Mehmet Canlı
Konyaspor’da 14 haftanın muhasebesi
Uzun süredir Konyaspor’la ilgili olarak bir şeyler karalamamıştım. Dünya Kupası arası verilmeden önce hem Kayserispor maçını hem de sezonun ilk 14 haftasını değerlendirmek istedim. Konyaspor’un haftalardır kazanamadığı düşünüldüğünde Kayserispor maçından aldığı 3 puan tabiri caize ilaç gibi geldi. Umarım sezonun geri kalanında da bu puanları almaya devam ederiz. Diğer taraftan geçen sezon ve bu sezonu da karşılaştırarak ilk 14 haftanın da analizini yapmak istedim. Keyifli okumalar…
KAYSERİSPOR MAÇI
Deplasmanda oynanan Kayserispor maçları hep zorlu geçmiştir. Hele ki bu takım Çağdaş Atan’ın Kayserispor’u ise maç öncesi bu maçın zor geçme ihtimali daha da arttırıyordu. Zira bu minvalde geçen bir maç oldu. Maç oldukça tempolu başladı aslında. Daha çok orta alan mücadelesi şeklinde geçerken Kayserispor kornerde ön direkten gelen golle 1-0 öne geçti. Bu golde Paz’ın bir anlık Hosseini’yi kaçırması da ciddi bir etken oldu. Daha sonra bu sefer biz orta alanın hafif ön tarafında kazanılan bir serbest vuruşta Guilherme’nin olağanüstü ortasına Calvo’nun güzel vuruşuyla beraberliği sağladık. Daha sonra ise kazanılan bir penaltıyla da 2-1 öne geçtik ve maçı bir şekilde galip bitirdik. Hocanın Paz’ın atılmasI ihtimalini görerek oyundan almasını olumlu buldum. Biraz geç kalsa kırmızı görüp atılacaktı zaten. Ama burada söylememiz gereken çok şey var aslında. Öncelikle takım oyunumuzda ve bireysel performanslarda gelen düşüşler ciddi anlamda düşündürücü. Ayrıca önde olduğumuz veya deplasmanda berabere olduğumuz maçların çoğunda 70. dakikadan sonra ciddi manada geriye çekiliyoruz. Bu maçta da çok fazla çekildik ama neyse ki maçı bir şekilde bitirebildik. Oyun pek tat vermese de alınan bu galibiyeti önemsiyorum.
14 HAFTANIN MUHASEBESİ
İlk 14 haftanın muhasebesini yapmadan önce geçtiğimiz sezondan bahsetmek gerektiğini düşünüyorum. Zira karşılaştırma yaparken geçtiğimiz sezonun performansı kıyas noktamız olacak. Geçtiğimiz sezonun ilk yarısında muazzam işler yapan Konyaspor, Ahmet Çalık’ın hazin vedası sonrası büyük bir karakter göstererek elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışarak sezonu 3. olarak tamamladı. Genel olarak baktığımız zaman başarılı bir sezon olarak nitelendirebiliriz. Lakin rahmetli Ahmet Çalık’ın vedası sonrası yerine transfer yapılmaması ve Serdar Gürler’in de takımdan adeta kaçması sonrası bu bölgelere transfer yapılabilirdi kanısındaydım. Yine de mevcut kadro ve alınan puanın oldukça iyi olduğunu düşünüyorum. Gelelim bu seneye…
KIRILMA MAÇI VADUZ!
