Keziban Eymir
Haz çağı muamması
Zaman ilerliyor yolculuk sürüyor. Hayat arenasında dünün çocukları bugünün gençleri... Ne onlar bizi ne biz onları anlıyoruz.
Gençler büyüdüğü çağın yetiştiği ortamın rengini kokusunu alıyor. Velhasıl yaşadığı çağın kalıbına giriyor. Jenerasyon farklılıkları toplum içinde çatışmaya neden oluyor. Çünkü her kuşağın gençliği farklı iklimlerde gelişiyor.
Gençlik ömrün en verimli en enerjik dilimidir. İnsan ömrünün sermayesi İstikbal kelimesinin tezahürüdür. Diğer kuşaklarının beklentisi yüksektir gençlikten. O yüzden tüm kıyaslamalar eleştiriler bu genç kuşak üzerinde yoğunlaşır. Taa milattan önce Sümer tabletlerinde bile “bu gençlik nereye gidiyor?” sorusuna rastlamışızdır. Demek ki kaygılar endişeler milattan önce de aynıymış.
Gelelim günümüzün genç kuşağına yani Z kuşağına. Kimdir bu Z kuşağı? Uzaydan mı geldiler? Meteor olarak mı düştüler dünyaya? O kadar yabancılar ki değerlerimize, bu soruları sormadan edemiyorum Maalesef söz geçiremediğimiz ebeveyn olarak yönetemediğimiz bir kuşak.
Z kuşağı jenerasyonu temel bir demografik sınıflandırmadır. Y kuşağından sonra Alfa kuşağından önce gelir. X ve Y kuşağının evladıdır. Ülkep nüfusunun %30’unu oluşturur. Peki neden toplumumuzun büyük bir çoğunluğu Z kuşağını umutsuz vaka olarak görüyor.
Zamanın çoğunu internette geçinen kendini dünyadan soyutlayan sanal evrende yaşayan bir gençlik...
Sosyal medyanın yalanlarına koşulsuz inanan sürekli şikâyet neden, eleştiren ama sorumluluk almayan bir gençlik...
Maddi olarak tok olan bu gençler manevi boşluklarını internette vakit geçirerek doldurmaya çalışıyor. Gönül ve zihin dünyasını tahrip eden düşünmekten, üretmekten alıkoyan sosyal medya meşgaleleri maalesef gençlerimizi mankurtlaştırıyor.
ABD’Lİ Wall Streel journal gazetesinin haberine göre sosyal medyanın gençler üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu ortaya konuldu. Gençlerin yaşadığı ankisiyete ve depresyonun şiddetlenmesinde Instagramı sorumlu tuttuluyor
Sümerlerinde sorduğu gibi gençlik nereye gidiyor.? Eski çağları bilemem ama bu çağda gençlik intihara gidiyor... Araştırma devam ediyor. İngiltere’de %13 ‘ü, Amerika’da % 6 sı Instagram yüzünden kendilerini öldürme isteği duyduklarını söylüyor.
Çocuklarımız sosyal medyanın kuklası maalesef. Yalan yanlış bilgiler gençleri empoze ediliyor. Muhteşem algılar yapıp gerçekleri istedikleri gibi manipüle ediyorlar. Biz ebeveyn olarak çoktan ipleri sosyal medyaya kaptırmış durumdayız.
Anne Baba olarak tüm imkanlarımızı çocuklarımız için seferber ettik. Bizim çektiğimiz sıkıntıları onlar çekmesin diye sorumluluk vermedik. Kendimizden taviz verdik de onların yaşam kalitesinden taviz vermedik. Evde anne baba hizmetçi, onlar efendi oldu patron oldu sonuçta kendi ayakları duramayan çalışmayı üretmeyi sevmeyen egoist ve narşist bir gençlik çıktı ortaya.
Yüreği sevgiye muhtaç edilen gençlik ...nereden geldik nereye gidiyoruz ?sorusuna cevap bulamayan gençlik. Ateizmin deizmin tehlikeli sularında yüzüyor. Hiçlik dehlizinde debelenirken tükenmişlik sendromu yaşıyor.
Hız çağı haz çağı derken sosyal medyanın onun için hazırladığı bubi tuzağından habersiz doyumsuzluğun zirvesinde geziniyor
Sosyal medya iki ucu keskin bir kılınca benziyor. Doğru kullanamazsan toplumda malesef bumerang etkisi yapar.
Evde yemek yemeyen fast fod tarzı beslenen restoran ve kafeleri tıka basa dolduran Z kuşağı, en pahalı kahvelerini yudumlarken açlık edebiyatı yapıyor. Elinde son model telefon ekonomiyi eleştiriyor. Neymiş...? Açlarmış. Neymiş...? Ülkeyi yönetenler ülkeyi mahvetmiş.
Sen hiç okul yıllarından sahaflar da günlerce ikinci el kitap aradın mı? Annene babana sor bi senin yaşlarında kafeye restorana kaç kere gitmişler. Keşke sanal alemde geçmişe yolculuk yapılabilseydik ya da ermişler gibi bastı mekan tayi zamanda bulunabilseydik.veya Sizi geçmişe ışınlasaydık ebeveynleriniz hangi şartlarda yaşamış, dünden bugüne ülkede neler değişmiş kendi gözlerinizle görseydiniz. İmkansızlık, yoksulluk neymiş belki idrak edebilirdiniz.
Çağımızın en büyük sorunu şükürsüzlük sabırsızlıktır.
Hız ve haz muamması...!
Ruhlar bedenlerin emrinde! Zevklerine meftun olan bir gençlik!
Bu çağ için bir psikolog anestezi çağı diyor. Yani hepimiz uyuşarak yaşıyoruz...!
Yanlış yaptık onları el bebek gül bebek büyüttük. Maddi açıdan doyurduk ama ruhlarını aç bıraktık. Sevgimiz yetmedi. Bugün eleştirdiğimiz Z kuşağının müsebbibi bizleriz çocuklarımız eğitiminde yanlarında olmadık. Onları kurumlara, etütlere okullara emanet ettik. Eğitim ailede değil kreşlerde başladı. Çok sevdik ama ilgilenmedik. Onları sosyal medyanın kucağına ittik. Evet çok sevdik ama onların manevi boşluklarını doldurmakta yetersiz kaldık.
Farkındayız teknoloji katlanarak gelişiyor. Biz de bileme teknolojiye tabiki kayıtsız kalmayacağız
. Nasıl bir gençlik istiyoruz? Sosyal medyayı amaç değil araç olarak gören, YouTubelerde Instagramlarda boşa zaman harcamayan düşünen üreten Teknofestlerde proje yarıştıran bir gençlik istiyoruz.
Nasıl bir gençlik...!
Üstadın söylemiyle: Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurunda bir gençlik.
Strateji ve taktik sahibi bir gençlik.
Gençler! Sizler koca bir medeniyetin bekçileri siniz. Koca çınarın taze dallarısınız. Kıssak ta eleştirsek de hayatımız merkezindesiniz. Size serzenişlerde bulunsak da inanın en büyük serenatlarımız sizin için...
Güzeldir gençlik
Baharda açan güle benzer
Kalemin yazmadığı
beyaz sayfaya benzer
Çağlayan ırmağa
Dizginlenemeyen doruya benzer
Bitmeyen umuda
Sönmeyen yıldıza benzer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.