Tarım ürünleri ve gıda maddeleri fiyatlarının artışında tarımsal üretim sürecinde kullanılan girdiler ve döviz kurlarındaki artışlar üretim maliyetlerini artırıyor. Bir de Ukrayna Rusya savaşı gıda krizini daha da derinleştiriyor. Benzer şekilde nakliyede petrol tarafındaki artışlarda ürünlerin satış fiyatlarını doğrudan yukarıya çekiyor. Yaşanan yüksek enflasyonla Türkiye'nin önümüzdeki süreçte kısa vadede belirli ürünlerde talep kaynaklı bir gıda krizi yaşayabileceğini ortaya koyuyor.

Rusya Ukrayna savaşı sonrası Çin'in buğday ve diğer Gıda maddelerini stokladığını, Hindistan'ın da kendi tarım sektöründe buğday ihracatını yasakladığını biliyoruz. Bu girişimler tüm dünyanın öngörülemeyen gıda krizinde gelinen son noktayı özetliyor.

Gıda krizi sorununun çözülmemesi riski, tüm ülkeler ve toplumlar için varoluşsal bir kriz anlamına geliyor. Bugün gıda tedarik zincirinde Küresel çapta yaşanan sıkıntıların en büyük iki sebebi olarak salgın ve savaş gösterilse de gıda arzına dair tehlike çanları çok uzun zamandır çalıyor.

Türkiye gibi önemli bir tarım ülkesinde gıda krizi yaşanacağı birkaç kuşak önce akla bile gelmezdi. Çiftçilerin üretemez duruma düşmeleri, topraklarını terk etmek zorunda kalmaları veya şirketler için üretim yapmaları, gıda üzerindeki denetimlerini kaybetmelerine yol açıyor, bu aynı zamanda gıdanın halkın elinden çıkması anlamını da taşıyor. Gelecekte Gıda, halkın ikna edilmesi veya yönlendirilmesi için kullanılan araca dönüşebilir. Bugün yaşanan krizin temeli kapitalist dünyanın lideri olan ABD'nin öncülüğünde inşa edilen yeni dünya düzeninde atıldı. Yeni dünya düzeni gıda krizini körükleyerek ulusal devletlerde iç kargaşa çıkararak tek dünya devletini kurma peşindedir.

Sonuç olarak; geçmiş yıllarda enerji ekseninde gerçekleşen jeopolitik gerilimlere Gıda ve suyun eklenmesi hiç uzak bir ihtimal değil.