Prof. Dr. Abdullah Harmancı ile muhayyel söyleşi

  • 1974 Konya doğumlu. Eğitimine 1980'de Kıbrıs'ta başladı.
  • 1996'da Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi.
  • İlk öyküsü 1995'te Dergahta çıktı.
  • Öyküleri başta Dergah, Kırklar, Hece Öykü ve İtibar olmak üzere çeşitli edebiyat dergilerinde yayınlandı.
  • 2007 yılında Yerlere Göklere adlı eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın hikayecisi seçildi.
  • Eserleri:
  • Seni Ne İhtiyarlattı
  • Behçet Bey Neden Gülümsedi?
  • Melek Kayıtları
  • Yerlere Göklere
  • Ertesi Dünya
  • Aynalı Baba ile Râci
  • Hışırtı Avcısı
  • Baltan Taşa Değecek
  • Muhteris
  • Ötücü Kuşlar Festivali
  • Bilgenin Gölgesi
  • Yazının Yükü
  • Kurmaca Kimden Yana
  • Küçük Prens Hakem Olsun

  • Sevmek için ne gerekir?
  • Sevmek için bilmek gerekir, bilmek için emek gerekir.

  • Nasıl olacak?
  • Karanlık da aydınlık da hep olacak. Kimi galip gelecek kimi yenilecek! Dünya durdukça bu kavga sürecek. Ama aydınlık için savaşmayanlar kaybedecek!

  • Nasıl yollar?
  • Aşıkların hiçbir zaman tükenmeyen bağlılık bildiren sözcükleri gibi noktasız, birbirine açılan yollar.

  • Kuşlarınız neyi bekliyor?
  • Kuşlarım ötmek için susmanızı bekliyor!

  • Yeni nesilde ne zayıflıyor?
  • Sorumluluk hissi giderek zayıflıyor yeni nesilde...

  • İnsan bazen ne kadar yaşamak istiyor?
  • İnsan bazen bir taşlaşmış zaman parçasının içinde sonsuza kadar yaşamak istiyor.

  • Gönlümü nereden sakınayım?
  • Gönlünü dünyadan sakın.

  • Ne zaman gülümserdi?
  • Canı yandığında gülümserdi.

  • Görelim mi hayal mi edelim?
  • Bence görmek yerine hayal edin. Görürseniz bütün hayal perileriniz uçar gider.

  • Nasıl hayal kuralım?
  • Hayal kurarken olsun sınır tanımayın. Hayallerinizi gerçekleştirmeye başladığınızda zaten hayat size bazı sınırlar getirir.

  • Evde durum nasıl?
  • Evde bir huzur rüzgârı esmekte.

  • Bu ülkenin insanları hangi konuda acele ediyor?
  • Yaşlanmak için acele ediyor bu ülkenin insanları.

  • O adamın durumu nasıldır?
  • Vaktinden önce yaşlanmış bir adamın hüznü her yerinden akıyor.

  • İnsan nasıl yaşlanıyor?
  • İnsan birden bire yaşlanmıyor, gençliğinden vazgeçe vazgeçe ilerliyor hayat yolunda.

  • Televizyonla ilgili enteresan bir kurgunuz var paylaşır mısınız?
  • Bir gün herkes televizyon izlerken, bir çılgınlık yapmak istiyor. Televizyonun tam önüne bir sandalye atıp, sırtını televizyona, yüzünü salona dönüp " Biraz da beni izler misiniz?" diyecek.

  • İnsanlarla ilgili en güzel davranış nedir?
  • En güzeli insanları kendi hallerine bırakmaktır. Onları anlamaya çalışırken üzmek tehlikesi var. İncitmek tehlikesi var. Yaralarına dokunma tehlikesi var.

  • Kitap onda neye dönüşmüştü?
  • Kitap almak, kitap okşamak, kitap koklamak, kitap dokunmak, kitap sevmek, kitap dikizlemek, kitap karıştırmak bir aşka, bir vecde, bir dine dönüşmüştü. Yaşanırsa ancak böyle yaşanırdı.

  • Her zaman olur mu?
  • Bazen olur bazen olmaz. Oldu, diyorsan bu huzursuzluk ne, içindeki? Tedirginsin. Kıldığın namazın kabul edildiğinden emin olmadığın zamanlardaki gibisin. İçinde bir kırıklık. Ne zaman emin olunur? Ne zaman tatmin olunur? Ne zaman huzur duyulur?

  • Ben de sınanacak mıyım?
  • Sınanacaksın ve bu defa yalnız olacaksın! Unutma!

