Yeni çağın İnsan modası

Şöyle geçmişe uzandım ve Twitter ahalisinin bundan beş yol önceki yazılarına bir de şimdi ki yazılarına baktım.

Beş on sene önce kadınlar maskulen özgür ruhlu yazılar

“Rakı balık yapan kadın candır!” Yazarken aynı hesapların “menemen yaptım gelirken ekmek alır mısın?” Tarzı twit attığını görüyorum.

Önceden yapamadıklarını yazanlar şimdi o dönem gibi olamadıklarını hayal eder olmuş.

O dönem toplumsal normları takmayan kafasına göre yaşayan kadınlar isteyenlerin şimdiler de, daha evcimen daha sakin ve tutumlu kadınları tercih ettiğini seyrediyoruz.

Modanın kafası karışık tarzı insan ruhuna da sirayet etmiş durumda.

Çünkü takıdan, çantaya, elbiseden ayakkabıya kadar sezon sezon değişen modaya insanın ruhu da nasibini aldı.

Her sezon değişen trend davranışlar yazılara dökülüyor.

Gerçi 1965 den 1982 ye kadar doğmuş erkekler de hala bitmeyen bir dışarıda özgür kadın hayranlığı ama evde ki kadın herseye susan görmezden gelen çocuklarına bakan erkeğin ailesine saçını süpürge eden den kadın olmalı anlayışının geçmeyen modası da hala devam ediyor. Gençliğinde yalnız bırakılmış erkeğine en ihtiyaç duyduğu zamanlar da ötelenmiş örselenmiş o çağın kadınları ise kendilerine kurdukları gün, yardım, organizasyon ve çocuklarıyla alakalı koşuşturma ile geçirilmiş bir sosyal hayatın parçası olmuşlar kocaları olmuş olmamış umurlarında değil artık erkekler istediğine kavuştu kadın ailenin amelesi erkek ise cüzdanı türü evlilikler .

Dışarıya savrulunca paranın hesabını yapmayan o çağ erkekleri evde her harcamaya kükrer… kadın da inatla erkeği masrafa sokmaya gayret eder bir nevi iğrenç bir ticaret.

Yeni çağı da ise eşim çalışmazsa güzel bir hayat yaşayamam diyen erkek bakıcı ile büyüyen çocuklar canla başla çalışan çiftler akşamları birer koltukta sızan genç evliler.

Sosyal medya üzerinden evliliği ile alakalı yalanlar söyleyen kadın veya erkekler anlık heyecan arayan ama evdeki eşlerine hal hatır bile etmeyen tipler.

Herkes haklı daima karşıdaki insanlar suçlu!

Moda işte her dönem nasıl bir insan olmamız isteniyorsa ekranlardan sosyal medyadan onlar bizlere aşı gibi aktarılıyor ve sonuç son dönem psikolojik dizilerinin ardından nasıl davranacağını bile bilmeyen bir sürü insan her olayda geçmişinden kalma yara arayan, en ufak mutsuzlukta aldatmaya meyilli sabır yoksunu aileler…. Ve bu çarkın içinde kendi küçük tabletlerine sığdırdıkları hayatları ile yapayalnız çocuklar ….

Ah o masumlar…

Oysa ki herkes kendi vicdanının ve karakterinin gerektiği üzere bir hayat yaşamaya gayret etse, toplumsal ahlakın yeniden inşası için anne baba okullar eğitim kurumları tv vs bir çok alanda kendimizi bulma eğitimleri verilse yaradılış gayemiz ve topluma olan sorumluluklarımızla yaşasak anlık haz ve mutluluk yerine kalıcı sağlam temel üzere kurulmuş mutluluk için çabalasak güzel olmaz mı?

Hep hayal etmişimdir,

Baba önde cemaat ardı sıra eşi ve çocukları ile beraber sabah namazında mutlu bir aile!

Kitap okuyan anne baba ve çocuklar,

Akşam yemeği sabah kahvaltısında coşkulu bir sofra , bayramlar da heyecan duyan ve sevinen çocuklar , birlikte keşfedilen diyarlar ve bir çok daha güzel hayaller.

Yalnızlaşan toplumda kim daha iyi yalan söylüyorsa o baş tacı… kimse eyleme bakmıyor çünkü işine gelmiyor.

Adamın sözüne bakıyor yada menfaatine eğil bir yol hayatına bak desen biliyor ki kendisi de ondan kalır değil.

Bencil toplumun kendinden daha bencil çocuklarıyla bezenmiş korkunç dünyanın bu modasından manimizi hepimiz aldık!

Şimdi nasıl düzeliriz kaygısı çeksekte önce kendi kapımızın önünden başlamamız gerektiğini bilmeden gene başka insanlar üzerinden konuyu dile getirip kendimiz de yaprak kopırdatmayacağız! Yazık bizlere geçen ömüre yalnız erkek yalnız kadın ve en çokta yalnız büyüyen çocuklara…

Bazen öyle içim acıyor ki…..

Nereye gidiyoruz,nasıl yaşıyoruz ve ne kadar cesuruz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.