Kola ve gazozlar, şekerli suların karbondioksite doyurulması aşamasıyla üretilmektedir. Şekerli suların içine lezzet ve renk verici değişi öğeler eklenerek, değişik türde gazoz elde edilir. Gazozlar, içine konan bu lezzet vericilere göre de adlandırılmaktadır. Meyveli gazozlar, ya meyve tadı ve rengini veren esanslar ya da meyveden yoğunlaştırılarak elde edilen öğelerden az miktarlarda konarak hazırlanır.

Gazozlar şekerli sıvı olduklarından dolayı enerji verirler. Sodyum dışında etkin besin öğeleri bulunmaz. Asit yoğunluğu yüksektir ve mide salgısını uyarıcı etkide bulunurlar. Bu durum ülsere meyilli kişileri olumsuz yönde etkilemektedir.

Kolanın zararlarının birçoğunun sorumlusu şeker olmasından dolayı tatlandırıcılı kolaları masum görebilmekteyiz. Ancak yapay tatlandırıcıları sürekli tüketmek böbrekler üzerinde yük oluşturmaktadır. Böbrek sağlığımız için tatlandırıcılı ürünleri sık tüketmemeye özen göstermeliyiz.

Asit ve şeker yoğunluğu yüksek kola ve gazozlar diş çürümelerine de yol açabilmektedirler. Çok miktarda tüketilmesi dengesiz beslenmeye yol açmaktadır. Ancak sıvı ve sodyum gereksinimini karşılamak için akut ishallerde kullanılabilirler. Şeker de su tutulumunu arttırmaktadır.

Kolada kafein bulunması sebebiyle fazla miktarda tüketilmesi uykusuzluk, konsantrasyon güçlüğü gibi sorunlara neden olabilmektedir. Vücuda fazla miktarda alınan kafein, kalsiyum atımına sebep olmaktadır. Kalsiyum gereksinimi yüksek bireyler daha dikkatli tüketim yapmalıdır.

Kola ve gazozun aşırı miktarlarda tüketimi obeziteye davet çıkarabilmekte ve beraberinde de diyabet, kalp-damar hastalıkları gibi pek çok hastalığa öncü olabileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden de asitli, gazlı ve şekerli içecekleri tüketirken miktarına ve tüketim sıklığına dikkat edilmelidir. Mutlu, sağlık dolu bir hafta sonu diliyorum.