İhsan Oktay Anar ile muhayyel söyleşi

İhsan Oktay Anar, 1960 yılında Yozgat'ta dünyaya geldi.

Lisans, master ve doktora öğrenimini Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde yaptı.

Edebiyatçılar Derneği ve PEN Yazarlar Derneği üyesidir. İlk öyküsü "Kâfirler İçin Apologya" Nisan 1985'te Morköpük dergisinde çıktı.

Edebi Kişiliği

İhsan Oktay Anar aslında bir felsefe akademisyenidir. Romanlarında bunu okuyucuya hissettirmektedir.

Anar romanlarında felsefe, tarih, polisiye iç içedir fakat daha da önemlisi onun metinleri "üst kurmaca" bir anlayışın ürünüdür.

İlk romanı Puslu Kıtalar Atlasıdır.

Kitab-ül Hiyel: Eski Zaman Mucitlerinin İnanılmaz Hayat Öyküleri adlı romanında, bir efsaneden yola çıktı.

Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri adlı yapıtı İngiltere'de 476 Oyuncuları tarafından sahnelendi.

Âmât adlı eserinde yeryüzündeki bütün kötülükleri içinde taşıyan ve yok olmaya mahkum bir gemi metaforu ile okura iyi ile kötünün bitmeyen çekişmesini gözler önüne sermiştir.

Suskunlar adlı romanında Mevlevi kültürün izleri görülmektedir.

Efrasiyab'ın Hikâyeleri adlı eserinde insan ömrünün sınırlı ve bu yüzden de hayatı güzelleştirip öne çıkaran yegane duygunun sevgi olabileceğini işlemiştir.

Yazarın son romanı ise Galiz Kahraman'dır.

İhsan Oktay Anar'ın Eserleri

Puslu Kıtalar Atlası (1995), Kitab-ül Hiyel (1996), Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri (1998), Amat (2005)

Suskunlar (2007), Yedinci Gün (2012), Galîz Kahraman (2014)

  • Ne olmayayım?
  • Galipken zalim, mağlupken mazlum olma.

  • Nasıl olaylar yaşadık?
  • Sağlam birini on kez çıldırtacak, akıllara zarar hadsiz hesapsız olaylar yaşadık.

  • Anormal bir hale mi geldik?
  • Akıllara sığmaz tuhaf hadiselere artık alıştık hatta müptelası olduk.

  • Akıl nedir?
  • Akıl, hayatı sürdürme kabiliyetine denir. Biz askeriz, hayatta olmamız önem taşımaz, yakılacak mermiyiz.

  • Neyi bilelim?
  • Sadece gördüğünüzü bilin.

  • Bir yol var mıdır?
  • Akıldan akıla yol var.

  • Bizim tamam dememiz meseleyi halletmez mi?
  • Sanki helal desem hırsız, hırsız olmaktan çıkacak ha!

  • Aptal neyi öngöremez?
  • Aptal Akıllıyı, akıllıda aptalı öngöremez, aptal olarak bilgi karşısında tokgözlüyüz. o bizden zeki olduğu için açgözlü

  • Nasıl hüküm veriyoruz? Fikirler bizde nasıl bir duygu uyandırıyor?
  • Hepiniz iştahla ve şehvetle hüküm veriyorsunuz, hak mı hakikî mi demeden, fikirler sizde kadın kız gibi şehvet uyandırıyor, oysa yanlış, yalan ve abes denen ne varsa, akla nâmahrem değil mi?"

  • Hayattaki bir ölçü edebiyatta geçerli olur mu?
  • Gerilimi volt ve cereyanı amper ile ölçen adam, şiirlerinde aşkı aruz, ihtirası da hece ile ölçmüştü.

  • Okurlarımıza bir dua eder misiniz?
  • Allah bizi bildiğimizden, gördüğümüzden ayırmasın.

  • Kim kazanır?
  • Tavşan ya da tazı değil, hızlı koşan kazanır.

  • Var kılmayı hür kılmaya tercih edince ne oldu?
  • Var kalmayı hür kalmaya tercih ettiklerinden ruhları, içinde dişlilerin tıkırdadığı bir hesap makinesinden farksız zihinlerinde hapisti.

  • İnsan birden değişebilir mi?
  • Servete konmuş fakirin üç kuşak fakirlik kokması ve açlığın yerini açgözlülüğün alması yahut dinden çıkmış Müslümanın üç kuşak daha hacı yağı kokması ve takvanın yerini bağnazlığın alması belki doğruydu.

  • Ne yaptılar?
  • Hem delirdiler, hem delirtiyorlar .

  • Usül nasıdır?
  • Üstün asta yaptırma yolu emir vermek iken, astın üste yaptırım yolu bilgi vermekti.

