Entelektüel toplum

Zekasını ve analitik düşünme yeteneğini mesleği gereği ya da hayatındaki amaçlarına uygun kullanan kişiye entelektüel denir. Yani “işinin ehli” dediğimiz prensiplerine sahip, genel kültürüyle olaya geniş bir açıdan bakabilen özel kişileri kastediyorum. Her sektörde en ahlaklı ve işinin ehline ihtiyaç duyduğumuz günlerin tam ortasındayız. Tekrar ediyorum, her sektörde! Daha çok para kazanıp bireysel zenginliğe ulaşmak değil kastım, içinde yaşadığımız toplumun menfaatine olan kural ve teamüllere uyanları kast ediyorum? Hemen hepimizin çocuğumuzu doktor yapma gayretinin altında yatan asıl neden; “İyi para kazansın, çalıştığının karşılığını alsın ve rahat yaşasın.” Değil mi? Peki ya ahlak?

1-) Topyekûn, toplumun tamamı için ahlak ne anlama geliyor?

2-) Peki ya ne işe yarıyor?

1-) Her yanı çamur olan köyde; kahveye giden ayakları saran çarık ta da, deri çizme de de çamur olur. Lafı çok uzatmaya gerek yok, dostlar. Hırsızlık; değer yargılarında olağan ise ister çarık, ister deri çizme olsun aynı çamurun içinde debelenirsin.

2-) Çamuru kurutup, kısa yoldan büyük paranın haksız şekilde 3-5 tek elde toplanmasına engel olmak zorundayız! Para ve huzur piramit şeklindeki toplumun tabanına yayılmasını sağlar. Nifak, kıskançlık, çalıp-çırpma faaliyetleri sona erdirir. Güvenin kendiliğinde oluşmasını sağlar.

Hayatımızın içinde savaş her yerde…

İnanın savaşın yatak odalarımıza bile taşındığı bu günlerde; yaptığımız tercihler, aldığımız kararlar geleceğimizi etkileyecek. Alışverişteki marka tercihlerimiz, yediğimiz yemekler, binek aracımız… Hatta ve hatta eşinizle sessizce yatak odanızda konuştuğunuz konunun, ertesi gün cep telefonlarınızda reklamlarını görmek sizi şaşırtmasın!

Hayatımızın referans merkezi olan evlerimiz, dolaylı yoldan aç gözlü ve bencil halimizden ötürü maalesef yıkıldılar. Sadece evi yıkılan insanlar etkilenmedi bu depremden, evini kaybedip hayatta kalanların akraba ve dostları da etkilendi. Yakınlarını kaybedenlerin daha psikolojik yıkımını söylemiyorum bile. İşimizi iyi yapmıyor olmanın diyetini milletçe hiç bu kadar ağır ödememiştik. Daha radon gazının bölgede kanser ettiği vatandaşlarımızın tedavisi var sırada. Kırılan fay hattı üzerinde akan kanı durdurmadan yarayı saramazsınız. Kan yeni yeni duruyor, insanlar tozun henüz yere düşmediği bu topraklarda etraflarına halen boş boş bakıyorlar. Asıl yaranın sızısı ve iltihaplanmış haliyle mücadele yeni başlayacak.

Can kaybının rakamsal ifadesine bile zar zor yetişen görevliler, bölgeden evlerine döndüklerinde rüyalarında bile uzun bir süre bu vahim olayı tekrar tekrar yaşadılar. Buraya kadar yardıma gidenlerin anlattığı yıkımdan bahsettik, peki ya bunu canlı canlı yaşayanlar? Allah’ım bu nasıl bir kalp spazmı, nasıl yürek çarpması, bu tarifsiz acıyı dindirmek zihinlerden silmek oldukça zor olacak…? Allah’a daha çok dua edelim.

Sahneye bir elinde yarım ekmek, diğer elinde de 100 liralık banknot ile çıkan sunucu, salondaki onlarca insana seslendi: “Bu ekmeğe ayağı ile basana 100 lira para vereceğim.”

Salonda çıt ses yok! Sunucu rakama 1000 lira yaptı, sonuç aynı. Derken adam arka cebinden ince lastik ile ortasından sarılmış 10.000 lira çıkarttı. Salon yine de sessizdi. Kimse ekmeğe basmak istemedi. Neden?

Çünkü küçüklüğümüzden bu yana ekmeğe basarsak çarpılacağımızın, taş olacağımızın eğitimini aldık. Bunu herhangi bir okulda, kursta ya da dershanede öğrenmedik. Öğrenmiş olsak, zaten eğitimden ziyade öğretim olurdu. Tam da burada altın değerindeki mesajı verelim;

“Deprem yönetmeliğine de bu denli bağlı olmalıyız!”

Bir bilen, zamanında; “Kolayın tuzağına düşmeyin.” Demiş. Ülkemizde 453.497 tane müteahhittin olması kolay para kazanmanın tuzağına düşmüş olduğumuzu ispatlıyor gibi?

Bu sayı; Almanya’da 3800 civarında, tüm Avrupa Kıtasındaki müteahhit sayısının on katı Türkiye’de çalışıyor. İşini hakkıyla yapanları tenzih ederek yazıyorum; bu dönemin helal yoldan para kazanmayanları, maalesef sırtına müteahhit gömleği giymiş durumdalar. Ayıklama zamanı geldi! Ev alırken lütfen firmanın ardı arkasına bakın. Unutmayın, alınmayan malın kalitesi artar ve ucuzlar! Sen yeter ki dirayet göster, sonuçta; “Zor oyunu bozar.”

Çayınızı tazeleyin, yazıyı genelleyip final mesajına geçelim.

“Etrafımdakiler yapmıyor, ben enayi miyim neden kurallara uymalım?”

“Kurala uygun iş yaparsam para kazanamam!”

Dediğinizi duyar gibiyim. Belki kısa bir süreliğine çok kazanamazsın, ancak etrafınızda oluşacak güven ve ahlakınızla perçinlenmiş namınız kısa sürede yayılacaktır. Sonucun ülkenin tamamında oluşacağını düşünerek yani aritmetik ve kazancı devasa olur, gelin bir süre az kazanmaya razı olalım. Bir düşünün; ahlakı yüksek bir toplumun içinde eşimiz, evladımız, annemiz de yaşayacak. Bundan daha büyük bir kazanç olur mu? Güvenli sitelere ihtiyaç duymadığımız, daha ferah ve daha mutlu günler görmek ümidiyle dostlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.