On İki Pınar

Silikleşmiş kişiliklere şahsiyet kazandırmaktı yolculuğun amacı. Yıllarca süren aşağılanma, zulümler ve baskılarla duygularının bastırılması onların kişiliklerinde sorunlar yaşamalarına sebep oluyordu.

İnanmış insanlara bu durum yakışmıyordu.

Firavun istediği gibi hükmediyor, onların inançlarını yok sayıyordu. Bastırılmış duygulardan kurtulup onlara yakışan bir hayatı yaşamaları Peygamber Musa’nın yapacaklarındandı.

Allah’a güvenmeleri konusundaki uyarısı bazen onların kalplerin yatışmasına sükûnete ermesine yeterli gelmiyordu.

Hayatlarında bazı şeylerin değişmesi gerektiğini söylüyordu. İman etmeleri değişimi gerektiriyordu…

Bir işaret beklendi.

Beklenen işaret geldi.

İşaret geldiğinde İsrailoğulları, Musa Peygamberin peşinden yürüdü. Bu yürüyüş zordu. Bütün sıkıntılara katlanmaktı onlara düşen. Sıkıntılar her zaman yol içindi.

Deniz yol verdi onlara.

Kurtuluşun kapısıydı o an.

Allah’ın onlara bir ikramıydı deniz ötesindeki selamete uzanmaları.

Bu onların yeni dönemleri için bir başlangıçtı.

Rabbin bağışlaması sonsuzdu. Bağışlamayı severdi. Bağışlanma için yapılacak olanları da gösterirdi.

Musa Peygamber çölün ortasında yüz binlerce insanı eğitmek durumundaydı. Yeni bir yapılanmaydı bu durum.

Kavgasız çözmekti meseleleri. Her zaman kavgacı, kavgayı seven insanlar olurdu. Onlar içinde de vardı böyleleri. Her işte hır gür çıkarmaktan zevk alıyorlardı.

Çölde en büyük sıkıntılardan biri de suydu.

Su hayattı. İnsan hayatının devamına vurgu olacak bir uyarıydı.

Hatırlayın Rabbin gücünü kuvvetini ve sizin ona olan muhtaçlığınızı: Su yok; tükendi, sonunuz geldi.

Susuzluk onları sıkıntıya soktu. Başına gelenlerden sorumlu tuttukları kişi yine aynıydı: Musa Peygamber.

Onları Mısır’dan çıkarmasaydı, denizden getirmeseydi, çöle sürmeseydi, yapmasaydı, etmeseydi…

Mademki çöle getirmişti; çözümünü de bulmalıydı düşünceleri konuşuluyordu artık.

Bütün gözler yine Musa Peygamber’deydi.

Musa Peygamber kavmi için su aradı.

Biliyordu ki Hacer de oğlu İsmail için su aramıştı.

Aramıştı…

Çaresizlik diz boyu olduğu anda, ‘artık tamam bu iş buraya kadar’ dediği zamanda ümitsizlik içinde oğlu İsmail’i bıraktığı yere döndüğünde gördüğü karşısında şaşırmıştı. Mutluluktan uçacak gibi olmuş, Allah’ın inananları terk etmediğini yaşamış ve kalbi huzur dolmuştu. Ekinin olmadığı bu çölde yoktan var edilen zemzemle beslemişti İsmail’i. Belki de terbiye ediliyordu peygamberlik için…

Musa Peygamber, dedesi İbrahim ve İsmail peygamberlerin bu yaşadıklarının farkındalığı içinde bekliyordu.

Rabbinden bir emir, bir yol, bir söz bekliyordu.

İşte o zaman: “Asanı taşa vur!” nidası ulaştı.

Asasını taşa vurdu.

Olanlar oldu.

Olması gerekenler gerçekleşti.

Musa Peygamber, on ikiye ayırdığı kavmi için her birine ayrı olmak üzere bir çözüm getirmişti mucizeyle.

Kayalara elindeki asayı dokunuşuyla yürekleri durduracak bir ihtişam sunuşu vardı…

Pınarlar fışkırdı kupkuru sarp kayalıklardan, hem de tam on iki tane…

Belki de tarihe kayıt düşmekti bu su fışkıran deliklerin oluşumu. Yıllar sonrasında ibretle görülmesi ve yapılacak hatalar için ikaz edici bir mucizeydi. İnsanların ibret gözüyle fışkıran pınar gözlerinde kaybolması ne güzel olurdu!

İsrailoğulları'nın on iki kabilesi arasında su kavgalarının olmaması için gereken buydu: Kayadan fışkıran on iki pınar…

Sina Dağı yakınları, çöl…

Kavurup yakan bir yangı…

Susuzluk bütün canlıların canına tak etmiş…

Su…

Suya kavuşmakla kalmayıp herkes içeceği yeri de bilmiş oldu.

Onların bozgunculuk yaptığı biliniyordu.

Onların karışıklık çıkarmaktan hoşlandığı defalarca yaşanarak görülmüştü.

Onların karışıklık çıkarıp peygamberlerini bile öldürdüğü malumdu.

Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesat) yaparak karışıklık (ve kışkırtıcılık) çıkarmayın.” (Bakara, 2/60)

Suyun mucizevi bir şekilde kayalardan fışkırmasıyla şimdilik bunlar olmadı.

Sonrası mı?

Yine bilindiği gibi, isyan ve ceza…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.