Selahattin Yusuf’la muhayyel söyleşi

  • 1974 yılında Trabzon’da doğdu. 1991’de Affan Kitapçıoğlu Lisesi’nden, 1997 Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu.
  • İlk yazıları ve şiirleri SBF’de arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı “Mektebi Mülkiye” dergisinde yayımlandı.
  • Hayatı boyunca sadece yazarlıkla uğraştı.

Yayımlanmış Eserleri:

- Sirenleri Taşa Tutun (1999, 2005)

- Şimdiki Zamanın İzinde (2000)

- Şafaktan Çok Önce (2009)

- Niçin Ağlıyorsun Elisabeth, Mutlu Değil miyiz? (2009)

- Bir Masal İsmet Özel’i (2005)

- Başka Göklerin Altında (2002)

- İsa Hanginiz? (2012)

- Masumiyetin Son Günleri (2017)

  • Güzel bir umut cümleniz var. Söyleşimize onunla başlayalım mı?
  • Hayatın elinde, sona kalmış bir kart her zaman vardır.

  • Hayatın nesi daha değerlidir?
  • Hayatın anlamı kendisinden daha değerlidir.

  • İnsan bazen neyi kaybediyor?
  • İnsan, ruhunun koordinatlarını bazen gerçekten kaybediyor.

  • Dil nedir?
  • Dil düşüncenin evidir.

  • Yaşamak neden ibarettir?
  • Yaşamak, maruz kalmaktan ve yine maruz kalmaktan ibaret.

  • İnsanla ilgili ne doğru yaklaşım nedir?
  • İnsanı kendi haline bıraksınlar; ona çok şey bırakmış olurlar.

  • Biz ne eğitir?
  • Her büyük şey, farkına vardığımız an bizi eğitir.

  • Hayatta ne zordur?
  • Sevmek kolay, inanmak zordur, bilirsiniz. İnanmak için başka şeyler gerekir hep. Şu veya bu, bilmiyorum. Ama bir şey veya başka bir şey (veya bambaşka şeyler) beni zorluyor hep. Neyse ne, bilemiyorum.

  • İsmet Özel yalnızlıkla ilgili ne söylüyor?
  • Yalnızım ve en kuvvetli tarafım da bu.

  • İsmet Özel’in sıkıntısının sebebi ile ilgili ne diyor?
  • Çektiğim sıkıntının nedenini biliyorum: Çok duyarlı olmak...

  • İsmet Özel’e göre hangi zamanlardayız?
  • Bir tavır, bir bakış, susuşun bile yeterli olacağı zamanlar bunlar.

  • İsmet Özel’e göre şiir nedir?
  • Şiir, İsmet Özel'e göre sığınılacak bir saçak-altıdır.

  • Sakinleşmek olaya bakış açısını değiştiriyor mu?
  • Biraz sakinleşince, olan biteni, başıma gelenin kader olduğuna içtenlikle inanacağıma söz veriyorum.

  • Nasıl yıkılmaz olursunuz?
  • Eğer kendimden başka hiçbir şey olmazsam, yıkılmaz olurum.

  • Nasıl üstesinden gelebiliyorsunuz?
  • O kadar yoğun bir duygu ki, onu ancak yok sayarak üstesinden gelebiliyorum

  • Neyi aradığımızı anladınız?
  • Anladım ki, aslında hepimiz varlığımızı hayatın karanlık derinliklerinden çekip çıkaracak bir şey arar dururuz. Bir çiçek, bir şarkı. Bizi yolumuzdan çevirecek bir şiir. Belki de, yaramızı bir kadına öptürmek için çırpınıp dururuz aslında.

  • Korku ne yapar?
  • Korku, insanı hafifletir.

  • Suçlu sadece biz miyiz?
  • Suçumuz tamamen bizim suçumuz değildir, bazen hayatın da payı vardır.

  • Neyi bileceğiz?
  • Her şeyi baştan hatırlamak kaçınılmaz, üzülmek ise faydasız. Kader

  • İnsan ne zaman kendini suçlu hisseder?
  • İnsan yaşama sebebini yitirirse ve yine de yaşamaya devam ederse suçlu hisseder kendini Artık sanki yaşamak değil, dinlemek ve şahit olmaktır elinden gelen.

