Ateş ve alev-1

İşte o.

Kendini ilahlaştıran, ilah sanan ve ilah olduğunu ilan eden kişi.

Utanmadan meydan okudu.

Utanmaz adam bir de kendisinin ilah olduğunu söyleyip ateş ile yakma cezası verdiğini haykırdı.

İbrahim’in çağrısına kulaklarını tıkadı.

Çağrı yapanın konumunu yetersiz buldu. Ondan daha etkin, daha yetkin ve daha söz sahibi olduğunu düşündü.

İbrahim de kimdi, kim oluyordu da kendisine çağrı/tebliğ yapıyordu.

Kendisi yöneticiydi, etrafında hizmetçileri ve yandaşları vardı. Her yaptığı alkışlanır, her istediği emir telakki edilir ve uygulanırdı. Yönetim gücü vardı ve onu kullanıyordu. Her şey emrindeydi; saraydakiler, hizmetçiler, insanlar…

Ama tağuttu işte.

Hak yoldan saptıran, bazılarınca ilah konumunda tutulan varlık.

Tağut.

Aşırı derecede azgın insan.

Allah'ın hakkına tecavüz eden kendini bilmez biri.

Her türlü tapınmayı hak ettiğini söyleyen cahil.

Saptıran/sapıklık içinde konumunu koruyan kişi.

Bazen bir put bazen şeytan bazen kâhin ve belki de bir sihirbaz…

Tağut.

Ama bu kez bir yönetici.

Kral.

Tağut Nemrut.

Çünkü alemleri yaratan Allah'ın hükümlerini yok saydı. Kabul etmedi, reddetti. Kendisinin daha iyi hüküm koyacağına inandı ve buna insanları da inandırdı. Destek buldukça azdı. Azdıkça daha çok isyan etti…

Nemrut tağutluk yaptı.

Azgınlaştı.

Azgınlaştıkça şeytanlaştı.

Şeytan Nemrut.

Düşündüğü ve yaptığı şeytanlıklarla aydınlık içinde bulunan insanları da zifiri karanlığa sürükledi. Onların geleceklerini kararttı. Hakka ulaşmalarına engel oldu. Batılın yolcusu haline getirdi. Batıl yolcularını çoğalttıkça çoğalttı.

İşine böyle geldi. İnsanların düşünüp gerçeği görmesine engel olmak için devlet gücünü kullandı. Onları en iyi yönetecek olanın kendisi olduğunu dikte etti, onları inandırdı. Kanunlar koyabildiğini korku saltanatı ile göstermeye çalıştı. Saltanatı korkuyla büyüdü.

Ama o azgınların başıydı.

Nemrut.

Kendisini tanrılaştıran tağut.

Tağutlaşan Nemrut.

Halbuki elinde bulundurduğu gücü ona Allah bahşetmişti.

Bu güçten devşirdiği zenginliği veren de Allah'tı.

İnsanların sınanmaları farklı olurdu. Sınanma yolu onu şımarttı. Güç ve hükmetmek onu yoldan çıkardı. Benlik duygusu tavan yaptı.

Gerçekleri inkâr etti. İnadına devam etti. İnkardaki inadı ve azgınlığı ile yoldan çıktı.

Artık gözleri kör olmuş gerçeği göremez hale gelmişti.

Karanlıkların krallığına soyunarak aydınlıkları yok etmeye çalıştı.

Gerçeklerden uzak durdu. İnsanları da uzaklaştırdı.

Çünkü en zalim insanlardan biriydi.

En güçlüydü ve üstelik kraldı. Gücünün arkasına sığınıp ilah olduğunu söylemekten geri kalmadı.

İnandırdığı insanlar gibi olmasını beklediği İbrahim başkaydı. Çok başka…

Devam edecek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.