Sınıfta Kalan İdealizm: İyimserlik Bazen Yara Alır

Bütler bitti, yeni dönem başladı. Bir veda ya da dönem sonu konuşması olsaydı, yoğun geçen derslerin sonunda şöyle bir şeyler söylemek isterdim size, biraz umut biraz kızgınlık, kırgınlık, bolca da nasihat babında… sizin de söyleyeceğiniz şeyler vardı mutlaka, iki kez formel, bolca da istediğiniz zaman konuşma şansınız vardı, pek azınız kullandı.

Geriye dönüp bakarken büyük bir gurur ve minnettarlık hissediyorum. Gurur, çünkü zorlu ama dönüştürücü bir yolculuğun sonuna yaklaştınız. Dünyanın en anlamlı mesleklerinden biri olan öğretmenliğe adım atmaya hazırlanırken size rehberlik etme, bazı bilgiler öğretme, size kızma ve sitem etme, sizden bir şeyler öğrenme ayrıcalığına sahip oldum. Dönem boyu dersler arasına kendimce serpiştirdiğim ve uyguladığım metodolojiyi derli toplu ifade etmem gerekirse basit bir gerçekle başlamak istiyorum: öğretmenlik sadece bir meslek değildir; bir görev çağrısı ve adanmışlıktır. Bu kolay değil. Kendinizi bunalmış hissettiğiniz günler, bir fark yaratıp yaratmadığınızı sorguladığınız günler ve kendinizden şüphe ettiğiniz günler olacak. Bende de oldu, oluyor hala… başka mesleklerde de var mı bu bilmiyorum. Ancak yürünmeye değer yollar engellerle dolu. Önünüze her geçen gün yeni biri çıkıyor, biliyorum. Siz azimle yürümeye devam ediyorsunuz. Tebrikler.

Bazılarınız bu dönem boyu derste ya da koridorda, yazarak, söyleyerek, sorarak, itiraz ederek - not kaygınızı, ağır ders yükünüzü, ödevlerinizi, günlük hayatın ve gelecek kaygısının baskılarını paylaştınız. Derste sunumda koridorlarda yorgun yüzlerinizi gördüm, hayal kırıklıklarınızı duydum ve şüphelerinizi hissettim. Evet, itiraf etmek gerekirse tepemi de attırdığınız oldu. Ancak şunu bilmenizi istiyorum: Karşılaştığınız her şeyin, üstesinden geldiğiniz her zorluğun, sizi ileride olacaklara hazırladığını unutmayın.

Bu dönem boyu birlikte geçirdiğimiz süre boyunca derslerde ve topluluk programlarında, fırsat buldukça size aşılamaya çalıştığım, bence önemli olan, uygulamaya çalıştığım birkaç yol gösterici ilkeyi sizinle paylaşacağım. Bunlar sadece etkili öğretmenlerin özellikleri değil; anlamlı ve etkili bir yaşam sürmenin temel taşları olarak da okunabilir.

1. Kendinizin ve Başkalarının Potansiyeline İnanın
Özel eğitim öğretmenleri olarak en büyük göreviniz, başkalarının henüz göremediklerini görmektir. Geleneksel kalıplara uymayan öğrencilerle çalışacaksınız. Sadece başkalarından değil, bazen kendinizden bile şüphelerle karşılaşacaksınız. Ama asla ve asla öğrencilerinizin kullanılmayan potansiyeline inanmaktan vazgeçmeyin.

Ve bunu yaparken, kendi potansiyelinizi de unutmayın. Kendinize karşı insaflı olun. Mükemmel değilsiniz ve olmak zorunda da değilsiniz. Büyüme hata yapmaktan, tekrar denemekten ve yarının bugünden daha iyi olabileceğine inanmaktan gelir.

2. Beklentilerinizi Yüksek Tutun Ama Gerçekçi Olun
Bunu sınıfta daha önce vurguladığımı duydunuz ve tekrar söyleyeceğim: klişelerden kurtulun, daha ilerisini, farklı olanı, yüksek standartları hedefleyin, ancak ayaklarınız yere bassın. Öğretmenler olarak, öğrencilerinize meydan okumanız gerekecek – onların ve ailelerinin hayal bile edemeyecekleri becerilere ulaşabileceklerini gösterin. Ancak unutmayın, yüksek beklentiler en çok şefkat ve anlayış, umut ile eşleştirildiğinde etkili olur.

Aynı şey kendi hayatınız için de geçerlidir. Mükemmelliğin ağırlığının sizi ezmesine izin vermeyin. Her seferinde bir adım atmak sorun değil. İlerleme, mükemmellikten daha iyidir. Sizden mükemmeli değil ilerlemeyi talep ettim, siz çok mükemmeliyetçisiniz hocam diye şikayet ettiniz durdunuz. Dert değil.

3. Sadece Yapmaya Değil, Derin Öğrenmeye Odaklanın
Notlara, kontrol listelerine ve sonuçlara takıntılı bir dünyada şunu hatırlamanızı istiyorum: gerçek öğrenme ezberlemekle ilgili değildir; anlamakla ilgilidir. Noktaları birleştirmek, doğru soruları sormak ve süreçte anlam bulmakla ilgilidir.