  • Kalbin durumu nasıldır?
  • Kalbin yarısı çıplaktır.

  • Zaman bazen nedir?
  • Zaman, inanıyordu ki iyileştirecekti ikisinin ortak yarasını. Ama bilmiyordu ki zaman yaranın kendisidir.

  • İlklerin hayatımızdaki yeri nedir?
  • İlk ev. İlk yara. İlk terk ediş. İlk terkediliş. Kendini hep hatırlatır. Çocukluktaki o derin yara iyileşmek için görülmek ister. "Bak" der içindeki çocuk insana, "Burada iyileşmemiş bir yaran var."

  • İnsan bu hayatta ne yapmalı?
  • İnsan şu hayatta kabuğunu kırmalı, dogmayı tanımamalı!

  • Tutarlılığın bedeli nedir?
  • Nerede bir tutarlılık varsa yanı başında da yalnız bir insan olurdu. Böyle olurdu hep bu işler. Acımasızdı gerçekler.

  • İnsan yara konusunda neye bakar?
  • Ama insan yaranın kaynağına değil onu sonradan yaralayanlara bakar durur. Bu yüzden yara iyileşmek için beklerken daha da çok kanar.

  • İnsan bazen kendini anlayacak, dinleyecek birine çok mu ihtiyaç duyar?
  • Bazen öyle oluyor ki bir şeyler söyleyecek, dinleyecek insan için kuduruyorum. Bir tavır, bir bakış, susuşun bile yeterli olacağı zamanlar bunlar."

  • İnsan olağanüstü durumlarda nasıl konuşur?
  • Aşırı korkunca kendi sesiyle konuşmaz ya hani insan. Ya da aşırı kederliyken. Kalbi derinden kırıldığında insana yeni bir ses verilir.

2222222222222222222222222222222222222222

  • Üstad ne yapalım?
  • Kız kardeşlerim. Erkek kardeşlerim. Hayal kuralım. Hayal kuralım ya da gelin delirelim. Delirelim. Çünkü, dünya istediklerimizi bize vermeyecek. Ondan başka bir şey olmasını istemeyelim; çünkü olmayacak.

  • Hissetmek nedir?
  • Hissetmek, öldürücüdür.

  • Soren Kierkegaard’a göre acılar kendilerini nasıl ifade etmek zorunda?
  • Zamanımızda en derin acılar, kendilerini ironiyle ifade etmek zorundadır."

  • Bilinç nedir?
  • Bilinç ikinci evrendir.

  • Yazarların özgür olarak yazılarını yazıp yazamadığıyla ilgili önemli bir sorunuz var söyler misiniz?
  • Kaç yazar gözettiği siyasi angajmanın çatık kaşlarını hesaba almadan, yüreğinin bozulmamış, lekelenmemiş kanıyla yazabiliyor?

  • İnsan neye alışıyor?
  • Her gurur kırıklığına alışıyor insan. Hem de yakışıksız biçimde. Boyun eğiyor.

  • Artık elden gelen nedir?
  • Artık sanki yaşamak değil, dinlemek ve şahit olmaktır elinden gelen.

  • Bilinç nedir?
  • Bilinç ikinci evrendir.

  • Kim suçludur?
  • Suçumuz tamamen bizim suçumuz değildir bazen. Hayatın da payı vardır. Hayatın elinde, sona kalmış bir kart her zaman vardır.

  • İnsana ne oluyor?
  • İnsanın dili gibi zihni de dolanıyor bazen, biliyor musunuz?

  • Mutluluk nedir?
  • Mutluluk hayata yeniden koyulmanın başka adıdır.

  • Yıldızların güzellikleri neye bağlıdır?
  • Yıldızların güzellikleri teselli edilemezdir. İlla ki birinin onlara bakıyor olması gerekir.

  • İnsanlara güveniyor musunuz?
  • İnsanlara güvenimi yetireli epey oluyor.

