İsmail Poçan
Doğru görünen eğrilere...
Rahmet ve bereket ayı Ramazan’a bu sene de ulaştık.
Şükürler olsun.
Her Ramazan öncesi ve Ramazan sırasında fırsatçılık yapan Müslüman! tüccar, bu yıl da yapacağını yapıyor.
Fakat bu fırsatçılık Ramazan ayına has değil, önceden başladı. Stokçuluk aldı başını gidiyor. Zamlar da arkasından…
Bir de Müslüman ülkede yaşamasaydık nasıl olurdu merak ediyorum doğrusu…
Müslümanlarda bulunması gereken en güzel huylardan biri de doğruluktur.
Fakat ne yazık ki günümüzde bunu göremiyoruz.
Hatta doğru ve dürüst olana ‘salak’ denilmiyor mu?
Şeytanca kurnazlığa sahip ve bu uğurda mesai harcayan insanlara ‘açıkgöz’ denilip, şeytanca düşüncelere teşvik edilmiyor mu?
Allah’ın ilk emri “oku” olmasına rağmen, sanki ilk emrin ‘para kazan, parayı da fırsatçılık yaparak kazan’ mış gibi hareket eden insanları gördükçe tiksiniyor, tiksindikçe “vah memleketim vah” demiyor muyuz?
Parayı araç olarak değil de amaç olarak gören zihniyetin her geçen gün hızlı bir şekilde büyümesini, değerlerimizin ise aynı hızla düşüşünü görmemiz, ‘vurdumduymazlığımızı’ değiştiriyor mu?
Zor durumdaki bir insana yardım eli uzatılmadığı gibi “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” zihniyeti güdülmüyor mu?
Tarihimizi tekrar gözden geçirip adamakıllı okuduğumuzda belki doğruluğun, dürüstlüğün ne demek olduğunu anlarız.
Örneğin, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi ile övünürüz fakat onun yaşamını merak edipte araştırmayız. Onun devlet terbiyesini bilmeyiz. Fedakârlığı, mütevazılığı, cömertliği ve yardımseverliğini araştırmaz ve rast gele konuşup, adeta kemiklerini sızlatırız.
Konya’da yaşıyoruz…
Türkiye’nin en düzenli şehirlerinden birinde hayatımızı sürdürüyoruz.
‘Bir başkent her zaman başkenttir’ sözünü toplantılarda duyuyor, çoğu zaman biz de kullanıyoruz.
Fakat Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti Konya’da yatan Selçuklu Sultanları’nı tanımıyoruz.
Zaten biraz tanıyıp, araştırdığımızda, gördüğümüzde, okuduğumuzda ve anladığımızda doğruluğun bir servet olduğunu açık şekilde göreceğiz.
Gördükçe utanacak, halimize üzüleceğiz.
Şeytanca kurnazlığın bir meziyet veya başarı olmadığını gördüğümüzde, gerçekten şeytana karşı savaşmaya başlayacak nefsimizin terbiyesini vereceğiz.
Ne üzücü ki bu yolda ilerleyemiyoruz. Etrafınıza bakın ve gözlemleyin. Ne demek istediğimi daha net anlarsınız.
Dürüstlük uzun vadeli, şeytanca sinsilik ise kısa vadeli yatırımdır.
Her zaman doğru ve dürüst olan kazanır.
Çünkü HAK doğrunun yardımcısıdır… İlahi adalet şaşmaz.
İnşallah bu Ramazan bunlara vesile olur…
Şairlerden birinin dediği gibi: “Ok gibi doğru olsam yayla atarlar beni
Yay gibi eğri olsam, elde tutarlar beni
Doğruda aç görmedim, eğride tok
Elde kalır eğri yay, menzil alır doğru ok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.