Geçenlerde mahalledeki çocuklardan bir tanesi "Enes Batur’un namaza başladığını görmüş olsam ben de namaza başlardım" demiş. Bu cümle beni düşünmeye sevk etti.

Çocuklarımız "Rol Model" diye tarif edilen kişilerin yaptıklarını yapmayı, sevdiklerini sevmeyi, giydiklerini giymeyi kısacası onlar gibi bir hayat yaşamayı seçiyorlar.

Bu rol modeller, bazen bir dizi veya film yıldızı, bazen bir şarkıcı, bazen tik tok veya instagram fenomeni ve bazen de bir Youtuber olabiliyor. Günümüzün çocuklara ve gençlere en çok hitap eden yüzü ise youtuberler, tik tok ve instagram fenomenleri ve bir de twitch yayıncıları.

Sözgelimi bu yaz gençlerin nasıl giyineceklerini, hangi model çanta takacaklarını, hangi şekil gözlük takacaklarını merak ediyorsanız birkaç youtuber ve instagram fenomeninin sayfasına göz atmanız yeterli.

Küresel çete yüzbinlerce çocuğa ulaşıp ahlaklarını bozmanın, onların beyinlerini süngere çevirmenin imkânsızlığını gördüğünden dolayı bunu fenomenler aracılığıyla çok kolay bir şekilde başarabileceğini ve yüzbinlerce çocuğun ahlakını bozmak için yüz tane internet fenomeninin yeterli olduğunu çok iyi biliyor. Basit bir örnekle anlatacak olursak bugün en tanınan youteberlerden birisinin 16 milyona yakın takipçisi bulunuyor ve bu takipçilerin en az üçte ikisi çocuklardan oluşuyor. Bu youtuber bir video çekip yayın yaptığı zaman 10 milyona yakın çocuğa ulaşmış oluyor.

Maalesef çocuklarımızın zihinleri bu kirli ellerde dumura uğrayıp, düşünemeyen, üretemeyen, sorgulayamayan daha çok tüketmekten ve eğlenmekten başka bir şey düşünemeyen bireyler haline geliyor

Sürekli sorulan bir sorunun cevabını da vermiş olalım. Ülkemizde yüz binlerce hoca, imam hatip, kuran kursu, ilahiyat varken neden çocuklarımız ahlaki olarak bozulmaya doğru gidiyor?

Aslında cevabı çok basit, çünkü çocuklarımız takip ettikleri fenomenlere özeniyor, onlar gibi yaşamak istiyor, onlar gibi olmak istiyor. Küresel çetenin bu fenomenlere verdiği ödünç dünyada tutunabilmeleri için şunları yapmaları gerekiyor, aksi takdirde ringin dışına itileceklerini çok iyi biliyorlar

Tütün mamulleri, içki, kumar ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıkları çocuklara sevdirmek için sürekli videolarında bu zararlı maddeleri izleyiciye sunmalı.

Videolarında bol küfür etmeli, bel altı kelimeleri ve cinsel içerikler çokça gündeme getirmeli ve ağzı küfürlü bir nesil yetiştirmeli.

Dini ve İslami konulara kırmızı çizgi olarak korunmalı hiçbir şekilde çocuklara ve gençlere İslam’ı sevdirecek, dini hassasiyeti pekiştirecek yayınlar yapılmamalı, İslami kelimelere hiçbir şekilde yer verilmemeli.

Hiçbir şekilde LGBT’yi eleştirecek yayınlar yapılmamalı, LGBT propagandasını doğrudan ve dolaylı olarak yapmaya devam etmeli.

Kapitalist sermayedarların köleliğini elden bırakmayarak sürekli tüketimi teşvik etmeli, devamlı alışveriş yapmalı ve ürün reklamı yapılmalı.

Nikahsız yaşantı ve flört tipi hayatlar ekrana sunulmalı, evlilik müessesi itibarsızlaştırmaya çalışılmalı.

Ne ülkemize ne dünyaya ne de ahirete faydası olmayacak içerikler üreterek, oyun videoları çekerek, çocukların beyinlerini dumura uğratmalı. Yetenekleri köreltilmiş, çalışma azimleri bitirilmiş, oyun oynamak, oyun videoları izlemek, alışveriş yapmak ve eğlenmekten başka hiçbir ideal ve derdi olmayan nesiller yetiştirmeli.

Bütün içerik üreticilerinin küresel çetenin kölesi olduklarını söylemem büyük yanlış olur, içerisinde çok güzel ve faydalı içerik üreten birçok içerik üreticisi var. Ama çocuk ve gençler için içerik üretenler arasında maalesef bu sayı gittikçe azalıyor.

Günümüzde yüz tane youtuber milyonlarca çocuğun ahlakını bozmaya yetiyor. Onların videoları ile kötü alışkanlıklara başlıyor, onların yaşadığı flört ilişkilerini benimsiyor. Onların ağızlarından çıkan küfürleri ezberleyip, onların giydiğini giyiyor. Haftanın birisinde çocukların Afrika’ya yardım yapma konusunda duyarlılıklarının arttığını gördüm bu artışın sebebini merak ettiğimde o hafta 3 tane youtuberin Afrika’ya yardım videosunu paylaştığını fark ettim. Hiç düşündünüz mü Türkiye’de oruç tutma oranının diğer ibadetlere göre kat be kat neden fazla olduğunu? Çünkü hem dijital içerik üreticileri hem televizyon medyası hem de reklamlar oruç konusunu gündemde tuttukları için.

Sonuç olarak günümüzde internet fenomenleri, manevi hassasiyet içeren videolar çekseler çocuklarımızın çehreleri değişecek, söz gelimi 10 milyon çocuğun camiden çıkan bir Enes Batur videosu izlediğini düşünün, İslam’ı karalayan değil de masasında sürekli Kur’an bulunan twicth yayıncıları düşünün, 5 milyondan fazla çocuğun ‘delimine’ lakaplı youtuberi sokakta top sektirtme yarışı değil de ayet bilme yarışması yaptığını düşünün. O zaman her şey çok farklı olurdu.