  • Bir şeyin harikulade olduğunu nasıl anlarız?
  • Bir şeyin ne kadar harikulade olduğunu anlayabilmek için ona biraz daha bakmak yeterlidir.

  • Özgürlüğün nasıl bir faydası olabilir?
  • Ben özgürlüğün kendisinin, kendiliğinden tedavi edici olduğuna inanıyorum.

  • Bazı şeylere biz mi izin veriyoruz?
  • Gelecekteki güzel günlerimin, beni gerçekten de geleceklerine inandırmalarına bilerek izin veriyorum.

  • Her zaman büyük şeylerden mi medet umarız?
  • Aranızda hayatında bir duvardan bir şeyler ummuş, beklemiş birileri var mıdır bilmiyorum.

  • Bazı yeteneklerin insana nasıl bir katkısı olur?
  • Zavallı amcamın ailede gerçekten ciddiye alınıp kıymet gördüğü anlar, elinde kavalın olduğu geceler.

  • Acının insana faydası olur mu?
  • Acı insana fark ettirir de ondan. Gözlerini açar insanın hüzün. Hüznün gözleri açıktır; insanın değil. İnsanı alışkanlığın uykusundan umutsuzluk uyandırır yalnız.

  • Sevmeyi kim bilmez?
  • Dolayısıyla acı çekmeyi bilmeyen sevmeyi de bilmiyordu ve dizilerinde anlattığı aşklarla,bu düzeneğin tam ortasındaydı Masum da

  • Umut neydi?
  • Umut bir ilk yaz karını doruklara doğru süren çiçek istilasıydı ve gelip gizli bir sızıyla zehirledi zihninin kıvrımlarını.

  • Gözleri ne durumda?
  • Görmeyi bırakmış gözleri sürdürür bakmayı hâlâ.

  • İnsan bazen neye ihtiyaç duyar?
  • İnsan bazen saatleri niçin saydığını bilmeye ihtiyaç duyar. Herhangi bir şeyi beklemek bazen ölümcül derecede ihtiyaç oluyor bizim için kardeşim..

  • Artık elinden gelen nedir?
  • Artık sanki yaşamak değil dinlemek ve şahit olmaktır elinden gelen

  • Esas neden bahsediyorsun?
  • Bambaşka şeylerden bahsediyor olsam bile kırgınlıktan bahsediyorum.

  • Kendini nasıl hissediyorsun?
  • Neredeyse tadını çıkaracak kadar kötü hissediyorum kendimi. Ama o kadar yoğun bir duygu ki, onu ancak yok sayarak üstesinden gelebiliyorum…

  • Hapishaneden kaçmak isteyen kişi neye inanacak?
  • Hapishaneden kaçmak isteyecek olan insanın öncelikle kendinin serbest yaratıldığına inanması gerekir.

  • Her şeye rağmenle başlayan bir sorunuz var söyler misiniz?
  • Her şeye rağmen, her şeye ve her şeye rağmen yüreğini dik tutan kaç adam var?

  • Sizin farklı bir 3’ü biraradanız var bahseder misiniz?
  • Türklük, Müslümanlıktan ayrılamaz; her ikisi de vatan kavramından soyutlanamaz. Bu üçü olmadan emperyalistlerin kuşatması yarılamaz.

  • Bir Avrupalı ressam ile yerliler arasında geçen diyalog var paylaşır mısınız?
  • Yerliler arasında yaşayan Avrupalı bir ressam bir gün Yerlilere ait bir koyun sürüsünün resmini yapar. İşi bittikten sonra tabloyu alıp gitmeye koyulur. Koyulur ama her şey bu kadar basit değildir. Sürünün sahibi Yerliler bütün olup bitenlerden endişeye kapılmıştır ve hemen ressamın koluna yapışırlar: "Bunları alıp götürürsen biz neyle yaşarız.

  • Son olarak neyi öğreniyorsunuz?
  • Seçerek unutmayı ve istemeden hatırlamayı öğreniyorum.

  • Bu güzel söyleşiden dolayı teşekkür ederim.

  • Not: Bu muhayyel söyleşi yazarın sözlerine üretilen sorularla kurgulanmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.