Sen bana, ben sana, biz birbirimize ne kadar uygunuz?

Aşk güçlü bir duygu fakat ciddi bir görme bozukluğudur aslında. Karşı tarafta bizi kendine çeken bir çekim gücü hayallerimizle birleştiğinde karşımızdaki muhatabımız gözümüze kusursuz bir hazine gibi geliyor. Çoğu zaman bu duygunun tesiri ile bambaşka birine dönüşüyor, karşımızdaki muhatabımızın gönüllü kölesi oluveriyoruz. Aslında kendimize o denli yabancılaşıyoruz ki, “karşımıza geçip kendimizi görebilme şansımız olsa” demekten kendimi alamıyorum.

Muhatabımız gözümüzde kusursuza yakınken, biz özür abidesine dönüşüyoruz adeta. Aslında bu yoğun duygu, annelik duygusuyla eş değer gibi.

Koruma, merhamet, tutku, kıskançlık gibi bazı duyguları yoğun bir şekilde yaşıyoruz. Annelik duygusundan farklı kılan en büyük unsurlardan biri de cinsel çekim gücü.

Oysa o körlük geçtiğinde -ki bu çoğunlukla evlilik sonrası olur- sanki gözümüzdeki perde kalkıverir ve sürpriz: “körmüşüm” demeler, “değiştin” demeler, “önceki sen nerede?” diye sormalar…

Sonsuz gibi

Evlenmeden körlüğü geçenler çok şanslılar.

Böyle bir tutulma genellikle ilk evlilik öncesi çiftlerde daha çok görülür. İkinci evliliğini veya daha fazlasını yapmış olanlar, duygusal boşlukta olmadıkları sürece, yere biraz daha sağlam basmayı öncelerler.

Öyle çok uzun uzadıya beklenti ve istekler dizelemek doğru değildir fakat birkaç temel konuda mutabık olabilmek, duygusal bütünlüğü bulabilmek ve aynı frekansta buluşabilmek çok büyük önem arz eder.

Ben naçizane hemcinslerime ve karşı cinse küçük tavsiyelerde bulunabilirim.

Hemcinslerime:

Cimri olduğunu farkettiğinizde vınlayın, olması gerekenden çok fazla konuşuyor ve karışıyorsa vınlayın, öz temizliğine dikkat etmiyor ve özensizse vınlayın, hesabı size ödetiyor ve eli cebine gitmiyorsa vınlayın, bir mekandan çıkarken sizin arkanızdan değil de önünüzden yürüyorsa vınlayın, bir gün ilgiye boğup ertesi gün hiç aramıyorsa vınlayın, para aranızda mevzu oluyor o veya bu nedenle sizden talep ediyorsa vınlayın, başka kadınlar ile çok fazla samimi oluyorsa vınlayın, sizin hassasiyetlerinize saygısızsa vınlayın, küfür, alkol, kumarla ilişkisi varsa vınlayın, aileye bağımlı ve özgüvensizse vınlayın, sosyal medyada çok aktifse vınlayın, kendini övüyorsa, övünüyorsa vınlayın…

Bu tarz erkekler duygular rutine dönüştüğünde adeta kadına kök söktürür ve sömürür.

Size ilişkinin bu evresinde böyle davranıyorsa gerisi çok çok artarak gelecektir emin olun.

Erkekler için ise kısaca şöyle sıralayabilirim.

Çok konuşuyorsa vınlayın, aşırı savurgansa vınlayın, AVM-çarşı-pazar tutkunuysa vınlayın, küçümsüyorsa vınlayın, övünüyorsa vınlayın, bakımsızsa vınlayın, her istediğinizi kabul ediyorsa vınlayın, (çünkü kabul ettiği ne varsa hepsini evlenince istemeyecek), yalan söylüyorsa vınlayın...

Bu anlattıklarımın eksiği ve fazlası olabilir, “tolere edebilirim”denilebilir. Bu bireylerin tolerans kapasitesi ile ilgili.

“Tolere edilebilirim” dediğinizde aşık olmadığınızdan emin olun derim. Bir de “köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceğiz” cümlesini kurmadığınızdan da emin olun derim, lakin muhatabınız da aynı cümleyi kuruyor olabilir.

Erkeğin kadınlaştığı kadının da erkekleştiği bir topluma doğru freni patlamışcasına koşuyoruz.

Unutmayın erkek gücü, kadın anaçlığı temsil eder. Aşık olun veya olmayın, farketmez, lakin her ne olursa olsun kimliğinizden ödün vermeyin.

Kadını hizmetçi gibi görmek ne kadar itici geliyor ise de,kadın kadınlık görevini yerine getirmeli kanaatindeyim. Erkeğin para kasası gibi görülmesine çok fazla muhalefet ettiğim gibi, kadının karşısında gücünü gösteremeyen erkeğin de inanılmaz derecede itici olduğunu kabul etmekteyim.

Son olarak şunu da eklemek gerekir ki, aşk her şeyi örtmez, sadece bir süreliğine öteler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.