de ise kıskançlık anlamına gelen Arapça “gayret” kelimesidir.

Haset ötekindekini kendinde istemekken, kıskançlık ise bizde olanın elimizden alınmasına ilişkin korku ve endişeyi barındırır.

Kelimelere ve anlamlarına fazla takılmadan mes’elemize dönecek olursak, Habil ile Kabil’in hikayesini hepimiz biliriz.

Yeryüzünün ilk cinayeti kıskançlık sebebiyle işlenmiştir.

…Ve yine ilk kıskançlığı şeytan, Hz. Âdem’e secde etmeyi redderek yapmıştır.

Buraya kadar her şey anlaşılır ve net. Hepsinin rengi belli idi. Habil Habildi. Kabil Kabildi. Şeytan da şeytan.

Peki bu Habil görünümlü Kabillerle ne yapacaktık biz? Nereye koyacaktık pirincin içindeki bu beyaz taşları? Öyle çoklar ki her yerdeler. Dip komşumuz da olabilir, en yakın akrabamız da, iş arkadaşımız da, uzaya füze gönderen bilim insanları da. Örnekleri pekçok…

Öte yandan bu müslümandır bunu yapmaz dediğimiz kişiler tam da onu, hatta daha fazlasını yapar hâle geldi ahval.

-Konuşurken böyle değildi ama!?… dediğimiz, konuştuğuyla yaptığının birbirine uymadığına şahitlik ettiğimiz çok kişi olmuştur hayatımızda değil mi?…

Dünya bugün bu haldeyse, kötülükler kol geziyorsa, savaşlar bitmiyorsa, sömürgeci anlayış hakimse -ki öyle, hep bu yüzdendir. Kendisinde olanla yetinmemek, ötekinin sahip olduğuna da nobran, tehditkâr, zalimce ve gerekirse soykırım yaparak, medeniyet kisvesine gizlenmiş, aşırı özgürlükçü ama kendinden başkasına tahammül edemeyen ikiyüzlülükle zorla sahip olmak.

Asya kıtasının zenginlikleri, Ortadoğu’nun petrolü, diğer ülkelerdeki madeni/Yeraltı zenginliklerin üzerine çökmek, Siyonist Lobisinin gözünün doymamasındandır.

Evanjelistler, dünyaya hükmeden bir avuç yahudiler, sabetayistler ve üst aklın dünyayı yönetip yön vermelerinin de bir sonucudur bugün Ortadoğu’un kalbi ve bizim de kalbimizin orada attığı Gazze’de yaşananlar.(Yaşanamayanlar)

Peki biz neden seyirci konumundayız?

Yukarıda saydığımız İslâm karşıtı bütün kötüler, sistemi buna göre kurgulayıp bizi de seyirci koltuğundan izletip tepki göstermemeye endeksli hâle getirdiler de o yüzden. İster Habil ol, ister Kabil ama o koltukta seyirci kal sadece. İstenilen bu!

Bu devran sonsuza kadar böyle mi gidecek? Tabii ki hayır..!! ALLAH Azze ve Celle elbette nurunu tamamlayacaktır.

Âl-i İmrân Sûresi 140. Ayette:

“Size (Uhud’da) bir yara dokunduysa, biliyorsunuz ki (Bedir’de de) düşmanlarınıza benzeri bir yara dokunmuştu. Biz, bu gâlibiyet ve mağlubiyet günlerini insanlar arasında döndürür dururuz. Allah, gerçekten iman edenleri ortaya çıkarmak ve sizden şehitler edinmek için böyle yapar. Yoksa Allah, zâlimleri sevmez.”

Bu ayet yüreğimize su serperken rehavete de kapılmamalıyız elbette. Ne demişti Gazzeli müslüman bir kardeşimiz: “Bizim için ağlamayın, siz kendinize ağlayın.”

Buna karşılık Tevbe Sûresi 39. Ayette:

“Eğer siz topyekün seferber olmazsanız, Allah sizi acı bir azaba uğratır ve sizin yerinize başka bir topluluk getirir de siz savaşa çıkmamakla, O’nun dinine zerrece zarar getiremezsiniz.” Buyuruyor Allah cc.

O koltuktan kalkacağımız günler de gelecek inşAllah!

Batıda İslâm’a duyulan sempatinin arttığı zaman dilimlerindeyiz.

İslâm, doğuşunun gerçekleştiği coğrafyadan uzaklaştığı, daha da yayıldığı küreselleşip globalleştiği zamanlara tanıklık ediyoruz.

Dehşete düşürücü de olsa demek ki İslâm, kendini daha iyi temsil edecek; kendine yeni bedenler arıyor..!!

Habillerle Kabiller birbirine karışmış, ümmet bilinci neredeyse kaybolmuş, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlarımızla dolmuş da taşmışız. Neleri görüp nelere tanıklık edebileceğiz bilmiyoruz ama her şey İslâm’ın ve ümmetin hayrına gelişsin isteriz.

Batının yüzüne bakacak değiliz.

Yüzü olan, Gazzeli çocuğun yüzüne baksın.

Rabb’imiz Alem-i İslam’ı, Kelime-i Tevhid Bayrağı altında tek vücut ve tek nefes birleşmeyi nasip eylesin..!!

Kalalım sağlıcakla. . .

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.