İsmail Detseli

İsmail Detseli

Meramda Yeni İle Eski Binaların Konuşması

Geçmişimiz kötülendi

Bağ bahçeler Site’lendi

Kerpiç evler unutuldu

Hastalıklar eve geldi.

Mis kokardı kerpiç evim

Vardı bir at bir ineğim

Tereyağım peynirlerim

Şimdi marketlerden yendi

Meram yöresinde evler konuşuyor.

Eskiden yeniye kinayeli sözler

Birinin duvarı kerpiç,

Öbürünün ki betondan

Karşı karşı bakışıyorlar birbirlerine

Yeni ev caka satıyor karşısındaki yılların eski evine

Diyor ki,

Duvarlarının sıvası dökülmüş zaten duvarın kerpiçten

Üzerine de çalı ve çırpıdan yapılmış yalandan bir çelen

Oysa benim öylemi bak her tarafım beton hem de içleri demirden,

Hiç için sızlamıyor mu eski senin. Beni seyrederken?

Eski, umur görmüş bina, ona şöyle elinin tersi ile işaret edip yan göz ile bakarken

Usulca mırıldanır gibi hadi oradan sende insanları öldüren.

Senin içinde oturanlarına zevk verecek cumbalı çelenlerin,

İnce tahta çıtalardan göz göz işlenmiş perdelerin

Damında oluklu kiremitlerin

Dahası havuz başı sohbetlerin

Paltosunu omzuna atmış tefekkürle camiye giden Ali ve Mehmet Efendi emmilerin

Var mı? Varmı iki göz odalı mis kokan üzerine kak yardığım toprak dam’ın

Huu Fatma nörün gel iki laf gaynatalım diyen hoş sohbetli Gomşuların

Yokk. Bundan kerti olmayacak da bu gidişle

Senin öyle muhabbetli eski komşuluklar

Hacca Zeynep Arife bacıların

Masal anlatan Ninelerin Anaların

İnek sağan tezek yakan oturaklı Osmanlı gelin abaların var mı?

Sen benimle o görkemli ama hastalık yapan beton oda salonunla yarış edemezsin

Bana caka satma asri mahpus damı kılıklı

Sen bir asri hapishanesin senin sadece ismin ev.

Sende yaşayanlara virüs üreten betonarme bir soğuk hava deposusun

Git beni boş laflarınla yorma,

Şu benim dinlenen kafamı da bozma

Senin hiç haftalık on beş günlük dost davetlerin var mı?

Davetlilere tandırda kuzu çevirmen var mı?

Haftada bir tandıra ekmek vurup ardından köze kuru fasulye koyman var mı?

Get bağla delini söyletme suskun dilimi. (Bağla delini kaldır ölünü de denir)

Bırak ben eski hatıralarımla yatayım.

Yine inek mayısından tezek yapayım.

Bahçeden iki çalı çırpı toplatayım

Onunla şu içimi ısıtan sobamı yakayım.

Benim sahibim asırlık Ayşa bacım

Mangal başında oturan beyi müderris Mehmet Efendi’ye

Cıngıldak’lı tavada bir gayfe kavursun,

O sarı el değirmeninde gayfeyi özenle çekip hazır etsin

Çektiği gayfeyi mis gibi kokarken cam kavanoza döksün

Cezvede ki orta gayfeyi müderris Beyine

Okkalı bir fincanda kibarca ikram etsin.

Artığını da cezve ile getirip mangalda küle koysun

Beyin canı iki çekerse bir daha döküp höpürdeterek içiversin.

İşte bende yaşam bu,

Sen kabul etsen de etmesen de

Bu keyifler nerede bu zevkler var mı sende?

Yokkk, bunlara bir itirazın varsa

Benim sana iki çift sözüm olur

Ne, biliyor musun?

Hadi oradan yaşanacak ev ‘misin sende

Tarihe bir sor neler yaşanmıştır benimle

Bu horladığın kerpiçten evlerinde

İsmail Detseli 20 Kasım 2025 Meram, Lalebahçe, Durunday dan geçerken elli yıl önceki yılları hatırladım. Önünde güvenlikçi olan eski bildiğim Bağların birçok sitelere dönüşünü görünce.Yeni eski arasında yaşamı hissettiklerim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.