Özgürlük adı altında köleleşen insan….

Kafamıza çip takacaklar, bizi yönetecekler, hepimizi kontrol edecekler, bizi zombiye dönüştürecekler diye ortalıkta gezinen insanlar var…Ne gülünç değil mi? Zira zaten kafamıza çip takılmasına gerek kalmadan birilerinin bizi yönetmesine izin vermişiz zaten.
Kimilerinin öğretttiği gibi yiyor, içiyor geziyorsun.
Kimilerinin öğrettiği gibi inanıyor…
Kimilerinin öğrettiği gibi sevmek sevilmek istiyor ve hatta kimilerinin öğrettiği gibi düşünüyorsun…
Orta da kendine dair hiç bir emare yok…
Ve bu hengamede kendini arıyorsun nerde? Dışarıda…
Kitaplarda, eğitimlerde, inanç sistemlerinde, cafeler de, geziler de Hayır…
Kendin dışarıda değilsin ki kendini neden dışarıda arıyorsun?
Oradasın varsın… sadece öğretiler yüzünden kabuklanmışsın, üstün örtülmüş kendine ulaşamıyorsun.
Kendini var etmelisin…
Kendine ait düşüncene, sana ait hayata, kendin olmaya gayret etmelisin…
Sürü içerisinde güvende olmaktansa kendi başına mücadele etmek özgürlüğün ilk adımıdır.
Kendin olarak geçirilen tek bir gün köle olarak sürdürülen yüz yıllık ömre bedeldir.
Toprakla topraktan hayat bulacağımız yerde, kaldık şehirlerin yapaylığının içinde…
Kandırdık kendimizi rızık peşinde koşuyoruz diye, ne yediğimizin tadı var ne kazandığımızın bereketi. Ne toprağa dönebiliyoruz ne şehirli olabiliyoruz. Uğruna milyonlar ödediğimiz beton kutular mezarımız olmuş yaşamıyor adeta gömülmeyi bekliyoruz.
Süslü sözlerin olduğu eğitimler yâda gündelik mutluluklar altı yırtık ayakkabıya cila sürmek gibidir. İlk yağmurda yine su alır. Kendini mutlu etmek adına yaptığın hangi iş seni kendine ulaştırdı kalıcı mutluluk verdi? Hep kıyısında kaldın varamadın gerçek huzura… kendini bir guruba dahil ettirmeye birilerine kendini sevdirmeye çalışırken geçmedi mi ömrün?
Sen ne kadar kendin olup kendini sevebildin?
Sürekli beğenilmek, takdir edilmek, alkış almak çabasındasın. Egonu yüceltmeye çalıştığın kadar ruhunu okşamıyorsun. Doğurduğun çocuğu yalnızlığa ittiğin gibi kendi ruhuna da dokunmuyorsun. Dilencisin birlerinden hep sevgi dileniyorsun, ufacık söze kanıyor kendinden geçiyorsun… iltifatın heyecanıyla yapmaman gereken herseyi yapıyorsun…
Unuttun mu… koyunun da kurban edilmeden önce boynu okşanır.
Kendine ait düşüncen, inancın bir değer yargın hiç mi kalmadı? Böyle mi örnek olacaksın nesline? Geleceğe böyle mi iz bırakacaksın?
Oyuncak mısın? Birilerinin oyuncağı kuklası adamı mısın? Yok mu sana ait bir kelam?
Bence diye söze başladığın hiç mi düşüncen yok? Kendin olduğunda dışlanıyor musun? Kazanamıyor musun? Tepki mi çekiyorsun?
O zaman özgürlük naraları atmayacaksın…
Modern kölesin çünkü.
Açıp okudun mu sorduğumuz da Elhamdülillah müslümanım diyen islam kitabını? Kolayına mı gitti birilerinin öğretileri üzerine yaşamak? Yada kendince bir tarz oluşturduğun nefsinin yemlediği ruhunun vicdan sesini susturmasına izin mi verdin? Paranı dahi başkasının yönetmesine izin verecek kadar acizsin farkında mısın? Dualarını, hayallerini, ilişkilerini…
Acıdın mı şimdi kendine? Çipe gerek varmıymış?
Aşı olacaksın dediklerinde he diyip ölüm korkusuyla sen koşmadın mı ilk önce…
Bedenine enjekte edileni dahi sorgulamadın…
Yeni yıl geliyor diye evini süslemek zorunda hissettirildiğinde o çam ağacını dikilen işletmelere bu ne diye isyan etmedin bile…
İzin verdin müslüman mahallesinde salyangoz satılmasına.Haksızlık karşısında sustun… ama kendi başına geldiğinde ortalığı ayağa kaldırdın. Ufacık menfaat için yalan söylemeye utanmadın.
Harama bakarken akan salyalarından birgün kendi evlatlarına da bulaşır demedin. Çalarken senden de çalınabileceğini düşünmedin. Sana dokunmayan yılanın bin yıl yaşamasına müsade ettin. Bu yönlendirilmiş ruhla mı özgürsün?
Sosyal medyada aldığın iltifatlar ve likeler kadar mısın? Hangi yüreğe dokundun? Pardon kendi yüreğine hiç dokundun mu? Vicdan taşıyıp taşımadığına baktın mı hiç? Adının sonuna paralı soyisim aramak yerine adının önüne ünvan eklemeye neden odaklanmadın. Gerçi sen bu kafayla ne ünvan eklersen ekle hepsini kendi menfaatına kullanacaksın zaten. Hala özgürüm ben diyorsun değil mi? Elalem için yaşayıp…
Sevilmeyi sonsuzluğun içerisine bırakmak yerine şahıslarla sınırlandırmayı yeğledin.
Ben sana çok acıdım ya sen kendine hiç acıdın mı?
Vesselam….!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.