Öğretirken, ezbere cevaplar yerine anlamaya öncelik verin. Öğrencilerinize düşünmeyi, sorgulamayı ve keşfetmeyi öğretin. Bloom taksonomisi, piramidin üst seviyelerinde soru sorun diye diye kendimi Mısırlı hissettirdiniz ama ilkemiz buydu. Ve kendi yaşamınızda da aynı ilkeyi uygulayın. Sadece otomatik pilotta yaşamayın; yaptığınız şeyde, seçtiğiniz şeyde ve nasıl hareket ettiğinizde anlam arayın.

4. Öğrencileriniz ve Kendiniz İçin Güvenli Bir Alan Yaratın
İnşa ettiğiniz sınıflar öğrencileriniz için güvenli sığınaklar olmalıdır. Hataların öğrenme fırsatı olarak kutlandığı, her öğrencinin kendini değerli hissettiği ve özgüvenin beslendiği alanlar olmalıdır. Size bunu ne ölçüde sağladım, emin değilim ama en azından çalıştım.

Kendiniz için de güvenli bir alan yaratmayı unutmayın. Hayat önünüze zorluklar çıkaracaktır. Bunu yaptığında, dinginlik anları bulun. Etrafınızı sizi anlayan, dinleyen, destek olan, eleştiren dostluk nedir bilen insanlarla çevreleyin. Ve düştüğünüzde -ki düşeceksiniz- kendinize düşmenin başarısızlık olmadığını hatırlatın. Bu sadece hayatın mütemmim cüzüdür. Düştüğünüz yerden kalmasını bilip yola devam edin. Yardım istemeyi bilin.

5. Öğrenmeyi Gerçek Dünyayla İlişkilendirin
Öğrencilerinize verebileceğiniz en büyük hediyelerden biri, onlara öğrendiklerinin gerçek dünyada ne kadar önemli olduğunu göstermektir. Her becerinin, her dersin ve her deneyimin bir amacı olduğunu görmelerine yardımcı olun.

Ancak bu sizin için de geçerlidir. Yeni öğretmenler olarak dünyaya adım atarken, işinizi kendi “neden ”inize bağlamayı unutmayın. Neden öğretmenliği seçtiniz? Neden her gün işe gidiyor, yaşıyorsunuz? Kendinizi kaybolmuş hissettiğinizde, bu “neden ”e geri dönün ve onun size rehberlik etmesine izin verin.

6. Esnekliği ve Yeniliği Kucaklayın
Öğrendiğinizi umduğum bir şey varsa, o da şudur: uyumlu olun. Eğitim dünyası sürekli değişiyor ve karşılaştığınız her öğrenci benzersiz olacak. Yeni yaklaşımlar denemeye, başarısız olmaya ve tekrar denemeye istekli olun. Öğrenmediyseniz öğretemediysek öğrenin, vakit geç değil.

Hayat da farklı değildir. Planlar suya düşecektir. Engeller bir anda ortaya çıkacaktır. Ancak esnek kalırsanız -eğer değişimi merak ve cesaretle kucaklarsanız- her zaman yolunuzu bulursunuz. Size Lao Tse’nin dil ve diş ile ilgili anlattığım hikayesini hatırlayın.

7. Öğrenmeyi Yaşam Boyu Bir Yolculuk Olarak Görün
Dönem bitse de öğrenme bitmez. Öğrettiğiniz her öğrencinin size öğreteceği bir şeyler olacak. Karşılaştığınız her zorluk büyümenize, gelişmenize yardımcı olacaktır.

Hayata bir acemi zihniyetiyle yaklaşın. Merak edin, soru sorun meraklı bir kaşif olun. Öğrenmeye devam edin. Ve unutmayın: tüm cevaplara sahip olmamanız sorun değil. Önemli olan soru sormaya devam etmenizdir.

Son Bir Düşünce
Size, bir gün kendi öğrencilerinize öğreteceğinizi umduğum şekilde öğretmeye çalıştım. Potansiyelinizi görmeye, sizi zorlamaya, gelişmeniz için güvenli bir alan yaratmaya ve burada öğrendiklerinizi gerçek dünyayla ilişkilendirmeye çalıştım. Bazılarınız çok talepkâr olduğumu düşünmüş olabilir. Bazılarınız notlar konusunda çok fazla endişelenmiş olabilir. Ancak umudum, bu zamana dönüp baktığınızda her şeyin size inandığım için olduğunu fark etmenizdir. Ancak bu dönem yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey varsa, bu kadar iyimserliğin bana iyi gelmediğini kabul ediyorum. Biraz, belki birazdan fazla, sükutu hayal... ancak uğraşmaya değerdi. Şimdi benim de ayaklarım yere biraz daha sağlam basıyor. Sizdeki direnç ve şikayet, mazeret üretme, vs vs şeylerin toplamından gerçekçi olma, imkansızı istememeyi, fazla bir şey beklememeyi öğrendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.