Gençlerimizin Başı Tehlikede

Son dönemlerde Netanyahu’ nun Sosyal medya fenomenlerine, tik tok yönetimine ve Google büyük yatırımlar yaptığı haberlerde yer almaya başladı. Bu haberlerden birinde Netanyahu ve Google yöneticileri arasında Haziran ayından itibaren 6 ay sürecek olan 45 milyonluk propaganda antlaşması yer alıyor. Anlaşmaya göre Gazze de ki insani kriz basitleştirilecek , soykırım gerçeği gizlenecek ve İsrail devletinin propagandası yapılacak.

Netanyahu’ nun yaptığı diğer bir anlaşma ise ABD merkezli dijital strateji firması ClockTower ile yaptığı anlaşma. Projenin temel amacı, sosyal medya içerikleri ve yapay zeka sistemlerinin (ChatGPT, Grok, Gemini gibi) İsrail hakkında olumlu söylemler üretmesini sağlamak.

Netanyahu’ nun yaptığı üçüncü anlaşma ise Esther Project" kod adlı bir influencer kampanyası .Bu kampanya kapsamında 20ye yaklaşık influencera toplam 900 bin dolarlık bir ödeme yapıldığı söyleniyor. ABD’ nin de baskısıyla TİK TOK Platformunun yeni ortakları arasında İsrail’ e çok güçlü destekleriyle bilinen Larry Ellison yer alıyor.

Netanyahu’ nun şu açıklaması bizim için çok şey ifade etmektedi; Silahlar zamanla değişir. Bugün kılıçlarla savaşamazsınız ve süvariyle savaşamazsınız. Savaş alanına uygulanan silahlarla savaşmalısınız ve en önemlilerinden biri sosyal medyadır.

Hedefte çocuklar ve Gençler var

Özelde Netanyahu Temelde ise Siyonizm özellikle gençler ve çocukların zihnini bulandırmak , yanlış bilgi ile beslemek için var gücüyle çalışmaktadır. farkında olmadan çocukları İslam düşmanı yapıp gizli İsrail dostu yapmak için çok büyük çabalar sarfetmektedir. Yukarıda verdiğimiz üç anlaşma da gençlere ve çocuklara yönelik yapılan anlaşmalardır. Yapılan bu stratejik İsrail propaganda çalışmaları sosyal medya algoritmasını kullanarak özellikle yaşı küçük olan çocuk ve gençleri hedef almaktadır. Babası Filistin’e destek kampanyası için ne yapabilirim diye düşünürken oğlu ya da kızı diğer odada izlediği sosyal medya fenomenleri yüzünden “Filistin bizi ilgilendirmez” görüşünü savunabilecek kadar kalpsizleşebiliyor.

Mossad ajanları ülkesi Türkiye;

Stratejik konumu nedeniyle Siyonizm’ in gözdesi olan Türkiye de sayısız Mossad ajanı ve İsrail destekçisinin yer aldığı bilinen bir gerçek. Özellikle bu ajanlar ve İsrail destekçileri sosyal medya platformları , televizyon kanalları, sinema sektörü ve sanat camiası içerisinde ciddi anlamda çöreklenmiş durumdalar. Medyanın en büyük güçlerden birisi olduğunu bilen şeytani düzen yani Siyonizm en büyük yatırımlarını ve en güçlü askerlerini medya içerisine yerleştirmiştir. Bundan dolayı gerek sanat camiasında, gerek sinema sektöründe gerekse sosyal medya fenomenleri arasında İsrail aleyhtarı olan ve Filistin’ i savunabilen kişi sayısı oldukça azdır. Son dönemlerde halkın da tepkisiyle bu sayı biraz çoğalmış olsa da genel açıdan bakıldığında yetersizliğini korumaya devam ediyor. İsrail’ in yaptığı bu soykırım karşısında artık dünyanın her köşesinden sanat camiasına mensup film yıldızları, sanatçılar, sosyal medya fenomenleri çok ciddi tavır alıp tepki gösterirken maalesef Türkiye de ki bir çok sanatçının iki yıldır tek bir kelime konuşmamasının nedeni siyonizm’ in en çok insan yerleştirdiği alanlardan birisinin Türk medyası olmasıdır.

Arap düşmanlığı üzerinden İsrail dostluğu

Ana hedefi bölücülük, kargaşa ve halkları birbirine düşman ederek parçalamak olan Mossad İslam ülkelerinin sürekli ayrılık içerisinde olması için var gücüyle çalışmakta ve bir araya gelmemesi için elinden geleni yapmaktadır. Siyonizm’in en büyük korkusu İslam ülkelerinin bir araya gelmesi olduğu için Türk- kürt Arap- Türk , sunni -şii düşmanlığı oluşturarak İslam ülkelerini sürekli olarak çatıştırmaktadır. Ne zaman Filistin ve Ortadoğu meselesi gündeme gelse birileri düğmeye basıyor ve arap düşmanlığını hortlatarak mazlum halklar yalnızlaştırılmaya çalışılıyor. Gerçek olmadığı ispatlandığı halde yıllardır ısıtılıp ısıtılıp halka pazarlanan “ filistinliler toprak sattı” “ Araplar bizi arkadan vurdu” gibi yalanlara yetişkinler rağbet göstermeyince çocuklar ve gençleri inandırılmaya çalışılıyor. Hiçbir alanı boş bırakmayan siyonistler sosyolojiyi, tarihi, ve diğer bilim dallarını da boş bırakmamış, bir çok kişi kendi tarihini de Siyonizm’in kirli kalemlerinden okuyup öğrenmiştir. Yalanlara inanmak çok kolaydır çünkü hiçbir bedeli yoktur. 30 saniyelik bir tik tok videosu izlemek kadar bir zahmeti vardır. Oysa gerçekleri öğrenmenin bedeli vardır, araştırma gerekir, okumak düşünmek ve izlemek gerekir. On yıllar boyu ‘’ kızıl sultan’ olarak tanıtılan Abdulhamid han’ın gerçek kimliğini insanlara anlatmak 5 yılda 154 bölüm dizi çekmeye mal olabilir. Ülkede kendi dışkısını yiyen ateist bir jeoloğun ekranlardan tarih anlatması durumun vehametini gösterir niteliktedir.Özellikle gençlerimiz farkında olmadan siyonizmin hoparlörlük vazifesini yapmakta, siyonizm ağzıyla hareket etmekte, zihinlerinin mossad bilgileri ile doldurulduğunu fark edememekde, önü arkası olmayan kısa sloganik bilgiler ile zehirlenmekte derinlikli bilgi sahibi olmadan ezbere hareket etmektedir.

