Hayat ne hep iyidir ne de hep kötü, orta yolu bulmak gerekir her zaman. Hayatın inişleri ve çıkışları vardır. Kimi zaman dikenli bir yoldur kimi zaman da çiçek bahçesi, Dikenli Yollar bize neyi nasıl yapacağımızı öğretir, Çiçekli yol ise dikenli yolun mükâfatıdır.

Hayatta hiçbir şey sonsuza kadar sürmez her nefretin, zorluğun, sevginin, beklentinin, Kederin, hayal kırıklığının, başarısızlığın bir sonu vardır. Ne kin, ne nefret ne de Sevinç ebedi değildir. Dünyadaki hayatımız bile ebedi değildir Hatta insan o yüzden orta yolda yaşamalıdır. Ne çok sevmek ne de nefret etmek insana fayda sağlamaz. Biz orta yolu bulur isek dünyada mutlu ve saygılı insanlar olabiliriz.

Jack lodon'un Martin eden kitabında dediği gibi " hiçbir Hayat sonsuza kadar sürmez, hiçbir ölü dirilmez, en yorgun nehirler bile denizle birleşir güvenli "

Sofistlerin Dünyası kitabında Jostein Gaarder Aristoteles'in “altın orta” düşüncesinden bahsetmiştir. "Aristoteles bir”altın orta”yı savunur. Korkak da olmamalıyız, Budalaca atılganda; ama cesaretli olmalıyız. Cimri de olmamalıyız, savurgan da; ama eli açık olmalıyız." şeklinde ifade de bulunmuştur.

Biz orta yolu bulur ve uygularsak hayat herkes için güzel olacak. Nice abartan insanlar var sinirli, baskın karakterli olmayı abartıp insana şiddet uygulayan, sevmeyi abartıp kaybedince kendini kaybeden, Üzüntüyü abartıp haramdan çıkmayan, sadece bu yüzden en azından insan hakları için orta yolda olmak gerekli. Bunun yanında bardağın boş kısmı da dolu kısmı da bizi ilgilendirir. Bardağın boş kısmına bakmayan insan, Hayaller dünyasını mahkumudur ve dolu kısmına bakmayan insan da yaşamayı unutmuş Melankolik insandır. Ne Hayalperest ne de Melankolik olmalı!

Her şey zamanını bekler bardağın dolması da dahildir. Buna bunu insan hayalle kurabilmeli, gerçeği de görebilmeli Çünkü hayat bunu gerektirir.