  • Ne oldu? Ne olsun?
  • Göz gördü de gönül vardı. Kulak da duysun, kalp de sevsin efendim, eli elime değmedi, sesi ruhuma değsin

  • Düşmanlar hangi devirdeydiler?
  • Ne yazık ki düşmanların birbirlerini gözleriyle değil, matematikle görebildikleri bir devirdeydiler.

  • Akıl bize neyi öğretti?
  • Akıl bize korkmayı öğretti,

  • Olanlar çok mu anormaldi?
  • Mızrak çuvala sığdı, ama olanlar aklıma sığmadı.

  • Ne oluyoruz?
  • İnsanlığımız santim santim kısalıyor.

  • Sizin sözünüz nerede geçmez?
  • Allah’ın haram dediğini, ben bir lafımla helal mi yapayım?

2222222222222222222222222222222

  • Av mıydı avcılar mıydı?
  • Kendilerinin av mı avcı mı olduklarına karar veremediklerinden donakalmışlardı.

  • Niçin biz yakıyorsunuz?
  • Şahsi merakınız için bizi yakıyorsunuz.

  • Siz ne yapacaksınız?
  • Ölsek de, gebersek de, zıbarsak da işimizi ne pahasına olursa olsun yapmaya devam edeceğiz."

  • Hayat neyi gerektirir?
  • Hayat biraz olsun çileyi gerektirir.

  • İnsanoğlu için ne büyük bir nimettir?
  • Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti.

  • Dünyadaki en büyük mutluluk nedir?
  • Dünyadaki en büyük mutluluk, bu dünyanın şahidi olmaktı.”

  • Sizin için kutsal nedir?
  • Benim için kutsal bir şey varsa o da bilgidir. Gerek bu dünyanın gerekse öte dünyanın bilgisi. Bu yüzden öğrendiklerimi akıl terazisinde tartıp doğru olup olmadıklarına bakarım.

  • Umudunuz çok mu az insan konusunda?
  • Belki de dünyada hâlâ gerçekten iyi insanlar vardır, kim bilir ?

  • İnsanlar bu dünyada neden korkarlar?
  • Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti.. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı...

  • Bugünden sonra ne yapayım?
  • Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta, bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun binbir halinden korkma.”

  • Neyi anlatamıyorsun?
  • Sana karşı hissettiklerimi anlatmama imkan yok. Bir duygu, anlaşılmıyorsa, duygu değildir.."

  • Öldürmede nasıl bir psikoloji gelişiyor kişide?
  • İlk kez öldürdüğünde bir değil, sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. (…) İkinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişi öldürmüşsündür. Üçüncü kez ise, kimseyi öldürmüş sayılmazsın..

  • Nasıl insanlara ihtiyaç vardı?
  • Düşünebilen insanlara ihtiyacı vardı.

  • Dünya nedir?
  • Dünya bir düştür. Evet, dünya.. Ah! Evet, dünya bir masaldır.

  • İnsan hiç olmazsa neyi yapmalı?
  • Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurgu göremesen de bari küçük bir şerçeyi gör. Kaf dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl.

  • Hayatta görebildiğin en güzel şey neydi?
  • Hayatım boyunca görebildiğim en iyi, en güzel şey sendin..

  • Bir kadının yüzündeki güzellik nedir?
  • Başkaları ne derse desin, bir kadının yüzündeki güzellik, ona şefkatle bakan erkeğin gözlerinden yansıyan aşktır . Buna inanırım

  • Gerçek bir ibadetin ne olduğunu söylerdi?
  • Dünyanın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu söylerdi..

  • Evdeyim Dünyayı tanıyamaz mıyım?
  • Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?

  • Siz neden ibaretsiniz?
  • Düşündüğüm için ben var değilim, sizler varsınız. Sizler benim zihnimdeki düşüncelerden ibaretsiniz.

  • Kusursuz musunuz?
  • Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.

  • En büyük mutluluk nedir?
  • Bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur. Macera ise büyük bir ibadettir; çünkü O'nun eserini tanımanın başka bir yolu olduğunu görebilmiş değilim."

  • Siz neyi takdir edersiniz?
  • Gördüğüm kadarıyla kitaplara düşkünsün. Insanoğlunun öğrenme isteğini hep takdir etmişimdir.

  • Gözün vazifesi nedir?
  • Gözün vazifesi; sadece görmek değil, hakikati görmektir. Hakikati gören bir göz, artık başka bir şey göremez.”

  • Cenneti görmek için ne yapmamız gerekir?
  • Cenneti görmemiz için gözlerimizi açmamız değil, belki de kapamamız gerekir."

  • Son olarak okurlarımıza mutluluk açısından baktığınızda yazar ve okur hakkında ne dersiniz?
  • Mutlu yazar, azdır. Belki de yoktur. Ama mutlu okur vardır.

  • Bu güzel söyleşi için teşekkür ederim.

  • NOT: Bu muhayyel söyleşi yazarın cümlelerine üretilen sorularla kurgulanmıştır

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.