Kelamdan kalbe

Susmak... Hayata karşı susmak, yapılanlara susmak, denize karaya susmak, dosta düşmana susmak bir erdem olabilir mi? Yerine göre belki… Konuşman gerekirken sükût etmek erdem değil olsa olsa korkaklık, acizlik, çaresizlik ya da cahillik olur. Dinlemek, muazzam bir insani özellik lakin konuşmak da aynı düzeyde etkilidir. İyi konuşmanın etkisi, yan etkisi ve doğrudan etkisi saymakla bitmez. Kelimelerin bir sanat haline dönüşmesi, kulakta masalımsı bir tınıya bürünmesi, gönüllere yol bulup coşkun sular gibi çağıldaması, insanın bir meseleyi karşısındakine aktarması ne kadar güzel ve etkileyici bir yoldur.
Siyasi ve askeri liderlerin çoğunun etkili konuşması, iyi anlatışı; sayısı milyonları bulan ve her şeye rağmen sıcak soğuk demeden saatlerce onların konuşmasının beklenmesini sağlayan şey de kelimelerin ve cümlelerin insanların gönüllerine yer etmesinden kaynaklı değil midir? Belki de daha önemlisi, iyi bir anlatış özelliğinden kaynaklanıyordur. Tarihte kafasındakileri, inandığı şeyleri üst düzey anlatan, dinleyenlerini etkileyen insanlar vardı, şimdi de var. Bunun en temel ilkesinin samimiyet olduğunu da söyleyebiliriz. Anlatış tarzına eşlik eden samimiyet…
Konuşma ile ilgili tarihte bilinen bir hikâye var. Bunu lisedeki öğretmenim anlattığında çok dikkatimi çekmişti. Dinlediğim hikâyeden sonra herkesin iyi ve etkili konuşabileceğini düşünmüştüm. Sonrasında da iyi konuşabilmek, konuşmalarımın etkisini artırabilmek için neler yapmam gerektiğini düşünmüştüm.
Eski Yunan’da nutuklarıyla ünlü bir politikacı olan Demosthenes (MÖ 384-322) gençliğinde kekemedir. Bu arızi durumu sebebiyle etkili bir konuşmacı olamadığı düşüncesiyle çareler aradı durdu. Uzun süre ağzına çakıl taşları alarak konuşma pratikleri yaptı. Sonunda hedefine ulaştı ve tanınan en iyi konuşmacı oldu. Bütün sıkıntılarını yok etmenin verdiği bir güzellik ile nutuk (konuşma metinleri) yazarlığına da merak saldı. Atina'nın başına geçtiğinde de halkı Büyük İskender'in babası Philip'in hâkimiyetine karşı çıkmak ve ona karşı halkı doldurmak için de nutuklar hazırlamış ve bizzat halka bunları kendi iletmiştir.
Demosthenes’e, “Bir konuşmacı için en önemli şey nedir?” diye sorduklarında bütün çabalarının neticesini bir kelime ile “Anlatış” diyerek özetlemiş. Anlatma şeklinin önemini ortaya koyması meselenin de özünü ifade etmeye yetmiş…
23 yıl içinde, bedevi bir hayat yaşayan insanların medeniyet kurucu insanlar haline dönüşmesine vesile olan peygamberden bahsetmeden geçmek doğru olmaz. Onun konuşma şeklini iyi kavramak gerek. Konuşmasının üst düzey bir etkiye sahip olmasının temel özelliklerini idrak etmek son derece önemlidir.
Çünkü konuşma/etkili hitabet her türlü eğitim öğretim metodunun vazgeçilmezidir. İletişim ve etkileşimde mutlaka konuşma yer alacaktır. Konuşmak, insanlar için en büyük nimettir. Çünkü iletişim, muhabbet, tanışıp bilişmek için konuşmak gerekir. Duygu ve düşüncelerimizi, istek ve heveslerimizi ifade etmenin yolu kelamdır. Hayatta kullanılan dil ve üslup (konuşma biçimi), insanı başarılı kılabildiği gibi hüsrana da uğratabilir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav):
“Kim bana iki çenesi arasındaki (dili) ile iffet ve namusunu koruma sözü verirse, ben de ona Cennet sözü veririm.” buyurmuştur.
İnsanları etkileme yollarından en önemlisi güzel konuşmadır. Hatibin anlattıkları muhatabının zihninde öyle bir canlanmalı ki dinleyenler, anlatılanları yaşıyormuşçasına hisse kapılmalıdır.
Kısa, öz ve özlü konuşmak, az sözle çok mana özelliği, hitabetin gücünü gösterir. Resûlullah'ın (sav) konuşması, herkesin anlayacağı şekilde açık seçikti.
Kötü davranış ve düşünceleri hatırlatan kelimelerin kullanılmasını da istemezdi.
İrticalen konuşmak da hitabeti güçlendirir.
Seviyeye uygun konuşmak, duygulara hitap etmek ve anlaşılır bir dil kullanmak da öyledir.
Lokman (as) oğluna söz konusu metodu şöyle tavsiye etmektedir: “(Yavrum!) Yürüyüşünde tabii ol ve sesini alçalt. Unutma ki seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.”
Bir başka ayette de:
“Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler!” buyurmaktadır yüce Allah.
Kur'an-ı Kerim'de konuyla ilgili ayetlerde Allah Teâla mealen:
“O kimseler ki boş söz ve işlerden yüz çevirirler.”
“İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.” buyurarak lüzumsuz ve boş laftan uzak kalma konusunda bizleri uyarmıştır.
“Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.” buyurulmuştur.
Elbette etkili olmak için normal sayılanın dışına çıkmak gerek. Buna birazcık delilik diyebiliriz. Yalnız delilik derken bilgisiz ve cehalet vasıflı bir delilikten bahsetmiyorum. Belki bir miktar cesaret ile yapılan davranış ve konuşmalar, bilgili insanları da etkileyebilir. Çünkü bu özellik biraz da lider kişilerde bulunur.
Hatiplikte ise kelamdan kalbe bir yol bulma sevdası olmalıdır…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.