Haziran Ayı iyi okul, seçkin öğretmen arayışıdır

Geçtiğimiz hafta, Konya Bilim ve Sanat Merkezinde yaratıcı düşünce teknikleri, düşünceyi organize etmek için kullanılan Zihin Haritaları, grafik düzenleyiciler, görsel düşünme üzerine İngilizce bir workshop gerçekleştirdik. Yaklaşık altı ay önce söz verdiğim eğitimi ancak gerçekleştirebildik. Konu genişti. Program planlı olmasa da eğitimin dili spontane gelişti. İngilizce sunu yapmayı planlamamıştım. Özel yetenekli çocuklarla 6 yıl çalışmıştım ve bu çocukların meydan okumayı sevdiğini biliyordum. Bir meydan okuma, başka bir meydan okumayı getirir. Eğitimde rekabet birlikte keşif ve ilerlemeyi getirir. Çocuklara dersi daha farklı nasıl anlatabilirim diye düşünmüştüm. O yüzden sunuma İngilizce giriş yaptım. Tepkilerini merak ediyordum. Gözler birden odaklandı. Dikkatler verildi. Tepkilerini merak ediyordum. Farklı, biraz da beklemedikleri bir şeydi sanırım ama memnundular. Ben de beş dakika sonra sunumuma Türkçe devam ederim diye planlamıştım. Derse dikkati sağladıktan sonra artık istiyorsanız Türkçe devam edebiliriz dedim, ama hayır, bu kez onlar bana meydan okuyordu, “Carry on please” dediler. Bakalım benim yeterliliğim bir sunuyu İngilizce devam ettirecek nitelikte mi yoksa İngilizce birkaç şablon tekrarı mı görmek istediler. Beklenmedik durum karşısında İngilizce devam ettik... Çok keyif aldım. Öğrenme ve öğretmenin keyfi başka bir şeyde bulunmuyor. Bir hafta sonra, oğlumun sınıfı ile, 1. Sınıf öğrencisi, pikniğe gittik. Sınıf arkadaşım da olan öğretmeni, haydi biraz etkinlik yapalım, bakalım heybende neler var, hala birinci sınıf öğrencilerine öğretim yapabilir misin görelim dedi. Bu aslında şu demekti, üniversite öğrencilerine ders anlatmak kolay, otizmlilerle çalışıyorsun şimdi, o da kolay. Bilsem de çalıştın özel yeteneklilere öğretmenlik de kolaydır da parkta birinci sınıf öğrencilerine etkinlik yaptırmak, haydi bakalım. Öğretmen, her zaman cepte, işe yarar üç beş etkinlik bulundurur, ihtiyacı olduğu anda kullanır. Geçmişte tecrübe edilerek sınıf ve davranış yönetimi konusunda etkililiğini gördüğüm oyun ve etkinliklerden birkaç tanesini oynadık. İşe yarıyormuş hala, sevindim.

umit-savas-taskesen-7-2.jpeg

Özel eğitim bölümü öğrencilerimizle yine Bilsem ziyaretimiz sonrasında konuşurken içlerinden biri şöyle dedi “hocam bu öğrencilere öğretmenlik yapmak ne kadar zor? Çocukları tanıyınca yapabilir miyim emin olamadım” dedi. Bu düşünceye sahipsen özel yetenekliden zihin engelliye her çocuğa öğretmenlik yapabilirsin, emin ol dedim. Bu kaygı seni geliştirir, öğrenir ve öğretirsin. Öğretmen olmanın keyfi bu. Özel gereksinimli ya da özel yetenekli fark etmez elinde değerli madenler var, çocuklarımız ve ince bir işçilik istiyor hepsi. Nakkaş gibi işleyecek misin basmakalıp tornadan mı geçireceksin? İşlenmemiş bir cevher, kayıp bir yetenek olarak bırakıp değersiz mi kılacaksın? Henüz kendinin ve ailesinin farkında olmadığı potansiyellerini mi fark ettireceksin? Mesele biraz da bu benim için. Öğretmenlik benim için bir tercih meselesiydi, başka iş yapamadığım için değil, bu işi, okumayı tutkuyla sevdiğim için yapıyorum hala.

“Kendi sınıfında öğrenci olmak ister misiniz?” diye kendime sorduğum soruyu siz de göreve başladığınızda kendinize sormayı unutmayın diyorum şimdi üniversitedeki öğrencilerime. Cevaplarınız evet oluncaya, kendi çocuklarınız için aradığınız öğretmen niteliklerine sahip oluncaya kadar devam edin. Öğrenme tek başına olabilir ama öğretim etkili insani beceriler gerektirir. En iyi öğretmenler bunu bilir ve uygular. Öğretim sadece alan bilgisinde derin uzmanlık işi değil etkili bir iletişimdir, etkileşimdir. Kendi sınıfında öğrenci olmak ister misinin temeli olayları, kendini, yöntemini öğrencilerinin bakış açısından görebilme yeteneğidir. Bu da seçkin öğretmenin en temel özelliği. Onların, etkileşimde bulundukları öğrencinin durumunu anlama, empati konusunda nadir bir yetenekleri var ve başkaları tarafından nasıl algılandıklarını bilirler.

umit-savas-taskesen-7-1.jpeg

Etkisiz ve kötü örnekten, iyi bir öğretmen olma konusunda hiçbir şey öğrenilmez. Onlar da ne yapılması gerektiği konusunda her şeyi biliyorlar, maalesef yapamıyor ya da bahaneler arkasına sığınarak yapmıyorlar… Öğretmenlik ya da öğretim, bir doğru yanlış testi olsaydı şayet, bu işte başarısız olan öğretmenin cevaplarının tersini işaretleyerek yüz alabilir, başarılı olabilirdik. Hangi yaştan ve gruptan olursa olsun öğrencilerle çalışmak bir doğru yanlış, evet-hayır, ya da iyi kötü ayrımı gibi basit değildir. Öğretmenlik, öğretim daha çok açık uçlu cevap istenen bir deneme sınavına benzetilebilir belki. Sınava iyi hazırlanmamış birinin kağıdından kopya çekmek pek yardımcı olmaz…

İyi yazılmış denemeleri, öğretmenleri, okursak, görürsek, içindeki bütün düşüncelere katılmasak dahi etkilenebilecek yeni fikirler, uygulamalarla karşılaşır, kendi tarzımıza göre yeni bir şey inşa edebiliriz.

Eğitimciler olarak birçok iyi ya da kötü seçenekle karşı karşıyayız. Uygunsuz seçenekleri ortadan kaldırmak bizi ileriye taşımaz. 20 yıllık tecrübem, birçok etkisiz öğretmenin de etkili öğretmen gibi kendisinin mevcut şartlara göre iyi bir iş çıkardığını düşünüyor. İlerleme yoksa, suç öğrencide ve kendi dışındaki diğer değişkenlerde.

38 yıllık öğretmenlik yapan bir öğretmene, 38 yıldır aynı konuyu anlatıyor ama hala öğretmenlik heyecanını nasıl koruyor, öğrencilerinize öğrenme coşkusunu nasıl verebiliyorsunuz diye sormuşlar. Ben aynı konuyu otuz sekiz yıldır anlatsam da bu çocuklar için ilk kez anlatıyorum, varsa sırrı budur demiş. İlk kez anlatıyor, öğretmenlik yapıyor olma heyecanını her zaman duyabilmek...

Bir okul, sıra dışı, lüks, tam donanımlı fiziksel imkanlarla değil seçkin eğitimcileriyle harika bir okul olur. Seçkin öğretmenler böyle bir okulun büyüklüğünün, kalitesinin kilit taşıdır. Öğretmenlerin kalitesi düştükçe, bir öğrencinin okul hakkındaki görüşü de düşer. Anaokulundan üniversiteye kadar öğretmenlerin kalitesi okulun kalitesi hakkındaki algılarımızı belirler. Bir okulu önemli ölçüde geliştirmenin iki yolu vardır: daha iyi öğretmenler edinmek, mevcut öğretmenleri geliştirmek.

(4 haziranda başladığımız, dersi bitince eve gitmek yerine kaliteli eğitimci kaliteli öğrenci kapsayıcı eğitim uygulamaları eğitici eğitimine katılan ve ilgiyle dinleyen Zafer Ortaokulu ve Gödene İmam Hatip ortaokulundaki öğretmen arkadaşlara buradan da teşekkürler.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.