İmsak ettik mi ki bayram ediyoruz ....?

İmsaktı Ramazan,insanın kendisini tutması yada alıkoyması ...
Kem sözden dilimizi, kötü düşünmekten zihnimizi, şer eylemekten bedenimizi uzak tutmak demekti. Haset etmemekti. Haset etmenin nârıyla değil, paylaşmanın onuruyla yücelmekti.Bütün kışkırtıcılığına ve ayartıcılığına rağmen nefsâniliğe set çekmekti.

Haset etmenin nârıyla değil, paylaşmanın onuruyla yücelmekti. Hak etmediklerimizin tâlibi olmamaktı.Nefsinizin zindanında yok olmak değil, ruhun mekânında var olmaktı. Çağın debdebesinde kör olmak değil, aşkın ateşinde kor olmaktı. Köreltici arzuların girdabında yok olmak değil, vicdanın divanında dirilmekti. Fark gözetmeksizin insana bizatihi insan olduğu için hürmet etmekti. ‘Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü’ düsturunu bütün hücrelerimizle duyumsamaktı. ‘Kusurları örtmekte gece gibi olmaktı’. İncitici hoyratlıklarımızı dizginlemekti. Açlık çekeni, açıkta kalanı, komşu olanı ve yoksul kalanı hatırlamaktı. Aç kalmak değil, açlıkla ruhumuzu terbiye etmekti. Kin ve öfkemizi dindirmekti. Kaskatı kesilen kalbimizi merhamet ikliminde yumaktı. Acımasızlaşan yüreklere şefkat çağrısında bulunmaktı. Duyarsızlaşan insaniyetimizi uyanış ve dirilişe çağırmaktı. Ferman dinlemeyen coşkun hırslarımızı dizginlemekti. Elde ettiklerimizin varlığıyla böbürlenmek değil, yitirdiklerimizin yokluğuyla hüzünlenmekti. Bütün canlılar varoluşun nişânesi olarak himayeyi mucipti. İnsanı, kutsalı, dini, ahlakı, değerleri yok sayan bütün şiddet, terör ve nefret eylemlerini tel’in etmekti. Ne esef vericidir ki, bütün bunları unutmaya yüz tuttuk!
Bayram ne idi? Kucaklaşmaktı,helalleşmek,unutmak, Kıvancımızı pay etmekti. Kardeşliğin kadrini insanlık ufkuna taşımaktı. Dargınlıkları sulh etmekti. Kırgınlıkları onarmaktı. Gönül yorgunluklarına merhem olmaktı.Gönüllere sürûr vermekti. Selamın ve güzel kelâmın ikliminde huzur bulmaktı. Çocukların neşesinde çocuksuluğumuzu anımsamaktı. Çocuk yüreklerin masumiyetinde ruhlarımızı tazelemekti. Onların sevecenliklerinde nobranlıklarımızı törpülemekti. Büyüklerimizin engin yüreklerinde kendimize yer bulmaktı. Onlara hürmet etmek, kendimize hürmet etmekti. Onların rızasına ermek, kendi geleceğimizi inşa etmekti. Bayram, yalnızlıkları hatırlamaktı. Hatıraları canlı tutmaktı. Anıları yâd etmekti. Kerameti kendinde değil, ötekinde aramaktı. İnsanı kusurlarıyla dost tutabilmek, onunla, dert ve tasalarıyla dost kalabilmekti. Hangi koşulda olursa olsun umutsuzluğa yol vermemekti. Gündemi inşa eden popülariteden uzakta huzur demekti mahremiyet demekti özlediğimiz bir çok duygu gibi kucaklaşmaktı yaradanla inatlaşmak yerine....
Şimdi bak kendine imsak ettin mi de bayram edeceksin?
Hiç düşündünüz mü bayram sevinci hangi terkipten doğar? Bayram sabahı; fecirden evvel yayılan manevi ilhamı, neşeli ışığı nereden alır? Kalplere ülfet aşılayan, dargınları barıştıran, uzakları yakın eden, zamana ve mekâna kavuşma ve barış neşesini hâkim kılan ruh kudreti nereden gelir? Sahi bayram nedir, niye gelir hiç düşündünüz mü?
Bayramın tabiatı neşedir. Daha çocukluğumuzda bayrama dair ilk idrakimiz bir sevinci karşılama heyecanı olarak belirir. Eskiden yılda bir iki kere yeni elbiseye kavuşma imkânı belki bulunan çocuklar için, bayram hürmetine alınan elbiseler ne mutluluktu. Dargınların barıştırılması girişimi, muhabbetin hürmet ve şefkat halinde tezahürü, gelip gitmelerin, kucaklaşmaların sahnelendiği selam günleri çocuk dünyamızda ne büyülü bir rüyaydı. Bu rüyayı bize bağışlayan da yalnız bayramdı.
dünyanın neresinde olursa olsun her Müslüman bayram halkasında, bu sevincin etrafında aynı ruhla kucaklaşırdı.
Sonra fark ettim ki garip bir yolcu olduğumuz bu gurbet âleminde bayram, bizi hicran burukluğundan kurtarmaya gelir. Bu yönüyle bayram, ebedi kavuşmanın bir provası gibidir.
Alvarlı Efe Hazretleri bayramın sırrını ne güzel izhar etmiştir;
Can bula cânanını
Bayram o bayram ola
Kul bula Sultanını
Bayram o bayram ola…
Bayramın sırrı tam da budur; kavuşma, kavuşturmadır. Ülfeti tebriktir. Yakınlık kutlamasıdır. Bu yüzden sevinçle gelir, sevinç getirir. Buluşturma ve neşe bayramın mucizevi mevcutlarıdır.
Modern algının, modası geçmiş ritüellere dönüştürdüğü bayram buluşmaları, kuru bir yaygara saydığı kavuşma sevinci, olsa da olur olmasa da olur kutlama tebriki bayram ihsanından yüz çevirmedir. Bayramı sıkıcı tatil günlerine dönüştürmek gafletin büyüğüdür, aldanmayalım.
Zamana ancak bayram günlerinde nasip olan Allah'ın muhabbetiyle neşe bulma, kalbi bayram kaynağıyla Allah'ın es-Selam ve el-Vedût isimlerine ekleyen ihsan fırsatlarından mahrum kalmayalım. Bu neşeden, bu barıştan, bu muhabbetten, bu keremden bize ne kaldı, demeyelim. Müslümanlığımızdan bize ne kaldıysa, bize ait olan kutsala hayatımızda ne kadar yer veriyorsak, o kalır.
Bayram gelmekten vazgeçmez. Bayrama ait olmayı terk etmeyelim.
Bayram hatırlatmaktan usanmaz. Bayram neşesini unutmayalım.
İnanıyoruz bir bayram ettiğimiz dualar semada yücelecek barış huzur ve sevginin hakim olduğu nice bayramlara erişeceğiz. Çocuklar ölmeyecek, analar ağlamayacak, soğuktan titreyen aç yürekler kaybolacak… tebessüm diyar diyar dağılacak… o zaman nice bayramlara…
Vesselam….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.