
Yıldız Uyanık
Genetiği Değiştirilmiş GDO’lu Gıdalar
Gıda insanoğlunun var olduğu ilk günden itibaren ve yaşamı son bulana kadar sürekli olarak tüketmesi gereken temel bir ihtiyaç maddesidir. İnsan bedeni fizyolojik olarak, düzenli aralıklarla ve sürekli bir şekilde vücuduna gıda almalı, yani beslenmelidir. Ancak beslenme yalnızca vücuda herhangi bir gıdanın alınmasından ibaret değildir. Bu gıdaların da belirli özellikleri taşıması gerekmektedir. Gıdanın öncelikle güvenilir olması gerekmektedir. Gıda temiz ve sağlıklı, tüketildiği takdirde vücuda zarar vermeyecek nitelikte olmaktadır.
Bu yazımızda dünyada giderek artan gıda ihtiyacını karşılamak, açlık sorununa çare bulmak, ürünlerin doğada dayanıklılığını artırmak buna bağlı olarak maksimum verim elde etme ve en mükemmelini yakalama isteği gibi sebeplerle ortaya çıkmış olan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ve Genetiği Değiştirilmiş (GD) gıdalar konusunu ele alacağız.
Bir canlı türüne başka bir canlı türünden gen aktarılması ya da mevcut genetik yapıya müdahale edilmesi suretiyle yeni genetik özellikler kazandırılması sonucu doğal süreçler ile elde edilmesi mümkün olmayan yeni özellikler kazandırılmış organizmalara “Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) denilmektedir. Aynı şekilde bir gıda maddesine farklı bir canlıdan gen aktarılması yahut mevcut gıdanın genetik özelliklerinin değiştirilmesi sonucu elde edilen yeni gıdalara da “Genetiği Değiştirilmiş (GD) Gıda” denilmektedir.
Mısır, patates vb. bitkisel ürünlerde zararlılara dayanıklılık, soya, mısır gibi bitkisel ürünlerde yabani ot ilaçlarına dayanıklılık, patates, mısır vb. bitkisel ürünlerde bitki hastalıklarına dayanıklılık, ayçiçeği, soya, yerfıstığı vb. bitkisel ürünlerde bitkisel yağ kalitesinin artırılması, domates, çilek vb. bitkisel ürünlerde olgunlaşmanın geciktirilmesi ve dolayısıyla raf ömrünün uzatılması, böceklere ve herbisitlere karşı dayanıklılık, bitkilerin zor çevre koşullarına karşı dayanıklılığının artırılması, Bitkisel ve hayvansal ürün veriminin artırılması, gibi amaçlarla gıdalara farklı canlılardan gen aktarılması ya da mevcut gıdanın genetik özelliklerinin değiştirilmesiyle genetiği değiştirilmiş gıdalar elde edilmektedir. Örneğin soğuğa dayanıklı domates türü elde etmek için soğuk iklimlerde yetişen balıklardan domatese gen aktarımı gibi.
Özellikle yaygın olarak üretilen GDO'lu gıda ürünleri; mısır ve soyadan üretilen gıdalar (yağ, un, nişasta, bisküvi, kraker, kaplamalı çerezler, pudingler, bitkisel yağlar, şekerlemeler, çikolata ve gofretler, hazır çorbalar vb.) resmi merciler tarafından denetimleri yapılmadan üretilmişse GDO olma ihtimali yüksek olan gıda ürünleridir. Ayrıca resmi mercilerce kontrolu yapılmadan üretilen mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvansal gıdaların da GDO'lu olma ihtimali oldukça yüksektir.
Gıdalara farklı canlılardan gen aktarılması ya da mevcut gıdanın genetik özelliklerinin değiştirilmesi yoluyla elde edilen Genetiği değiştirilmiş (GD) gıdalar ile gıdaların veriminde ve kalitesinde artış sağlanmıştır. Fakat Genetiği Değiştirilmiş organizma (GDO) teknolojisi henüz etkileri tespit edilecek kadar uzun bir geçmişe sahip değildir. Ayrıca insanlar üzerinde doğrudan deneyler yapılmadığı için de taşıdığı risklerin kesinliği belirlenmemiştir.
Ancak tehlikesinin henüz tespit edilememiş olması Genetiği değiştirilmiş (GD) gıdaların güvenli olduğu anlamına gelmez. Ürün maliyetini düşürmek, ürün dayanıklılığını artırmak, ürün çeşidini artırmak, bitki hastalıklarına karşı dayanıklılığını artırmak, farklı ürünler elde ederek ürün çeşitliliğini artırmak, ürünün besin değerini yükseltmek, sıcaklığa ve kuraklığa dayanıklı ürünler elde etmek, pestisit kullanımın azaltma gibi olumlu etkileri olmasına rağmen Genetiği Değiştirilmiş (GD) gıdaların taşıdıkları risk ile sağladıkları fayda dengesi henüz tam olarak belirlenmiş değildir
Ülkemizde gıda ve yem kontrolleri 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu çerçevesinde yürütülmektedir. Bu kanunda gıda ve yemlerin insan ve hayvan sağlığı açısından taşıması gereken özellikler verilmiştir. Genetiği değiştirilmiş ürünler ile ilgili kontroller ise 5977 Sayılı Biyogüvenlik Kanunu kapsamında yapılmaktadır. Bu kanuna göre eğer üründe genetik olarak bir değişiklik var ise firmalar bu ürünü ambalajında ve hatta üretim yerinde belirtmek zorundadır.
Tüketim sırasında kendimizi korumak ve yediğimiz gıdayı denetim altında tutmak için etiket bilgileri belirleyici bir unsurdur. Diğer yazılarımızda da sürekli belirtiğimiz gibi aldığımız ürünlerin etiket bilgilerini mutlaka çok iyi incelemeliyiz. Üretici firmanın işletme kayıt numarasını Tarım ve Orman bakanlığının Web sitesinden sorgulamalıyız. Piyasada güvenirliğinden emin olduğumuz firmaların ürünlerini tüketmek, iyi tarım uygulaması ve organik tarım üretimi yapan, yerli tohum kullanan firmaların ürünlerini satın almak gelecekte ne tür yan etkilerinin olduğunu bilmediğimiz Genetiği Değiştirilmiş (GD) gıdalara karşı temkinli olmamız açısından doğru olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.