  • Nasıl gelir nasıl gideriz?
  • Bir sesle gelir bir sesle gideriz.

  • Peşinde olduğumuz şey nedir?
  • Acaba peşinde olduğumuz şey, sadece bilgi mi, hikmet mi, düşünce mi; yoksa işin içinde kitabın nesnesine yönelmiş bir 'koleksiyonculuk' hastalığı da mı var?

  • Neye karar verdi?
  • Yok olmaya karar verdi. Evlendi.

  • Kitapları ne için kullanıyoruz?
  • Kitaplarımızı insanları aşağılamak için kullanıyoruz. Belki de vazgeçmeliyiz kitaplardan , belki de Hz. Ömer’in yamalı elbise giymesi gibi, gururumuzu kıracak işler yapmalıyız.

  • Yaşlanmak nedir?
  • Beklememektir yaşlanmak.

  • Yaşamak nedir?
  • Yaşamak ölmeye alışma temrinleri. Ölüyoruz demek ki yaşanılacak!

  • Arkamızdan ne gelecektir?
  • Okuduklarımız gelecektir arkamızdan, kazandıysak onları kazandık.

  • Allah kimi affetmeyecek?
  • Allah gururlananları affetmeyecek zavallı çocuğum bir kere bunu unutma.

  • İnsanla şehir arasında bir benzerlik var mıdır?
  • İnsan ne kadar karmaşıksa şehir de o kadar karmaşıktır. İnsan ne kadar derinse şehir de o kadar derindir.

  • İnsan nasıl bir varlıktır?
  • İnsan yalnızdır ama salıverilmemiştir.

  • İdealler hakkında ne söylersiniz?
  • "İdealler!!!" diye bağırmak istiyorum. “İdeallerinizden vazgeçmeyin!!! Büyüklerinize aldırmayın!!! Yalnızlığı göze alın!!! Düş kurmayı unutmayın!!!"

  • Hayatı nasıl yaşamak istiyorsunuz?
  • Hayatı bütün kanatlarıyla kucaklamak, bütün renkleriyle yaşamak istiyorum.

  • Nasıl biri olmak isterdiniz?
  • Daha çok "hayır" diyen biri olmak isterdim. Bir de şey var ya, bir insanın can acıtan bir cümlesini, kendi başıma kalınca düşüne düşüne çıldıracak gibi olma huyum, ondan kurtulmak isterdim.

  • İnsan çabalarsa ne olur?
  • Ama insan çabalarsa her şeyi aşabilir.

  • Ne yapayım?
  • Gözünü ufuktan ayırma ve hep ufka doğru yürü...

  • Kim bülbül?
  • Ben bülbülüm, sen bülbülsün... Bütün orman bize hayrandır. Bizim yanımızda başka bir kuş sesinin hükmü olmaz! Ama sen hep başkaları gibi olmak istedin. Oysa herkes senin gibi olmak ister. Senin en güzel ötücü kuş olman çok zor değil. Yeter ki kendin gibi, bülbül gibi öt. "

  • Bırakıp gidelim mi?
  • Gitmek olmaz. Savaş buradadır. Yol buradadır. Cemaat buradadır. Sabretmek, cehdetmek gerektir. Hepsi bu kadar.

  • Bizim ülkede insan kalitesi nedir?
  • Cehennem kazanındayız. Kim çıkmaya çalışsa ötekiler içeri çekiyor çıkmaya çalışanı! Bu ülke böyle! Bizim taraf tamamen böyle! Namertler! Oğlum oturun okuyun. Yazın. Çizin. İyi yazın. İyi okuyun. İnsanlar size de ilgi göstersin! Arkadaş ayak oyunları ile olmaz bu işler. Nitelik olacak!

  • İyi insanların özelliği nasıldır?
  • İyi insanların ortak özelliği budur iyiliklerini bilmeden yaşarlar ve sözü onların bu güzel taraflarına getirdiğimizde çabucak konuyu değiştirmek isterler.

  • Bir grup insan var .Onları eleştirecek olsan ne diye eşleştirirsin?
  • Ben onları eleştirecek olsam, hayatınızı tuğla biriktirerek geçirdiniz, namaz abdest tamam da, Kur'an'da "yığmayınız? diyor, araba, ev derken, ömür de geçivermiş, derdim; hadi kendinize ev aldınız ya da yaptırdınız, oğlanlarınıza ev yaptırmak da ne oluyor, hadi bir tane ev aldınız, ikinci ev de ne oluyor, evin üstüne kat çıkmak da ne oluyor, arsa almak için, ev almak için, çimento için, tuğla için bir ömrü heder etmek de ne oluyor, o kadar yokun yoksulluğun arasında, o kadar çaresizliğin arasında, o kadar parasızlığın içinde, şehrin uzak tarlalarına, uzak arsalarına, kibrit kutusu gibi evler yaptırmak için gece dememek gündüz dememek de ne oluyor, evleriniz de ev olsa bari, iki oda bir mabeyn, küçük, kullanışsız, biçimsiz, nedense hep yeşil kapılı üstelik... Derbent yeşili. Sinema yok... Kitap yok... İlim yok... Tahsil yok... Çocukları İstanbul'a tahsile gönderme yok... Korkak... çekingen... derdim…..

  • Yaşamınız boyunca ne oldu?
  • Yaşamım boyunca buldum ve kaybettim. Yaşamım boyunca sevildim ve terk edildim. Yaşamım boyunca kazandım ve sürdüremedim. Neden neden neden...

  • Ne yaptınız? Nasıl davrandınız?
  • Kimseyi kırmak istemedim. Kimseyi incitmek istemedim. Olurladım. Onayladım. Gülümsedim. Sevdim. Mutlu olsunlar istedim. Ama daima yitirdim onları.

  • Baba sizde ne çağrışım yapıyor?
  • “Baba” dedikleri şey, ne kadar güzel, ne kadar kudretli, ne kadar tatlı bir şey.

  • Hayatınızda ne değişmezdi?
  • Bayramlar, düğünler, cenazeler, sohbetler, gelmeler, gitmeler değişir ama sohbet konumuz değişmezdi.

  • Hayatınız boyunca ne aradınız?
  • Hayatım boyunca bir renk aradım. Bir denge aradım. Bir ahenk aradım. İşler, günler, hayatlar, insanlar rayında aksın gitsin. Zihnimi meşgul etmesin istedim. Aradığım, zihnimi meşgul etmeyen bir sıradan akıştı. Aradığım, sızlamayan bir vicdandı. Aradığım mutmain bir kalp, mutmain bir bakıştı. Aradığım, aynalara yansıyacak bir tebessümdü.

  • Kitap konusu neye dönüşmüştü?
  • Kitap almak, kitap okşamak, kitap koklamak, kitap dokunmak, kitap sevmek, kitap dikizlemek, kitap karıştırmak bir aşka, bir vecde, bir dine dönüşmüştü. Yaşanırsa ancak böyle yaşanırdı.

  • Ne yaptık? Bazılarını fazla mı abarttık?
  • Kimseyi abartmamalıydık, kimseyi idealleştirmemeliydik. Herkesin yanılma, hata yapma hakkı vardı, kimse ama kimse böylesine üstün bir mertebeye konulmamalıydı.

  • İç huzuruna ulaştınız mı?
  • "iç huzuruna" hiçbir zaman ulaşamadım. Ne insanların arasında buldum huzuru, ne de insanların uzağında... Ne sükûnete ulaşabildim, ne yoğunluğa... Ne yazıyı başarabildim, ne yaşamı...

  • Kesilen ağaçlar ne olacak?
  • Kesilen elma ağaçları sanayiye taşınacak. O ağaçlardan biri, birkaçı, becerikli bir ustanın ellerinde biçimlenecek. Mahallenin mescidi için gıcır gıcır bir tabuta dönüşecek.

  • Arkamızdan ne gelecek?
  • Okuduklarımız gelecektir arkamızdan, kazandıysak onları kazandık. Gerisi önemli değil, önemli olan o sayfaları okurken kazandığımız güzellikler..

  • Dünyaya bakışı nasıldı?
  • Dünyayı beğenmezdi. Özlediği ve beğendiği başka bir iklim vardı. Başka bir mevsim. Başka bir âlem. Başka bir şehir. Başka bir ada. Ama bu dünyada olmayan bir ada. Bu dünyada olmayan bir iklim. Bu dünyaya gölgesi düşmemiş ağaçlar. İnsan sureti değmemiş ırmaklardı.

  • Yaşlanmak nedir bilir misiniz?
  • Nedir?
  • Beklememektir yaşlanmak.

  • Son olarak Sizi ne ihtiyarlattı?
  • "Beni Hud Suresi ihtiyarlattı."
  • Hud mu? Hud da nedir?
  • "Elif lam ra...Öyle bir kitaptır ki bu..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.