Yaşlılık döneminde beslenme

Sevgili okurlarım bu haftaki köşe yazımız da yaşlılık döneminde beslenmede dikkat edilmesi gereken konulardan bahsedeceğim. Yaşlılığın seyrine ve vücut fonksiyonlarında oluşan değişikliklere göre yaşlılık dönemleri; 65-74 yaş arası “geç yetişkinlik”, 75- 84 yaş arası “yaşlılık” ve 85 yaş ve üzeri de “ileri yaşlılık” dönemi olarak sınıflandırılmaktadır.

Her bireyin alması gereken enerji, yaşı, cinsiyeti, boyu, kilosu, hastalık durumu gibi pek çok faktörle beslenme programlarının da parmak izi gibi bireye özgü olacağı unutulmamalıdır. Yaşlılık döneminde fark edilmese de en önemli konu demanstır. İleri seviyeye ulaşmadığı için anlaşılmama ihtimaline karşı kendimize yaşlı yakınımız adına sormamız gereken sorular bulunmaktadır: Öğün sayısını kontrol edebiliyor mu? Aç olduğu için mi yiyor? Ne yediğinin farkında olarak mı yiyor? Bunları bilinçli yapabildiğinden emin değilsek yaşlı bireyin beslenme kontrolünün tamamı bilinçli bir birey tarafından sağlanmalıdır. Karşı durumda sürekli abur cubur tüketme, tok olduğu fark etmeden sürekli kontrolsüz yeme, hatta ileri seviyede besin olmayan şeyleri yeme durumu dahi gözlenebilmektedir.

Çiğneme ve yutma zorluğu nedeniyle yumuşak ve sulu besinleri tüketilmesine özen göstermeliyiz. Örneğin gözümüze kuşbaşı kolay yenecek gibi gözükse de onlar için yemek zorlayıcı olmaktadır. Bu tercih yerine et değişimini köfte ve türevi yumuşaklıktaki etlerden yana tercih edebiliriz. Çorbalar, püreler, muhallebi tarzı yumuşak ve kalsiyum içerikli tatlılar tercih edilebilir.

Bağışıklığı güçlü tutmak adına haftada her gün çeşitli meyve, sebze tüketilmelidir. Düzenli aralıklarla kuru baklagil ve et ürünleri tüketimine özen gösterilmelidir. EPA-DHA içeriği sayesinde yaşlılıkta hastalık riskini önemli ölçüde azaltmasından dolayı düzenli balık tüketmiyorsa omg3 tabletleri kullanılmalıdır. Kan sulandırıcı ilaç alan bireyler kullanmamalıdır.

Tansiyon hastası olmasa dahi damar elastikiyeti azalması ve risk grubu olması nedeniyle tuz tüketimi azaltılmalıdır. Turşu, tuzlu zeytin, tuzlu peynir, salça, konserve gibi sodyum içeriği yüksek besinler tüketilmemelidir.

Yetersiz sıvı tüketimi ve dehidrasyon sonucu bilişsel bozukluk nedeniyle düşme riski ve kabızlık görülebilmektedir. Su ve tuz metabolizmasının hormonal modülatörleri yaşlıda sıklıkla bozulmuş olduğu unutulmamalıdır.

Yaşlılık döneminde vücutta emilimin azaldığı unutulmamalı ve yağda kızarma yerine haşlama, fırında veya ızgara pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Düşük kemik kütlesi nedeniyle kırılmaya meyilli kemikler bulunmasının yanı sıra kalsiyum emiliminin de azalması kalsiyum içeriği yüksek süt ve süt ürünlerini ihmal etmememizin elzem olduğunu bizlere göstermektedir.

Kemik ve kas korunumu için doktorların kişisel tavsiyesi olan egzersizler ihmal edilmemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.