Ata binip giden güzel insanlar değil….

Yeni çağda tutunamayan doğru davranışlar…!
Ne çok özlenir oldu samimiyet ile ,
Isındığımız zamanlar.
Kapı önü sohbetleri,
Kaldırımda yan yana oynayan çocuklar,
Köşe başlarını şenlendiren,
Seyyar satıcılar …
Çelme takmazdı en inandığımız dostlar.
Aile kavramı vardı, sokakta işten gelen babayı kucaklayarak karşılayan çocuklar…
Hanımlarda kredi kartı yoktu,
Eşler eli dolu kolu girerdi eve Allahın selamı Güler yüz ve sevgiyle …
Hanımlar heyecanla beklerdi eşlerini…
Kırgın yatmazdı eşler, yatak ev ayırmaz kucağında kumanda ile telefon almazdı!
Ondan kısa sürerdi gönlümüzü,
Tekmeleyen acılar.
Bir bakışta anlardık hallerimizden,
Şimdilerde bin kelime ile anlatamazken.
Yalan söyleyince kızarırdı yüzümüz,
Kırınca bir kalbi sabah olmak bilmezdi.
En mahremlerimiz ortalıkta gezinmezdi.
Sır vardı ayıp vardı.
İnzivaya mı?
Çekildi o güzel insanlar.
Ya o duygular nasıl olup unutuldular..!
Büyük bir çoğunluğumuz içinde bulunduğumuz durumun can sıkıntısıyla; “Nerede o eski günler?” diye söze başlıyoruz. Aslında sormamız gereken esaslı soru şu: Nerede o eski insanlar ve inançlar?
Hayat nasıldır biliyor musunuz?Üçte biri güzel geçen zamanlar,geri kalanı da o güzel zamanlarınhatırlanmasıdır.Mark Twain
Kadim yakarışlardan biridir: "Nerede o eski günler, bayramlar, yılbaşları..." Her şeyin güzel olduğu zamanlar, daha mutlu, daha huzurlu yaşanan günler. Az parayla büyük doyumların sağlandığı o kutlu geçmiş. Peki, sahiden de geçmiş, bugün hatırladığımız kadar özel ve güzel miydi?
Nostaljinin reddedilemeyen bir cazibesi mevcut... Ne zaman dostlarla bir araya gelsek eski günlere döner, geçmiş yaşantıları anımsar, biraz hüzünlü ama çokça keyifli hislerle o günleri yâd ederiz. Eskiyi ve geçmişi konuşmak bize mutluluk verir, boğulduğumuz ve sıkışıp kaldığımız bugünümüze nefes alacak bir pencere açar, bizi rahatlatır. Nostalji geçmişte kalan güzel zamanların, anların zihnimizde bir imge olarak yeniden uyanışı ve güzelin yeniden hatırlanışıdır. Artık var olmayan ya da esasında hiç var olmamış o eve duyduğumuz tatlı özlem…
Aslında geçmişe değildi özlem, geçmişte ki kudretimize yada şimdi ile bahşedemediğimiz insanlara sitemdi belkide…
İnsan uğruna yaşayacağı, savaşacağı bir davası varsa bugünde kalır ve mücadele eder. Aksi hâlde boşluk içerisinde oradan oraya savrulmaya mahkûm olur. Kendimize soralım: "İnandığım, uğruna savaştığım, içerisinde anlam bulduğum ve sahip çıktığım bir davam var mı?" Ailenin geçimini sağlamak, borç ödemek ya da iş yerinde bir üst pozisyon için çabalamak ne yazık ki geçerli bir cevap değil. Hâl böyle olunca büyük bir çoğunluğumuz içinde bulunduğu durumun can sıkıntısıyla; "Nerede o eski günler?" diye söze başlıyoruz. Aslında sormamız gereken esaslı soru şu: Nerede o eski insanlar ve inançlar?
Doğru duruşlar, karakterli davranışlar, Allahtan korkup kuldan utanan nesiller…?
Vesselam

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.