Mehmet Ali Elmacı
Önce vatandaşın olurunu alın!
Önceki gün DEVA Parti Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı M. Sami Topbaş oğlunu evlendirdi.
Hayırlı olsun inşallah…
Rabbim gençlerimize iki cihan saadeti versin.
Düğün dolayısıyla başta DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Eski Başbakan Yardımcılarından Bülent Arınç, Sadullah Ergin, Aliye Kavaf gibi önemli isimler de Konya’daydı.
Güzel…
Konya hoşgörü şehri…
“Ne olursan ol yine gel”
Bunu biliyoruz.
Gelsinler tabi…
Biraz Konya’nın siyasetiyle hemhal olsunlar.
Düğüne ben de katıldım.
Topbaş’ın kafası karışık…
Misafirler ağır…
Ağır ama hiçbiri Konya’ya yabancı değil.
Konya’yı bilirler yani.
Hepsi de AK Parti’de siyaset yapmış isimler.
Sonra mı?
AK Parti’de beklentisini bulamayan ‘güpür güpür’ DEVA’ya koşmuş.
Hatta düğüne katılamayıp da mesajı okunanlar arasında 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de vardı.
Dedim ya…
Hepsinin ortak özelliği AK Parti’de bulamadığı koltuğu başka yerde arayanlar.
Bir ortak özellikleri daha var.
Hiçbirinin de Konya’ya söyleyecek sözü yok.
Kusura bakmasınlar ama durum öyle…
Topbaş’ın zaten kimseyi gördüğü yok!
Varsa yoksa ‘genel başkan gelecek’
Sonra da diyorlar ki; Biz neden anketlerde yerlerdeyiz.
Kardeşim sizin vatandaşla işiniz yok. Sizin işiniz protokol ağırlamak.
Sonra…
Genel Başkan Ali Babacan basın ile bir araya geldi.
Geldi de…
Ne yaptı?
Konya’ya dair hiçbir söylemi yok!
Var mı?
Tek söylemini biliyorum…
O da…
‘Kendimizi Konya’ya hiç yabancı hissetmiyorum’
En başından söylemiştim; Konya hoşgörülü şehir…
‘Ne olursan ol yine gel’
Lakin…
Konya’nın olurunu almayan Türkiye’de iktidar olamaz.
Öyle görünüyor.
Konya’nın değil, beklenti protokolünün olurunu almışsınız.
Koltuk beklentisi diyorum.
Hayırlısı…
***
Davutoğlu ikilem yaşıyor!
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu neye imza attığını bilmiyor!
Emin olun öyle…
Kanal İstanbul konusunda da aynı cevabı vermişti.
Konya’daki bir toplantısında Başbakanlığınız döneminde ‘Yüzyılın projesi’ dediğiniz Kanal İstanbul’a şimdi olmaz diyorsunuz, de değişti? diye sormuştum.
‘Ayrıntılarına bakmadan imzaladım’ tarzında bir cevap verdi.
Şimdi aynı durumu Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışında yaptı.
Cevabı hatırlayalım mı?
''Sn. Kılıçdaroğlu’nun bütün alanlarda başörtü özgürlüğünü yasal teminat altına alma çağrısını toplumsal barış açısından çok değerli buluyorum. Bütün siyasi partileri ve milletvekillerini bu yasa teklifine destek vermeye çağırıyorum''
Kanal İstanbul konusundaki kıvraklığını yine gösterdi.
Ben de aynı soruyu sorayım mı?
AK Parti’deyken miting alanlarında ‘başörtüsü sorununu biz çözdük’ naraları atarken şimdi ortada başörtüsü sorunu varmış gibi Kılıçdaroğlu’nun gemisine su taşımak neyin nesi?
Emin olun merak ettiğim için soruyorum.
Acizane tavsiye…
Bu konu sizi yorar…
Proje üzerinde yürüyün ki…
Birileri kalkıp önünüze bu konuşmaları koymasın.
Koltuk böyle bir şey…
Anladım ben…
Davutoğlu ikilem yaşıyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.