
Kamil Erdoğan
Sosyal medya paralı olsaydı?
Bir an için sosyal medya platformlarının ücretli hale geldiğini düşünün. Söz gelimi kullandığınız her platforma saat başı 1 TL verdiğinizi varsayın. Böyle bir durumda sosyal medya kullanımınızı sınırlandırır mıydınız yoksa aynı şekilde kullanmaya devam mı ederdiniz?
Ara ara arkadaşlarıma, öğrencilerime ve tanıdıklarıma bu soruyu yönelttiğimde, bir kısmı sosyal medya kullanmayı bırakacağını, bir kısmı kullanmayı azaltacağını, çok az bir kısmı da tercihlerini değiştirmeden aynı şekilde kullanmaya devam edeceğini belirtir. Belirttiğim miktarın 1 TL değil de 2, 3 veya 5 TL olduğunu varsayarsak şu anki sosyal medya kullanıcılarının çok büyük bir bölümünün hesaplarını kapatacağını düşünüyorum.
Aslında bu varsayım bizi çok önemli ve düşündürücü bir gerçeğe götürüyor. Saati 1 lira bile etmeyecek kadar değersiz işler için her gün saatlerimiz harcıyoruz. Allah’ın verdiği nimetlerin en büyüklerinden birisi olan dakikalarımızı, saati bir lira bile etmeyen işlerde çarçur edip bitiriyoruz. Rabbimizin Tekâsür suresi sekizinci ayetinde “sonra o gün her nimetten hesaba çekileceksiniz” buyurduğu iki nimetten “zaman” ve “teknoloji” nimetlerini sınırsızca, korkusuzca, hoyratça ve pervasızca kullanarak uçsuz bucaksız sonu gelmeyen kara deliklerde kaybolup gidiyoruz. Oysa insanlar bu iki büyük nimet olan “zaman” ve “teknoloji” nimetini etkili ve verimli kullanarak hayal bile edemeyecekleri başarılara imza atabilirler. Kadim zamanlardan beri insanlığa verilen en büyük nimetler zincirinin en büyük halkasından birisi hep “zaman” nimeti olmuştur. Günümüzde bu nimetler halkasına “teknoloji” nimeti de eklenmiştir. Şahit olduğumuz bütün üstünlüklerin, başarıların arkasında bu iki nimeti etkili ve verimli kullanmanın olduğunu görüyoruz.
Ayaküstü bir muhabbet esnasında bir abimiz internet ile ilgili aklımdan çıkmayacak sloganik bir cümle sarf etmişti. “Bu internet nimeti öyle bir nimet ki lastik takmasını bilmeyen adamı araba tamircisi yapar, çivi çakmasını bilmeyen adamı inşaat ustası yapar, yumurta kırmasını bilmeyen adamı aşçı yapar, Sübhaneke’yi okumasını bilmeyen adamı cami imamı yapar.”
İnternet nimeti insana bu kadar büyük ufuklar açabilecekken, kendisini hangi alanda geliştirmek istiyorsa o alanda ileri seviyelere taşıyacakken, maalesef insanların çoğu bu nimeti ters yönde kullanıyor. Daldan dala atlayan kuş misali bir sosyal mecradan öbürüne atlayıp durarak dakikalar tüketiliyor. Bir kısır döngü gibi insanı sarıp hapseden keşfet içerikleriyle saatler geçiriliyor. Sonu gelmeyen kaydırmalı video sarmallarıyla zamanlar heba ediliyor. Günün sonunda ise dijital mecrada onca zaman harcamasına rağmen, faydalı hiçbir kazanım elde etmeden, hatta birçok günah yükü ile günün mesaisini kapatıyor, Hesabı verilemez bir sona doğru adım adım yaklaşıyor.
Sonuç olarak, kişi sanal dünyanın dehlizlerinde kaybolmamalı, boşa harcadığı her dakikanın bir gün hesabını vereceğini aklından çıkarmamalıdır. Kendi öz kontrolünü yapmayı becerebilmeli, Limitli ve sınırlı sosyal medya kullanıcısı olmayı başarabilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.