Geçtiğimiz sezon beklentileri oldukça aşan Konyaspor için yeni sezon planlaması oldukça önem taşımaktaydı. Avrupa Kupası maçları sebebiyle Konyaspor’un sezonu erken açacak olması ve hem lig hem de Avrupa kupasında iddiasını devam ettirmesi açısından kaliteli ve geniş kadro kurulması gerekiyordu. Bu sebeple de -santrafor transferi hariç- transferlerini mümkün olduğu kadar erken de tamamlandı. Oynanan Bate Borisov maçlarında oldukça iyi performans sergileyen Konyaspor, deplasmandaki Vaduz maçında da bu iyi oyunun sürdürdü. Lakin iç sahada oynanan Vaduz maçıyla birlikte ciddi bir kırılma yaşandı. Bu maçtaki kötü oyunda şüphesiz berbat durumda olan sahanın da etkisi oldukça fazlaydı. Zira top oynamak isteyen, pas oyununa dayalı oynayan bir takım için bu saha zemini oldukça zorluydu. Bu maç sonrası Konyaspor ciddi anlamda bir kırılma yaşadı. Zira hem oyuncu ve teknik ekibin hem de taraftarın Avrupa heyecanı ve hayalleri vardı. Bu hayal kırıklığını aşmak kolay olmadı. Bu maç sonrası İlhan Palut ve Ekibi oyun düzeninde değişiklikler yaptı. Daha önceden daha fazla ön alan presi yapan ve daha çok 2. ve 3. bölgede rakibi karşılayan Konyaspor, artık daha çok 1 bölgede rakibi karşılayan bir takıma doğru evrildi. Bu da defansif olarak bize olumlu olarak yansıdı. Ligin ilk 14 haftasında çok az gol yenilmesinin sebeplerinden birisinin bu olduğunu düşünüyorum (Resmi verilere göre Konyaspor, rakibini rakip kaleden 75 metre uzakta karşılıyor). Topu burada kazanmamız ise(75 m) ofansif olarak negatif bir şekilde takıma yansıyor. Evet, artık daha az gol yiyen bir Konyaspor vardı fakat artık daha az hücum eden de bir Konyaspor var sahada. Bu da geçen seneki oyunumuzda kıyasladığımız zaman ciddi bir oyun kalitesi problemi doğuruyor.
NELER YAPABİLİRİZ?
Geçen seneki futbol oyun yapımıza yakın bir oyun oynamamız gerekiyor. Bu kolay mı peki? Değil. Çünkü oyun yapısını oluşturanlar oyuncular. Geçen seneye göre ciddi oyuncu kayıplarımız oldu. Abdülkerim gitti Calvo geldi. Her ne kadar oyun yapısı olarak birbirine benzeyen oyuncular da olsalar dribbling anlamında Abdülkerim’in daha önde olduğunu düşünüyorum. Diğer taraftan bir Konyaspor efsanesi Skubic gitti. Yerine Skubic’e göre defansif anlamda daha iyi ama ofansif anlamda daha kötü bir Ahmet Oğuz geldi. Yine taraftarımızın büyük bir bölümünün beğenmediği ama benim çok faydalı bulduğum Rahmanovic’in gitmesi ve yerine oyuncu alınmaması! Sebebiyle bu bölgede de ciddi sorunlar yaşıyoruz. Ön alan presimiz için kritik bir oyuncu olduğu kanaatindeydim. Ahmed Hassan yerine de Diouf alındı. Şahsi fikrim Ahmed Hassan’dan daha kaliteli bir oyuncu geldi. Geçen seneki kadar olmasa bile daha önde oynayan bir Konyaspor’un bu kadroyla da mümkün olabileceği kanaatindeyim. Daha önde oynamak formsuz olduğu söylenen Bytyqi, Michalak ve Muric’e de olumlu olarak yansıyacaktır. Özellikle Bytyqi’ye bu noktada ciddi anlamda haksızlık edildiğini düşünüyorum. Zira Bytyqi topu orta çizginin sol tarafında alıyor ve etkisi ciddi manada azalıyor. Bytyqi’yi ceza alanının sol çaprazında birebirde bırakırsak verimi ciddi manada artacaktır. Bytyqi’nin iyi olduğu zamanları düşünürsek ne demek istediğimi anlaşılacaktır.
ARA İYİ GELECEK Mİ?
Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası sebebiyle lig maçlarına yaklaşık 1,5 ay ara verilecek. Bu arada bazı oyuncular milli takımlarına giderken bazı oyuncular da dinlenme fırsatı bulacak. Buradaki ciddi sorunlardan biri de oyuncuları formda bir şekilde lig maçlarına hazırlamak olacaktır. Konyaspor’un Vaduz maçları sonrası yaşadığı mental sorunları düşündüğümüzde bu aranın takıma olumlu olarak yansıyacağını düşünüyorum. Umarım yanılmam.
Selamlar,saygılar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.