İnsanları dış görünüşlerine göre yargılıyoruz, bize nasıl davranacaklarını bilmeden... Kalplerimiz insanlardan soğumuş. Tanımadığımız insanlara şans vermeyi unutuyoruz, daha iyi olabileceğini hesaba katmıyoruz. Uğur böceği çok iyi bize göre Hamam böceğine de zaten yanaşmıyoruz, oysa ikisi de aynı türe sahip.

Çok kalın çizgilerimiz var, asla aştırmam dediğimiz. İnsanlara duvarlar örüyoruz hayatı zorlaştırıyoruz. Hem kendimiz hem de başkası için hayat zor bir hal alıyor, çok mükemmeliyetçiyiz fakat mükemmel değiliz. En iyisi olsun istiyoruz ama en iyi de değiliz ki, biraz sevgi biraz hoşgörü işimizi görürdü oysa...

İnsan zihniyetine göre şekil alır. Kimin iyi olduğunu sanar başkasının çerçevesinde kötüdür, hayatın okyanusunda savaşırken tüm dalgalardan korkup duvarlar örüyoruz.

İnsanların bizi sevmesi için şekil değiştiriyoruz.

Duvarlar aşılmak için var fakat başkasının hayatını zorlaştırmayın.

Hayat kısa kendiniz için harcayın sevin, Sevilin, Umut edin, çabalayın Yeri gelsin üzülün ama geri kalkın çünkü hiçbir şey daima sürmeyecek ve bu dünyada ne kadar zamanınız var bilemezsiniz, içinizde kalan hayallerle ölmeyin. Neden gerçek olmasın ki? (!)

Aynı duvarları tırmanmak bile zordur bazen, hayatın gri tonları da öyle ama içinizden geçeni yapın, değer verin yaşamak istediğiniz gibi yaşayın.

İnsanların istediği gibi yaşasanız da insanların gözünde değeriniz olmazdı zaten, ukteyle yaşanan bir hayat olurdu.

W. Shakespeare'nin de dediği gibi "Dünü ya da bu günü değil, anı yaşamalısınız çünkü şimdi olmayacaksa bir şey, yarına kalmaz. Yarına kalacaksa eğer, bugün olmaz." An'dan keyif alın...