Onu hiç görmedim. Zaten görmeme gerek yoktu. Kendi farkıma vardığımdan beri, onu hep kalbimde hissettim. Bir kadın olarak tek başıma, erkeksiz yürüyebiliyorsam, soframda rahatça yemek yiyebiliyorsam, bunun sebebi O'dur. Yani sevmek için görmeme gerek yoktu; ama görebilmeyi dilerdim.

Her 10 Kasım sabahı saat 09:05’te sirenler çaldığında, içimde adeta bir sızı değil, kalbimin yerinden sökülüşü belirir. O an, sadece benim değil, ülkece yaşadığımız bir duygudur. Ülkece suskunluğumuzu ve tek yürek olduğumuzu hissederim. O, bizim en yakınımız, Türk milletinin babasıdır.

Atatürk sadece bir asker değildi; bir devlet kurucusu, reformcu ve eğitim öncüsüydü. Hukuk sistemini modernleştirdi, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verdi. Eğitimde köklü değişiklikler yaptı, köyleri kalkındırmak için projeler geliştirdi. Sanayi ve tarım alanında adımlar attı, ekonomi ve üretim politikalarıyla halkın refahını artırdı. O, bir ulusun siyasi, sosyal ve kültürel dönüşümünün mimarıydı.

Bazı kadınlar “Kocam beni aldatıyor, dava edeceğim” diyor ama Atatürk’ü sevmiyor. Oysa bu hakları kullanabilmeleri ve kendi haklarını arayabilmeleri Atatürk sayesinde mümkün oldu. O olmasaydı, bu söz bile akıllarına gelmezdi. Kadınlar, bunu size soruyorum: Bu nasıl bir tutarsızlık?

Bazılarıda kadın haklarından rahatsız. Rahatsız da olun; gitmekte özgürsünüz. Ama unutmayın, burada rahatça konuşabiliyorsunuz ve özgürlüğe de alıştınız; başka bir ülkede aynı şekilde konuşamazdınız.

“2025’te yazımızı değiştirdi” diyenler var. Ama bu kişilerin eski yazıyı okuyacak yaşları bile yok; hayatlarında hiç görmedikleri yazının lafını ediyorlar. Ağlanacak halimize gülelim mi?

O büyük lider sadece savaş meydanlarında değil, kendi içinde de savaş verdi. Uyumadı, dinlenmedi, vazgeçmedi. Onun ulusunu koruması için içinde neler yandığını, hangi yangınlarla mücadele ettiğini düşündünüz mü hiç? Belki de o cesur adamın yüreğini en çok sarsan şey, bizleri koruyamama ihtimaliydi. Onun ne kadar üzüldüğünü, kaygılandığını ve halkının geleceği için verdiği mücadeleyi göz önüne aldınız mı? Çünkü hayalleri sadece kendisi için değildi. Onun hayalleri, bizlerin geleceğiydi.

Bugün bize düşen, Atatürk’ün değerlerine saygı duymayanlarla aynı masada oturmamaktır; çünkü onun idealleri, birlik ve bütünlüğümüzün temeli olmuştur.

Bugün biz nefes alabiliyorsak, kadınlar özgürce konuşabiliyorsa, çocuklar hayal kurabiliyorsa, onun geleceğe dair inancı sayesindedir. Haklarınızı ve özgürlüklerinizi kullanırken, topluma fitne fesat sokmamaya, zararsız kalmaya ve önemsiz düşüncelerinizi kendinize saklamaya özen gösterin. Atatürk’ü eleştirenlerin bile onun verdiği özgürlüğe dayandığını unutmayın.

Tüm bu haklar ve özgürlükler, Atatürk’ün öngörüsü ve fedakârlıkları sayesinde mümkün oldu. Ona düşman olan herkes bilsin ki, o ebedi bir liderdir ve bu hiç değişmeyecek. Senin fikirlerine bağlı, seni anlayan ve çocuklarına aktaran bir sürü evladın var, Paşam.

Burası benim ülkem, burası bana Atamın armağanı, burası Türkiye Cumhuriyeti. Bize sunduğun sonsuz armağanlar için minnettarız, kalbimizde sevgiyle yaşayan kahraman.

“Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk