Süslü Tuzak

Artık bunlar için sınır da kalmaz. Her istediklerini yapabileceklerini sanırlar. Bu sanıları bir süre sonra gerçekmiş gibi algılamaya ve inanmaya başlarlar.

İşte bundan sonrası oldukça tehlikelidir.

Zulmetmeye başlarlar. Zülüm onların yaptıklarını normalleştirir. Bu minval üzere devam ederken başlarına neler geleceği gerçeğini de unutuverirler.

Büyüklük taslamaktan, kibirlerine yenilmekten başka yapacak işleri de olmaz. Onlar kibirlendikçe, şımardıkça Allah onları bu hal üzere devam ettirir ki günahları çoğalsın. Sınanmaları için kendilerine verilen zamanı nasıl harcayacakları görülsün ve bilinsin…

Artık konumları oldukça iyidir. Ekonomik olarak semirmiş, politik olarak güçlenmiştir. Etki alanındakileri daha çok kontrol altında tutabilmek için daha çok zulmetmeye daha çok haksızlık yapmaya daha çok güçlü olmaya çalışırlar.

Hatta bu yaptıkları işin halkın selameti için olduğunu da söylemekten geri durmazlar. En doğrusudur çünkü yaptıkları, en doğrusudur düşündükleri. Etrafındakilerin alkışlamaları yeterlidir. Her şeyi en güzel şekilde düşünüp onlar için yapacak nadide insanlardır. Bu iş için özel gönderilmiş olduklarını bile düşünmeye başlarlar…

Kendilerine yapılacak öğütleri duymazlıktan, nasihatleri anlamazlıktan gelirler.

Durumu kurtarmak adına kargaşa çıkarmaktan geri durmazlar. Entrikalarını ardı arkası kesilmez.

Bütün bu yaptıkları kendi kendilerine tuzağa düşürmektir.

Kışın koyu zamanında, yeryüzünün karla kaplandığı bir anda tuzağa düşen kuştan farksızdır durumları. Halbuki kuş oraya karnını güzelce doyuracağını sanarak atlamıştı. Tuzak hiç aklına gelmemişti. Karnını doyurup geceyi yuvasında rahatça geçireceğini umuyordu. Ama avcının kuracağı tuzaktan haberi olmadı.

İnsan böyle mi?

Elbette tıpkı kuşa kurduğu tuzak gibi kendine de tuzak kurdu. Tuzağın üzerini dünyanın cicili süsleriyle bezedi. Onu üzerini nefsinin hoşlanacağı lezzetlerle donattı, cezbedecek ne var ne yok envaiçeşit renk ve tatlarla harmanladı.

Sonunda kurduğu bu tuzağa kendisi düşüverdi işte. Kurtuluşu olmayacak bir tuzağa. Çünkü bu tuzağın üstündeki çekici metaların çekiciliği aratarak devam etti gitti…

Kendi kendilerini düşürdükleri bu tuzaktan kurtulmaları da mümkün olmadı. İşin ilginç yanı kendilerinin tuzağa düşmüş olmalarının farkına da varmadılar.

Ne acınası bir durum!

“Onlara bir ayet geldiğinde, Allah'ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayız, dediler. Allah, peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir.” (En’am, 6/124)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.