Haber gelmiyor yardan

Yüreğini ulu orta serebileceğimiz bir sevgili yoksa hayatınızda, yani Yaradan’ın nuru eksik ise kalbinizde, boşa yaşamış sayılırsın. Ritmi ile seni bulunduğun ortamdan koparıp başka alemlere götüren müzik parçaları yoksa hayatının bir köşesinde; üzgünüm ama kalbin çalışması gerektiği gibi değil demektir. Öksüz ya da yetim olan ya da muhtaç halde olan bir çocuk bile görünce merhamet gösteremiyorsak yazıktır adamlığımıza, demez miyiz? Utanç hissi tenimizi teslim almaz mı?

Acaba ruhumuzu beslemek için ayırdığımız çaba, para ve emek yeterli mi? Yani güzellik merkezlerinde ya da kuaförlerde dışımızı güzelleştirmek için harcanan ile karşılaştırıldığında yeterli mi? Siz, hala okuyabilen ve üç-beş okuruma dert yanar gibi olacak ama başka kimseye nazım geçmiyor. Ulaşmak istediğim gençlerin ne denli bilinçli olduklarını yorumlamak haddim değil, farkındayım!

Yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevmek gerektiğini yıllar önce öğrenmiş olan bu nesil, bir sonra ki nesillere bu düsturu ne kadar ulaştırabiliyor?

İster istemez insanoğlu Yaradan’dan bir ses ve yardım bekler. Çünkü Müslüman, Yaradan’ın kendisine sevgili (Yar) olmasını arzu eder. Yardan haber gelmeyince endişe eder. Sanırım Gazze Sokaklarında haber bekleyen müslimanlar, pek beklediklerini bulamadılar. Gerçi son yüzyılda dünyalık isteklerini hangi müsliman karşılayabildi? Bu bağlantı kopukluğunu İsrail’in sağladığını sanmıyorum. Yahudiler, Dünya’ya geldiklerinde Altın buzağı (İbranice: עֵגֶּל הַזָהָב Egel hazahav), Eski Ahit'e göre, Musa Sina Dağı'na çıktığında isyan başlatan İsrailoğullarını memnun etmek için Harun tarafından yapılmış bir puttur. Sonuçta en baştan bu yana niyetini ortaya koyan bu millet, hiç ama hiç bir zaman kendilerini gizlemediler ki? Tevrat’ta yazan emirleri önemseyenler hariç, diyorlar ki; “Dünya hakimiyeti için gerekli olan paraya-pula ulaşmak için savaşmayı kenara bırakın, çocuk kanı akıtmayı dahi göze alabiliriz. Ayrıca başarıya giden her yol mübahtır!” Öyle ki, Gazze’deki kadın ve çocuklardan oluşan insanlara, “Güneye gidin!” diye anonslar yapıldı ve 6 saat sonra bahsı geçen bölge bombalanmaya başlandı! Çocukların ölü bedenlerinin yan yana sıralanmış bir görüntüyü izlemiştim. Empati kuruyorsun ve kendi çocuğunun orada yattığını düşünüyorsun… Çok ama çok zor!

Peki biz elinde iki ezgiyi tutan Türkler nasıl yaşamalı ve savaşmalıyız? Yeryüzünde birçok Müslüman ülke var. Ayrıca birçok Türki Devlet var. Her iki kıymeti de kenara konulacak gibi değil. Peygamberimiz Arap Yarım Adasında, İslamiyeti yaymak için ne kadar savaşmıştır sizce?

Hz. Muhammed S.A.V. ; Toplamı 8.000 gün olan nübüvvetin (peygamberlik süresi) boyunca sadece 392 gününde dimağlar (beyninde) savaşla meşgul olmuştur.

İslamiyetin savaşa bakış açısını anlatan çok önemli bir bilgi. Bence işin özeti bu! Savaşın Cihad’a dönüşmesi için şartların yerine gelmesi gerek… Terörün kimler tarafından oluşturulduğu ve desteklendiği düşününce olay netleşiyor zaten!

"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır."

Toprağını satın almaya gelen ve ederinin 3, 5, 10 katını teklif edene şüphe ile bakmadan satmayı karsınırsanız, evsiz-topraksız kalırsınız! Ölmekten beter olursun, dostum! Ölmek için mermilere göğüs geren hale gelirsin!

Fosfor bombası sözüm ona dünyada yasaklanmıştı. Bir İslam Devleti olan Osmanlı’nın himayesinde yıllarca güvende yaşayan Museviler, ne ara kadın ve çocukları düşman olarak görmeye başladı. Ayrıca, İsrail bu bombaları kullandığı için nasıl bir yaptırımla karşılaşacağını merakla bekliyorum.

Dünya, ABD demir yumruğu altında ezilmeli mi? Hele İngiltere’nin hiç olmadığı kadar çabuk refleks göstermesi, beni çok şaşırttı. Bazen yere düşünce bir avuç toprakla kalkmak gerek. Lakin, uzaktan bakılınca; resim farklı görünüyor. Sanki, Haçlı ekibi Musevilerle toplanarak Müslümanların üzerine yürüyecek gibi duruyor? Sonuçta, yeryüzünde büyük ve tam gelişmiş bir Müslüman ülke yok! Boşuna 3. Dünya Savaşından bahsedilmiyor. Ama şunu unutmayın büyük ülkeler pek savaşmak yerine, birleşip sömürmeyi tercih ederler.

İsrail Savunma Bakanı’nın “Hayvansı insanlara karşı operasyon yapıyoruz.” demesi, aslında çok anlamlı. Bu seviyede bir devlet temsilcisinin bu üslupla, bu kadar saldıran bir ifadede bulunması İsrail için olağan değil mi? Kendisini hiç ama hiç saklamayan bir milletin son yüzyıl içinde santim santim kurulumunu izlemedik mi dostlar?

Dünyada yaşayan Yahudilere öğretilen bir düstur var; “Yılda 11 ay kendine 1 ay İsrail’e çalış.” Dünyanın dört bir yanından İsrail’e destek yağdığını düşünebilirsiniz. Bence, Arap Yarımadasının ortasında Yahudi Temelli bir Devlet bu sayede kurulmuştur. Kurulmakla kalmayıp illegal yollarla büyümüştür. Bunu; rüşvetin sözü bile edilmeyen, liyakatın tereddütsüz uygulandığı kendi ülkemiz için düşünün.

Dün İran Dışişleri Bakanı diyor ki; “Bugün İsrail’i durduramayanlar, yarın fosfor bombalarının kendi şehirlerinde patladığını görecektir!” Bana çok mantıklı geldi! Bakın, halen Yar’dan haber yok. Liyakat ilkesi çalışmaz ise gelişmiş ülkelerin tabağında kendimizi buluruz!

Akşamınız güzel olsun ...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.