İslamsız Türkçülük

Özellikle son dönemde Milliyetçilik adı altında gençlerin zihinlerine yerleştirilmeye çalışılan arap düşmanlığı ve dolayısıyla “ ırkçılık” düşüncesi gençler açısından çok büyük problem arzetmektedir. Öyleki arap düşmanlığı propagandası ile zehirlenen kitleler arap düşmanlığı yapmaktan İsrail’i ve Amerikayı eleştirmeye fırsat bulamamakta dolayısıyla İsrail’e dolaylı olarak hizmet etmiş olmaktadır. Diğer bir tehlike ise içerisinden İslam’ ın ve islam kardeşliğinin çıkarıldığı Türkçülük akımıdır. Bu akıma göre yetiştirilmek istenilen gençlerin İslam ile bağları zayıflatılmakta ve İslam ülkeleri ile sürekli olarak düşmanlık oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Araplar toprak sattı yalanı

İsrail mossad aracılığıyla yaptığı zulümleri meşrulaştırmak ve soykırım yaptığı ülkeleri yardımsız bırakmak için dünya genelinde yalanlar üretip yaymakta oldukça mahir bir devlettir. Filistin işgalini meşru göstermek için ürettiği en büyük yalanlardan birisi de “ filistinliler topraklarını sattı” yalanıdır. Bu yalan sayesinde Filistin halkını dünya kamuoyunda yalnız bıraktırmaya çalışmakta ve ülkelerin yardım etmesini durdurmaya çalışmakta aynı zamanda yaptığı işgali de meşrulaştırma çabası içerisindedir. Oysa;

1-Resmi kayıtlara göre filistinden yahudilerin aldığı toprak miktarı yüzde en fazla yüzde 6 yı geçmemektedir.

2-“Yahudilerin satın aldığı toprakların % 52,6’sı Filistinli olmayan, toprakla doğrudan bağı olmayan zengin Suriyeli ve Lübnanlı fertlere aittir.

Toprak sattılar yalanının gerçek olduğunu ve hatta Filistinlilerinin topraklarının hepsini sattığını varsaysak bile

3-Filistinliler topraklarını sattılarsa İsrail 80 yıldan fazla zamandır filistin de kimle mücadele ediyor, filistinliler neden bunca yıldır onbinlerce şehit veriyor. Topraklarını sattılarsa canları pahasına da olsa neden vatanlarını terk etmiyorlar.

4-Dedeleri toprak satmışsa kundaktaki on binlerce katledilen çocuğun ne suçu olabilir?

5-Toprak satmış olmak öldürmeyi nasıl meşru kılabilir. Toprak satmak ile soykırım yapmanın nasıl bir bağlantısı olabilir. Türkiye de 2024 yılı verilerine göre yabancılara 28 milyon 318 bin metrekare olan 17 bin 76 adet arazi satın aldığını açıklandı. Bu çarpık bakışına göre bir gün toprak satan alan kişiler bizi öldürmeye teşebbüs etse onlara haklılık payı mı vereceğiz?

Araplar bizi arkadan vurdu demagojisi

Bu konuyu detaylı okumak gerektiğini düşündüğüm için şu linkten belgeleri ile okumanızı tavsiye ediyorum.

https://belgelerlegercektarih.com/2012/05/23/araplar-bize-ihanet-etti-bizi-arkadan-vurdu-yalani-serif-huseyin-meselesi/

Özellikle gençlerimizin takip ettiği dijital mecralarda “ lawrenceler” ve provokatörler cirit atmakta gençlerimizin zihinlerini bulandırmakta, dolaylı olarak İslam düşmanı olarak yetiştirmekte, zalimin yanında ve mazlumun karşısında yer alması için beyinlerini yıkamaktadır. Teknolojinin de etkisiyle çocuklarımızın kalpleri katılaşmakta ve dünyada olan bitenler karşısında kalbi hissiz hale gelebilmektedir. Zulüm arşa çıkmışken ve tüm dünya ayağa kalkmışken ülkemde bir tane bile gencin çıkıp “ bize ne filistinden” diyorsa bu bizim için en büyük talihsizliklerden biridir. Bundan dolayı çocuklarımızı bilinçli yetiştirmek, bu konularda önce kendimizi bilinçlendirip sonra da evlatlarımızı bilinçlendirmek bizim asli görevimizdir. Çocuklarımıza bu konuları anlatmak, bir şey sorduğunda geçiştirmeden cevaplamak ve bilmiyorsak araştırıp cevabını vermek mecburiyetindeyiz. Yine internette kimleri takip ettiği, kimlerden beslendiği hakkında bilgi sahibi olup gereken önlemleri almak da ebeveynler olarak görevimizdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum