Ahmet Bülbül
Cemil Meriç’le muhayyel söyleşi
- Tam adı: Hüseyin Cemil Meriç
- Unvan: Türk Yazar, Şair, Tercüman, Sosyolog ve Düşünür
- Doğum: Reyhanlı, 12 Aralık 1916
- Ölüm: İstanbul, 13 Haziran 1987
- Rumeli’den göçen bir ailenin çocuğudur.
- İlk ve ortaokulu Reyhanlı Rüştiyesinde(1928) tamamladı. Burada Arapça, Fransızca, Kur’an, tecvîd (Kur’an-ı Kerim’I uygun telâffuzla okuma), ahlâk okudu.
- Bir yıl İstanbul Işık Lisesinde öğretmenlik (1952-53) yaptı. 1974’te emekliye ayrıldı.
- Cemil Meriç, 1954’te görme yetisinin zayıflaması üzerine geçirdiği bir dizi ameliyat sonucunda gözlerini kaybetti.
- Hayatının geri kalan kısmını bu şekilde geçirdi. Bundan sonraki dönemde okuma ve yazma konusunda yakın çevresinden yardım aldı.
- 1942’de evlendiği Fevziye Menteşoğlu’ndan Mahmut Ali ve Ümit (Meriç Yazan) adlı iki çocuğu oldu.
- 1984’te geçirdiği beyin kanaması sonucu felç oldu, sıkıntılı ve uzun bir hastalık döneminden sonra vefat etti.
- Karacaahmet Mezarlığında toprağa verildi.
- ESERLERİ:
- Bu Ülke
- Jurnal 1-2
- Mağaradakiler
- Ümrandan Uygarlığa
- Işık Doğudan Gelir
- Sosyoloji notları
- Bir Dünyanın Eşiğinde
- Kırk Ambar 1-2
- Kimsiniz siz?
- Hayatını, Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi.
- Hayatınızı özetleyecek olursanız?
- Hayatımı iki kelime hülasa eder: öğrenmek ve öğretmek. ..
- Kitap ne yapar?
- Kitap zekayı kibarlaştırır.
- İzm’ler nedir?
- İzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe’lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı.
- Çocuklarımız yabancı dili neden sevmiyor?
- Dilini unutan bir nesil, yabancı dili nasıl sevsin?
- Neden korkmalıyız?
- Kitaptan değil kitapsızlıktan korkmalıyız.
- Tımarhanedekiler kimlerdir?
- Tımarhanedekiler, dışarıdakiler kendilerini akıllı sansın diye içeri tıkılmış bedbahtlardır.
- Suçluyu affeden hakim ne yapmış olur?
- Suçluyu affeden hakim, kendini mahkum etmiş olur.
- Duyguların durumu nasıl?
- Duygular kuşlardan ürkek.
- Niçin okumak zorundayız?
- Zekânın tavırlarını efendileştirmek için okumak zorundayız.
- Nereye iltica ettiniz?
- O gürültülü dünyadan, kitapların asude inzivasına iltica ettim.
- Şimdi ne yapayım?
- Bana sorarsan kütüphanene dön, yani kitap ol, aydınlan ve aydınlat.
- Hakikati bulan açıklamaktan çekiniyorsa ne dersiniz?
- Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyorlar diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa, hem budala hem alçaktır..
- Kim bağırır kim konuşur?
- Yabani bağırır, medeni insan konuşur.
- Demokrasi nedir?
- Demokrasi bir aldatmacadır, ona göre "Halk temsilcilerini seçtiği için hürdür" diyorlar, bu öküzün istediği kasabı seçmesi gibi bir şey.
- İnsanı ne mahvetti?
- İnsanı kelimeler mahvetti, hayvanı insan.
- Gerçeği görmek nasıl mümkün?
- Gerçeği görmek hatayı sonuna kadar yaşamakla mümkün.
- Her kitap nedir?
- Her kitap bir parça semavîdir, bir kilisedir, bir câmidir, birleştirir veya ayırır. Kitap göklerden uzanan bir el, uçurumlardan gelen bir davet.
- Güç olan nedir?
- Bir parça kendi kafamızla düşünmek ne kadar güç.
- Kitaba para harcıyor muyuz?
- Kitaba harcadığımız parayı, atlar için harcadığımızla kıyaslarsak, yerin dibine girmemiz gerekmez mi? Kitap sevene, kitap delisi diyoruz. Kimseye at delisi dediğimiz yok. Kitap yüzünden sefalete düşen görülmemiş. At uğrunda iflas eden edene.
- Kalbi var mı?
- Kalbi var kitapların... Kahrını çekeceksin kitabın, hizmetinde bulunacaksın.
- Ölümlerin en güzeli.nedir?
- Bir ideal için ipe çekilmek ölümlerin en güzeli.
- Medeniyet ne demektir?
- Medeniyet üslûp demektir.
- Yaşamak için ne yapmak zorundasınız?
- Yaşamak için kendime bir dünya inşa etmek zorundayım.
- Kadın nasıl sorar?
- Kadın gözleriyle sorar ve beklediği cevabı alamayınca ölür ve öldürür. Peki, beklediği cevabı alırsa? Yeniden sorar kadın. Cevap cümle değil, harekettir...
- Zaman nedir? Zamanı yakalamak mümkün mü?
- Zamanı saçlarından yakalamak, yayından fırlayan oku tutmaktan güç. Zaman kimine göre adem'in tâ kendisi, kimine göre varlığın. Ya sen onu heykel yapacaksın, şiir yapacaksın, beste yapacaksın; ya da bir avuç toprağa kalbedecek zaman seni. Zaman bir kovan, zaman bir kumaş, zaman dost, zaman düşman. Zaman sensin. Zaman senin kozan. Zaman sevgili…
- İnsan ne zaman övülmek ister?
- İnsan başarısından şüphe ettiği ölçüde övülmek ister, pohpohlanmak ister.
- Aşkı ne taçlandırır?
- Aşkı vuslat taçlandırır. Kıvılcım o zaman yangınlaşır.
- Her kitapta kimi okuruz?
- Her kitapta kendimizi okuruz.
- Kitapların da alın yazıları var mı?
- Kitapların da insanlar gibi karanlık veya parlak, bahtiyar veya meşum bir alınyazıları vardır.
- Dilde halkın seviyesine inmek konusunda ne dersiniz?
- Halkın seviyesine ineceğiz' diye, dilimizi papağanınkine benzetmek, halklaşmak değil, eşekleşmektir.
- Kan akıtmaya değer mi?
- Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez..
- Burada yaşanmaz diyenler kimlerdir?
- Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını "yaşanmaz"laştıranlardır.
- Gayretlerimiz nasıl olmalıdır?
- Felaketlerimiz üzerinde durmak ,dikkatimizi fizik ve manevi yaralarımıza teksif etmek bizi köstebeklerle aynı seviyeye indirir.Entellektüel teşhircilik cinsel teşhircilik kadar tiksindirici.Bütün gayretlerimizin ortak bir hedefi olmalı: kendimizi ben'in diktatörlüğünden kurtarmak.Sevmek zenginleşmektir,çoğalmaktır. Bir başkasını düşünmek zindanımızın kapısını aralamak demektir.Sakatlıkların en kötü yanı kanatlarımızı kırarak ,bizi bene zincirlemektir...
- Niçin kitap okuyoruz?
- Birçok kitapları, okumuş olmak, hatta okumuş görünmek için okuyoruz. Birçoklarını da çevremizden kaçmak için..
- Dünya neden ibarettir?
- Nihayet bütün dünya kelimelerden ibaret. Ama sende ne varsa kelimede de o var.
- Neye dimdik bakılamazmış?
- Güneşe de, ölüme de dimdik bakılamazmış.
- Kitaplar sizin ne ifade ediyordu?
- Kitap bir limandı benim için. Kitaplarla yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim..
- Cehennem nedir?
- Cehennem, hatıraların küllenmesi , ümitlerin susması . Cehennem haykıramamak , ağlayamamak...
- Gençliğiniz nasıldı?
- Gençliğim allahsız bir çölde akıp giden başıboş bir ırmaktı...
- Kitaplar pahalı mı?
- En güzel kitap bir kalkan balığı fiyatına. Alan nerede? Umumi kütüphaneler resmi ziyafetler kadar pahalıya mal olsa idi hükümetimizin daha çok iltifatına mazhar olurdu şüphesiz. Kitaplar bileziklerin onda biri kadar etse beyefendilerimizle hanımefendilerimiz arada bir okumak hevesine kapılırdı belki. Birçokları kitabı ucuz olduğu için almaz.
- Görmek nedir?
- Görmek tabiata tahakküm etmektir.
- Bir şâir intihar etmek isteyen genç bir kadına ne diyordıu?
- Bir şâir intihar etmek isteyen genç bir kadına dur diyordu, daha senin için bir şiir bile yazılmadı.
- Bu ülkede ne abesti?
- Kültür davası halledilemeden siyasetle uğraşmak abesti.
- Size ne vereyim?
- Bana hakikati değil, kendini ver. Kendini, yani rüyanı. Olmak istediğin gibi görün, olduğun gibi değil. Zaten nasıl olduğunu, ne olduğunu biliyor musun?
- Bilmek için ne lazım?
- Bilmek için yaşamak lâzım.
- Kelimeler ne yapar?
- Bir avuç kelime kıtaları birbirinden ayırır, yer sarsıntısı gibi.
- Bu memlekette yaşanır mı?
- Türkiye'yi yaşanmaz bulanlar, Türkiye'yi yaşanmazlaştıranlardır. Yani aydınlar, karaborsacılar. Bir kelimeyle tesadüfün başlarına bir ikbal tacı veya imtiyaz mi ğferi oturttuğu şuursuz ve mesuliyetsiz heriler. Çağdaşlarına küfredince yükseldiklerini, günâhlarından kurtulacaklarını vehmeden bir alay hergele. Bu memlekette yaşanır. Ama bu * mülevves, fesatçı güruhunu İsrail'in bouc emissaire"i gibi, çalıp çırptıkları servetten tecrit edip sınırlar dışına dehledikten sonra.
- Din, aşk ve şiir nedir?
- Din, aşk şiir: Boşlukta yuvarlanan insanın bir yıldıza attığı merdivenler.
- Kur’an nedir?
- Kuran hem bir ibadet kitabı, hem bir anayasa, muhatabı bütün insanlık.
- İnsan düşünmüş müdür?
- İnsan mecbur kalmadıkça düşünmemiştir.
- Yığının durumu nedir?
- Bir Yığını kolayca kandırabilirsiniz, duyguları hiçbir temele dayanmaz. Yığın düşünmez, maruz kalır.
- Olgunlaşmak ne demek?
- Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekanın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek.
- İnsan bu dünyada ne olmalı?
- İnsan bu dünyada mutlu olmalı. Çünkü başka bir dünya yok.
- Tarihimiz nedir?
- Tarihimiz, mührü sökülmemiş bir hazine.
- Eskide olanları nasıl değerlendirmemiz gerekir?
- Eski bir düzeni akla uygun değil diye mahkum etmek yanlış. Batıl inançların karşısına ilmi, itaatin karşısına hürriyeti çıkarmak doğru olmaz. Bugün saçma bulduğumuz kuruluşlar belli bir devirde tabii idiler. Her inancı her müesseseyi sosyal bütün içinde değerlendirmeliyiz. Toplum değiştikçe dayandığı kurallar da değişir.
- Durumunuz nasıl?
- Artık herhangi bir hayale kucak açamayacak kadar yorgunum.
- Ne yaptık ta bu hale düştük?
- İrfanımızı maziye bağlayan köprüleri berhava ettik... Düşünce yok artık. Kinler de, sevgiler de bir takım işaretlerin emrinde.
- Kitabın değeri nededir?
- Kitabın tek değeri okunmasındadır. Bir değil birçok defalar okunmasında, çizilmesinde, tanınmasında.
- Tefekkür hakkında ne söylersiniz?
- Tefekkür kılıçla fethedilemez, bir parça kendi kafamızla düşünmek ne kadar güç.”
- Aradığım ışık nerededir?
- Aradığın ışık kendi içindedir.
- Düşünce nedir?
- Düşünce bir köprü: kıldan ince, kılıçtan keskin... Kalabalıklar geçemez üzerinden
- Zulümden vazgeçilince ne olur?
- Başkasına zulüm etmekten vazgeçtik mi, yanımızda buluruz onu. Aksilik bile insanlaşır bizim için.
- Bayağı kimdir?
- Bayağı, hissetmeyendir. Sevmeyen, sezmeyen, anlamayandır.
- Toptancı olmak konusunda ne söylersiniz?
- Bir çağı bütünüyle kötülemek, bütünüyle yüceltmek kadar yanlış.
- Ne yapmak zorundayız?
- Birleşmek ve düşünmek zorundayız! Bu zincirleri ne zaman kıracağız? Kendi kendimize vurduğumuz zincirleri...
- Türk burjuvazisi hakkında neler söylersiniz?
- Türk burjuvazisi kırk haramilerden daha haysiyetsiz bir çete. Çete bile değil. Bul karayı, al parayı. Bu burjuvazinin iki marifeti var: hayâsızlık ve el çabukluğu. Hiçbir zaman düşünmedi
- bu sınıf. Burnunun ucundaki felaketi görmeyecek kadar ahmaktır ve piçlerini asefal birer hilkat garibesi gibi kaldırımlara boşaltıyor. Bu bir sınıf değil, bir panayır grubu.
- Doğu neyi anladı?
- Doğu, dış dünyayı değiştiremeyeceğini çok çabuk anladı, esrar dumanlarından ördüğü has bahçede şarkılar söylemeyi, kaderle boğuşmaya tercih etti.
- Sefalet ve yalnızlık nedir?
- Sefalet ve yalnızlık: Dehanın ezeli yoldaşları.
- İnananlara neden sataşıyorlar?
- İnanmayanların, inananlara sataşmaları kıskançlıklarından. Müminlerin saadetini gölgeleyen tek ıstırap, inanmayanlara karşı duyulan merhamet olmalı.
- Kader ne yapar?
- Kader hep oynayamayacağı roller yükler insana ve ıslıklar. Alkış sahtekarların…
- Münakaşada zafer kimindir?
- Münakaşada zafer, mağlup olanındır, yenilmek zenginleşmektir...
- Hangi düşman daha tehlikelidir?
- Bilinmeyen bir düşman, bilinen on düşmandan daha tehlikelidir.
- Kelimelere yaklaşımımım nasıl olsun?
- Öyle seveceksin ki kelimeleri, yalnız senin için raksedecekler…
- Hastayı tedavi etmenin yolu nedir?
- Hastayı tedavi etmenin tek yolu derdini anlamaktır.
- Hangi tartışma kısır kalmaya mahkumdur?
- Kelimeleri tarif etmeden girişilecek her tartışma kısır kalmağa mahkum.
- Türk aydınının durumu nedir?
- Zavallı Türk aydını... Batılı dostları alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu. Düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser. Dev, papağanlaşır.
- Bu memleket için tehlikeli insan kimdir?
- Bu memleket için tek tehlikeli insan vardır, düşüncenin tehlikeli olduğunu söyleyen insan.
- İnsanları anlamak için ne yapmak lazım?
- İnsanları gerçekten anlamak için insanların önem verdikleri şeylerin manasını anlamak lazım.
- Nasıl bir ülke hayal ediyorsunuz?
- Düşüncenin her korkudan âzâd olduğu bir ülke Bir ülke ki insanları dimdik, Dünya duvarlarla bölünmemiş, Kelimeler gönlün derinliklerinden fışkırır, Emek kemâle uzatır kollarını, Aklın ırmağı alışkanlıkların karanlık çölünde kuruyup gitmemiş, Ne olurdu Tanrım! Benim yurdum da böyle bir ülke olsa!
- Kalem nedir?
- Karanlıkları devirmek ve aydınlık bir çağın kapılarını açmak için en mükemmel silah: kalem. Sözle, yazıyla kazanılmayacak savaş yok ...
- Voltaire, dost sayısıyla ilgili ne diyor?
- “Çok tanıdığınız olacak, az dostunuz olacak.”
- Cana kıymak nedir?
- Kısaca, canına kıymak, hayatın yaşamağa değmediğini kabul etmektir.
- Tarihçi ne yapar?
- Tarihçi, okuyucuya dosyalar sunar. Onu etkilemeye kalkışmaz. Okuyucu, vereceği kararlarda tamamen hürdür.
- Trajedilerin en büyüğü nedir?
- Kavuşmak sonra da ayrılmak trajedilerin en büyüğüdür.
- Politika nedir?
- Gelecek belirsizdir. İstikbali insan inşa eder. Bu itibarla, insanlığın asil faaliyetlerinden biridir politika.
- Türk insanının en büyük noksanı nedir?
- Türk insanının en büyük noksanı siyasî düşünceye gözlerini kapamış olmasıdır. Bütünü bilmediğimizden ya sloganlara esir olduk, ya ideolojilere köle. Siyasî düşünce çağdaş insanın yolunu aydınlatacak en emin projektördür. Çağdaş Avrupa bu hakikatı çok iyi anladığından mekteplere siyasî edebiyatı ders olarak koymuş bulunuyor.
- Feci akibete sürüklendiğimiz üç yol nedir?
- Üç ayrı yoldan aynı feci akıbete sürükleniyoruz: Entellektüalizasyon, materyalizasyon, egalizasyon.
- Hürriyet hakkında ne söylersiniz?
- Çağdan çağa , ülkeden ülkeye, insanda insana değişen bir mefhum: hürriyet. Konduğu çiçeğin rengini alan Hint kelebeği.
- Aydın olmak için ne olmak lazım?
- Aydın olmak için önce insan olmak lazım. İnsan mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz, konuşur, maruz kalmaz, seçer. Aydın, kendi kafasıyla düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını yapan: ‘Uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessüs.
- Kalbinizi neyle doldurdunuz?
- Kalbimi kelimelerle doldurdum. Mektuplarım onun için parmaklarını yakıyor. Dudaklarını da yakacak. Dudaklarını ve bütün varlığını. Ben pervane değil, ateşim. Kıskanıyorum kelimeleri. Birer kelebek gibi uçuyorlar sana. Kelimeler senin kokunla sarhoş...
- Gerçekçilik nedir?
- Gerçekçilik, batıya toptan düşman olmamaktır.
- Düşünmek nedir?
- Düşünmek savaşmaktır. Bir nesil uğruna, bir millet uğruna, bir medeniyet uğruna savaşmak.
- Kitaplar dünyası nedir?
- Filhakika seçiş hürriyetimizin hudutsuz olduğu tek dünya
- Avrupa’yı ne kadar tanıyoruz?
- Avrupa'yı Avrupa'nın istediği kadar tanıyoruz.
- Okurken ne olur?
- Okurken sadece ilham alırız, kafamız dilediği gibi çalışır. Hem yalnızız, hem beraber. Bir nevi mucize...
- Kitapların da mı alınyazıları vardır?
- Kitapların da insanlar gibi karanlık veya parlak, bahtiyar veya meşum bir alınyazıları vardır.
- Orijinal medeniyet ne yapar?
- Her orijinal medeniyet, ayıklayıcı bir uzviyettir. Yalnız kendi bünyesine uyan unsurları alır.
- Yeniyi nasıl anlayabiliriz?
- Yeniyi, ancak eskinin yerini aldığı ölçüde anlayabiliriz.
- Kim gericidir?
- Murdar bir hal'den muhteşem bir mâzîye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir.
- Avrupa ne yapıyor?
- Avrupa her zamanki gibi arayış içindedir, hakikati ve mutluluğu arıyor yine... düşüncelerin akışını izlerken, bir kere daha anlıyoruz ki yaşayışımızı yönelten maddi güçler değil fikri ve ahlaki güçlerdir.
- Büyük bir milletin hali nasıldır?
- Büyük bir milletin duyguları ölçülü, düzenli, devamlıdır.
- Bir kişiyi nasıl tanıyabiliriz?
- Bir adamı tanımak için düşüncelerini, acılarını, heyecanlarını bilmemiz lâzım... Hayatın maddî olaylarıyla ancak kronoloji yapılabilir. Kronoloji aptalların tarihi.
- Gördüklerimizi nasıl anlayabiliriz?
- Gördüklerinizi anlamak için daha önce yaşamış olmalısınız.
- Bir zamanlar bilgi neydi?
- Bir zamanlar bilgi, sonsuz bir zincirin herhangi bir halkası değildi sadece. Bir fetihti, bir zaferdi.
- Neyi ne zannetmek?
- Uşaklaşmayı Uygarlaşmak sanmak
- Avrupalı için kanun nedir?
- Kanun, eski Yunan'dan beri "büyük sineklerin yırtıp geçtiği, küçüklerin takılıp kaldığı bir örümcek ağı".
- Ne yapmak lazım?
- Evvelâ okumak lâzım, Türk insanı başkadır demek saçmalığın ta kendisidir.
- Başka bir medeniyetten ne alınabilir?
- Yabancı bir medeniyetten, sadece besleyici malzeme alarak, dini, ahlaki, felsefi, içtimai unsurlar alınabilir. Hint böyle yapmıştır.
- Kütüphanelerde neler var?
- Kütüphane, bütün çağların,bütün ülkelerin ölümsüzleri ile dolu. Bu ulular bezmine kabul edilmenin tek şartı, liyakat. Mabede bayağılar giremez
- Kelime çok mu etkilidir?
- Bir avuç kelime kıtaları birbirinden ayırır, yer sarsıntısı gibi. Uçurumlara köprü atan cümleler de var
- En büyük noksanımız nedir?
- Türk insanının en büyük noksanı siyasî düşünceye gözlerini kapamış olmasıdır. Bütünü bilmediğimizden ya sloganlara esir olduk, ya ideolojilere köle.
- Tarih nedir?
- Tarih, galiplerin yazdığı bir kitap. Zafer, arkasından bıçaklanan masum düşmanların cesetleri üzerine atılan yapma çiçeklerden bir çelenk.
- Size göre yobazlık nedir?
- Yobazlık, Şark'ın nefis müdafaası.Yobaz samimiyet, yobaz kendini bir Nass'a hapseden idrak; bir Nass'a, yani sonsuza. Yobaza düşmanlık tarihe düşmanlık. Yobaz biziz, en güzel taraflarımızla biz.
- Kelimenin müzikalitesi çok mu etkilidir?
- Hangi beste sözün musikisiyle, sözün füsunuyla boy ölçüşebilir. Kelime kanattır, kelime buse.
- Kelimeler neye benzerler?
- Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri işitilmez. Karanlık kelimeler vardır, arılar gibi vızıldayan kelimeler. Taşıdıkları hiçbir düşünce yoktur, kimse tarafından anlaşılamazlar. Ama yine de herkesin ağzındadırlar.
- Din Avrupa için nedir*Osmanlı için nedir?
- Din, Avrupa için afyondur, bütün ideolojiler gibi. Avrupa'nın tarihi, bir sınıf kavgası tarihidir. Osmanlı için şuurdur din, tesanüttür, sevgidir. Osmanlı toplumu insan haysiyetine ve inanç birliğine dayanır.
- İnsanlar eşit midir?
- İnsanlar doğuştan eşittirler: kullukta, fanilikte eşitlik. Ama menfi bir eşitlik bu. Sonra, iman sayesinde yeni bir eşitlik kazanırlar, kardeş olurlar. Rabbin lütuflarından aynı ölçüde faydalanacaklardır: hukukî ve müspet bir eşitlik.
- Düşünce hakkında neler söylersiniz?
- Düşünce şüpheyle başlar. Düşünce, tezatlarıyla bütündür. Zıt fikirlere kulaklarımızı tıkamak, kendimizi hataya mahkum etmek değil midir?
- Düşünce birliği güçlü bir bağ mıdır?
- Pamuk ipliğinden biraz daha sağlam tek bağ: düşünce birliği. O da rüzgarın her an tehdit ettiği bir kandil. Düşünce birliği, düşünen insanlar arasında olur. İnsanların kaçta kaçı düşünür? Düşünenlerin kaçta kaçı karşılaşır ve açılır birbirine?"
- Ülkemizde düşünceye bakış nasıldır?
- Kızıl şal görmüş İspanyol boğası gibi, her düşünceye ve düşünene saldırmak: Canım memleket bu yüzden bir cüzzamlılar ülkesidir.
- Vatandaşlığı yapan nedir?
- Vatandaşlığı yapan kan ve toprak değil, inanç. Ümmetin Avrupa dillerinde karşılığı yok. Siyasî ve dinî bir bağ. Kuran hem bir ibadet kitabı, hem bir anayasa, muhatabı bütün insanlık.
- Kötülüğü önlemek nedir?
- Kötülüğü önlemek her Müslümanın vazifesidir.
- Hangi millet yaşama hakkını kaybetmiştir?
- Dilini kaybeden millet yaşamak hakkını çoktan kaybetmiştir.
- Tek reisin olumlu etkisi olur mu?
- İnsanlar, en çok tek reisin idaresinde kaynaşırlar; en çok o zaman kuvvetlenirler, çünkü hepsi aynı amaca yönelmiştir
- Şuur neyin ilk şartıdır?
- Yaşamanın dayanmanın direnmenin ilk şartı ŞUUR...
- Yaşamak nedir?
- Yaşamak insanın kendini tedavi etmesi ve her gün yenilemesi demektir. Kendini bulmak ve yeniden fethetmektir yaşamak."
- Sağ ve sol nedir?
- Sağ ve sol: anladım ki bu iki kelime, aynı anlayışsızlığın, aynı kinlerin, aynı cehaletin ifadesidir.
- Son olarak aydın olmak için ne olmak lazım?
- Aydın olmak için önce insan olmak lazım
- Bu güzel söyleşi için teşekkür ediyor rahmet diliyorum.
- NOT: Bu muhayyel söyleşi yazarın eserlerinden alınan cümlelere sorular üretilerek kurgulanmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.