Halil Cibran’la muhayyel söyleşi

Halil Cibran kimdir sorusuyla söyleşimize başlayalım mı?
1883 yılında Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı'nda Maruni bir ailenin çocuğu olarak doğan ressam, şair ve filozof.
Ailesi ve kardeşleriyle 1895'de ABD'ye göç etti.
Yaşamı boyunca kendi ülkesinden çok Batılılar tarafından benimsendi. Özellikle 60’lı ve 70’li yıllarda Avrupa’nın en çok okunan ve tartışılan yazarlarından biriydi.
En ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan Nebi adlı eseri, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabıdır.
New York’ta, 10 Nisan 1931’de vefat etti.

Eserlerinden bazıları
Ermiş
Ermiş’in Bahçesi
Meczup
Gezgin
Aforizmalar
Mezarlar Ne Söyler
Bilgelik Kitabı

Misafirler olmasaydı ne olurdu?
Misafirler olmasaydı , evlerimiz mezara dönerdi.

Sizce unutkanlık nedir?
Unutkanlık, bir özgürlük biçimidir.

İnsanları nasıl yargılayalım?
'Birisini yargıladığınızda kendiniz nasıl yargılanmak istiyorsanız öyle yargılayın.'

İnsan nasıl bir varlıktır?
İnsanın zulmü ne şiddetli ve merhameti ne boldur!

Güzellik nedir?
Güzellik, bakan kişi ile bakılan kişi arasında ki bakışta saklı bir akıştır.

Size göre en soylu davranış nedir?
Başkalarının haklarını korumak en soylu ve en güzel insan davranışıdır.

Sevme gücü bir hediye midir?
Sevme gücü, insana verilmiş en büyük hediyedir. Çünkü seven insandan asla geri alınamaz.

Sevgi ne ister?
Sevgi bir şey istemez, tamamlanmaktan başka. Başınıza tacı oturtacak olan da, sizi çarmıha gerecek olan da sevgidir

Sevgi çok mu önemlidir?
Sevgi olmadan boşunadır tüm emekler.
Sevmek mi önemli sevilmek mi sizce?
Ermiş bir insana sordum: “Hangisi daha önemli? Sevmek mi, sevilmek mi?” O da cevap verdi: “Kuş için hangisi önemli; sağ kanadı mı, sol kanadı mı?”

Sevginin boyutu ne zaman anlaşılır?
Anlamazmış meğer sevgi, ayrılık saati gelmeden kendi derinliğini.

Sevginin derinliği ne zaman anlaşılır?
Bu hep böyledir, sevgi kendi derinliğini bilmez; ayrılık vakti gelip çatana kadar

İnsan neden korkar?
İnsanoğlu her şeyden korkar, kendisinden bile...

Neden kaplumbağalar?
Kaplumbağalar yollar hakkında tavşanlardan çok daha fazla şey anlatabilirler.

Öğrenimsiz akıl neye benzer?
Öğrenimsiz akıl sürülmemiş tarlaya benzer.

Karınca mı Çekirge mi?
Karıncanın çalışmasını, çekirgenin şarkı söylemesinin üstünde gören bir görüş, ne kadar da dardır.

Hangi erkek kadınlardaki erdemi farkedemez?
Kadınların ufak tefek kusurlarını hoş görmeyen bir erkek onlardaki erdemleri asla fark edemeyecektir.

Arzu mu kayıtsız kalmak mı?
Arzu hayatın yarısıdır, Kayıtsızlıksa ölümün.

Acılarımızın nedeni nedir?
Acılarınızın çoğu kendi seçiminizdir.

Hatırlama nedir?
Hatırlama, umut yolunda tökezleten bir taştır.

Eylemlerimizi güzel ve asil kılan nedir?
İçtenlik bütün eylemlerimizi güzel ve asil kılıyordu.

Kural koymak meseleyi çözer mi?
Siz kurallar koymayı çok seversiniz, ama kuralları bozmayı daha çok seversiniz. Tıpkı okyanus kıyısında sabırla kumdan kuleler yapan, sonra da kahkahalarla onları deviren çocuklar gibi.

Biz ne yapıyoruz hayatta?
Dünümüzün borçlarını ödemek için yarınımızdan ödünç alırız çoğu kez.

Kavuşma nedir unutuş nedir?
Bir tür kavuşmadır hatırlayış, unutuş ise bir tür özgürlük.

Sizce hatırlama nedir?
Hatırlama, bir buluşma biçimidir.

Adaletin yarısı nedir?
Adaletin yarısı merhamettir..

Kıskanç farkında olmadan ne yapar?
Kıskanç, farkında olmadan över beni.”

Siz kimsiniz?
Ben bir yolcu ve aynı zamanda bir denizciyim. Her sabah yeni bir tepe keşfederim ruhumda.

Bir tutarsızlık örneği verir misiniz?
Baskıya başkaldırmayan kişi kendine karşı adaletsizdir.

Aynı anda zor olan iki durum nedir?
Gülmeyi ve acımasız biri olmayı aynı anda başaramazsın.

Nasıl durmalı insan?
Sırtını güneşe çevirirsen gölgenden başka bir şey göremezsin

Başarıda kriteriniz nedir?
Yüzsüzlükle elde edilen başarıdansa, edebiyle başarısızlık daha iyidir.

Dostluk nedir?
Dostluk insanın her zaman gereksinim duyup da yine de kolay kolay bulamadığı bir ilişkidir.

Arkadaşlık nasıl bir durumdur?
Arkadaşlık her zaman için tatlı bir sorumluluktur, asla egoistler için bir fırsat değil.

Samimiyet insana nasıl bir katkı sunar?
Samimiyet tüm eylemlerimizi onurlu ve güzel kılar.

İnsanın değeri nasıl bilinir?
İnsanın değeri ulaştıklarıyla değil, ulaşmayı arzu ettiği şeylerle bilinir.

Dinleyicilerin psikolojisi çok mu önemlidir?
Karnı aç olana şarkı söylersen, seni midesiyle dinler.

Ne zaman hızlı koşabilirim?
Sadece kovalandığında hızlı koşabilirsin.

İnsanlar her şeyi söylemiyorlar mı?
Sen duyduklarına inanıyorsun. Söylenmeyene inan; çünkü insanın sessizliği, sözcüklerinden daha yakındır gerçeğe.

Önyargılarımız anlamlandırmalarımızda etkili midir?
Çirkinlik diye bir şey varsa, o da, gözlerinizdeki önyargılı ölçeklerdir

İnsan çeşitliliği nasıl bir şans verir?
Aramızdan birileri mürekkep, birileri de kağıt gibidir. Birilerinin siyahlığı olmasa, öbürleri dilsiz olurdu. Birilerinin de beyazlığı olmasa, öbürleri kör olurdu

İnsanları sorgulayalım mı?
Bir ağaç, kuşa nerelisin diye sormaz; sadece söylediği şarkıyı dinler

Mal-mülk sizin için ne ifade ediyor?
Çünkü mal mülk, bir gün gerekeceği endişesiyle alıkoyup sakladığınız şeylerden başka nedir?

Verme konusunda tabiattan alacağımız dersler var mıdır?
Veririm ama sadece hak edenlere” dersiniz sık sık. Ne meyve bahçenizdeki ağaçlar böyle der ne de çayırlarınızdaki sürüler. Onlar yaşayabilmek için verir; çünkü vermekten kaçınmak yok olmaktır.

Dürtü, bilgi, iş ve aşk kelimelerinin birbiriyle bağını açıklar mısınız?
Bir dürtü olmadıkça, hayat karanlıktır gerçekten ve bilgi olmadıkça tüm dürtüler kördür. İş olmadıkça tüm bilgiler boşunadır ve aşk olmadıkça tüm işler boştur.

Düş ile realite arasında ne kadar mesafe vardır?
İnsanın düşlediği şey ile gerçekleştirdiği şey arasında, ancak kendi engin arzusuyla aşabileceği bir mesafe vardır.

Hayat çalışarak sevilir mi?
Hayatı çalışmak yoluyla sevmek hayatın en derin sırrına ermek demektir

Alınyazısı mı alınteri mi
Eğer ıstırap çekerken, doğduğunuz güne lanet edip bedeninizin yükünü taşımayı alnınızın kara yazısı sayıyorsanız, o zaman size cevabım şudur: Yazılanı silecek olan sadece alın terinizdir.

Ne zaman özgür olabiliriz?
Zira sizler, özgürlük arayışı tutkusu sizin için bir koşum haline geldiğinde ve özgürlükten bir hedef ve tatmin olarak bahsetmeye son verdiğinizde ancak özgür olabilirsiniz

Modern insan nasıl bir korku içindedir?
Kuyunuz dopdoluyken susuzluktan korkmak dindirilemez bir susuzluk değil mi?

Çocuklarımızla ilgili enteresan bir tespitleriniz var paylaşabilir misiniz?
Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizlerin değildirler,
Onlar kendisini özleyen Hayat’ın oğulları ve kızlarıdırlar.
Sizler aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir ama sizden değildirler.
Sizlerin yanındadırlar ama sizlerin malı değildirler.
Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi asla. Çünkü onların kendi düşünceleri vardır.
Onların vücutlarını çalabilirsiniz ama canlarını asla. Çünkü onların canları geleceğin sarayında oturur ve sizler düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz.
Kendinizi onlara benzetmeye çalışabilirsiniz ama onları kendinize benzetmeye kalkışmayın hiç. Çünkü Hayat ne geriye gider ne de geçmişle ilgilenir.
Sizler, evlatların birer canlı ok gibi fırlatıldıkları yaylarsınız.
Yayı geren, sonsuza açılan yolda kendine bir hedef edinmiştir ve oklarını en uzağa eriştirebilmek için Kendi gücüyle sizleri gerer. Yayı gerenin elinde seve seve bükülün, Çünkü oku atan O güç, uzaklaşan okları sevdiği kadar elindeki sağlam yayı da sever.”
Son olarak eşlere enteresan manifesto gibi bir tavsiyeniz var okurlarımızla paylaşır mısınız?
Birliğinizde mesafeler olsun, göklerin rüzgarları dans etsin aranızda.
Birbirinizi sevin, ama aşk pranga olmasın aranızda
Ruhlarınızın kıyıları arasında hep dalgalanan bir deniz olsun aşk.
Birbirinizin kadehini doldurun, ama aynı kadehten içmeyin.
Birbirinize ekmeğinizi verin, ama aynı ekmeği yemeyin.
Birlikte şarkı söyleyip, dans edin ve eğlenin, ama ikiniz de tek başınıza olun.
Bir lavtanın, aynı ezgileriyle titreseler de birbirinden ayrı duran telleri gibi.
Kalplerinizi verin, ama teslim almayın birbirinizin kalplerini.
Çünkü sadece hayatın avuçlarındadır kalpleriniz.
Birlikte saf tutun, ama yapışmayın birbirinize.
Çünkü tapınakların sütunları da ayrı dururlar.
Ve meşe ile selvi büyüyemez birbirlerinin gölgesinde.