Akışı değiştiremiyorsanız bakışı değiştirin

Kralın biri bir gün rüyasında kendini sarayın bahçesindeki güller içinde görür. Birbirinden güzel ve canlı bu güller arasında dolaşırken birden etrafındaki güller teker teker kuruyup dökülür. Şaşkınlık ve korkuyla rüyasından uyanan kral, ülkedeki en iyi rüya tabircilerinin bulunmasını ister.

Ülkedeki en iyi iki tabirci saraya getirilir. Kral bunlardan ilkine rüyasını anlatır ve rüyadaki hikmeti sorar. Tabirci, krala: "Kralım maalesef tüm sevdiklerinizin ölümünü göreceksiniz." der. Kral bu yoruma çok hiddetlenir ve tabirciyi zindana attırır.

İkinci tabirciyi çağıran kral, rüyasını tekrar anlatır ve yorum bekler. ikinci tabirci ise şöyle der: "Kralım müjde! Sevdiklerinizle birlikte geçireceğiniz bu hayatta en uzun ömürlü olan sizsiniz." Bunun üzerine kral “İşte yorum böyle yapılır.” der ve bu tabirciyi bir kese altınla ödüllendirir.

“İnsan bulunduğu yeri cennete çeviremiyorsa gittiği her yer ona cehennem olur.” Diye güzel bir söz var.

Bardağın yarısı boş ise diğer yarısı doludur.

Hayatta her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Yeter ki olaylara biz o gözle bakabilelim.

Bazen biz yaşadığımız zorlukları gözümüzde gereğinden fazla büyütürüz. Olduğundan daha fazla bir anlam yükleriz. Bir eşyayı gözünüze yaklaştırırsanız olduğundan daha büyük görürsünüz. Oysa onun hakikati o değildir. Bu durumda hayatınızda olduğundan daha fazla yer işgal eder ve bu da sizi yanıltır.

Aynı pencereden dışarıya bakan iki kişi iki farklı tablo görebilir. Birisi manzaranın güzelliğini görürken diğeri yerdeki çamuru görebilir.

Bir zamanlar İtalyan bir ayakkabı firması, Kuzey Afrika pazarına girmek istemiş. Bu sebeple Kuzey Afrika’da yerli kabilelerin yaşadığı bir bölgeye bir satış temsilcisi göndermiş. Adam Afrika’ya gitmiş, kabileleri ziyaret etmiş bakmış görmüş ki insanlar orda yalın ayak dolaşıyor. Canı sıkılmış. İlk fırsatta kendisini oraya gönderen şirkete bir telgraf çekmiş: “Beni buraya ayakkabı satmam için gönderdiniz fakat burada kimse ayakkabı giymiyor, buraya kadar boşuna geldim. En kısa zamanda buradan ayrılıp geri geliyorum.”

Şirket bu telgraf üzerine o satış temsilcisini geri çağırmış, onun yerine aynı bölgeye başka bir satış temsilcisi göndermiş. Bir gün sonra yeni giden satış temsilcisi de İtalya’ya bir telgraf çekmiş: “Beni iyi ki buraya yolladınız, derhal bana 2 gemi dolusu ayakkabı gönderin! Burada kimse ayakkabı giymiyor! Hepsine ayakkabı satacağız!”

Hayat olaylara yüklediğimiz anlamlara göre şekillenir. Olaya bakışınıza göre sonuç değişir.

Aynı olaya birimiz çok olumlu bakabiliyorken bir diğerimiz çok olumsuz bakabilir.

Aynı otelde kahvaltıda bir kişi Allah’ın verdiği onca nimete şükrederken bir başkası bunu görmeyip çayın sallama çay olmasından şikayet edebilir.

Bazı olaylar görünüşte olumsuz gibi görünürken farklı bir açıdan bakınca sonuç hemen değişiveriyor.

Adamın birisi yeni bir ayakkabı alamadım diye üzülerek gidiyormuş çarşı merkezine doğru. Yolda giderken ayağı olmayan birini görünce hemen “Özür dilerim Allah’ım demiş ve haline şükretmiş.”

Olaylara iman penceresinden baktığınızda farklı bir eylem ortaya çıkar, nefis ve menfaat penceresinden bakarsanız ayrı bir eylem ortaya çıkar.

Rasyonel matematiğe göre 40’tan 1 çıkınca 39 kalır. İman matematiğine göre 40’tan 1 çıkınca 400 kalır. Çünkü her iyilik en az 10 katıyla ödüllendirilir.

İman, en büyük imkandır.

Kapitalistlere göre sizin kazandığınız parayı başkalarına vermek anlamsız ve saçma iken iman bakışına göre en büyük erdemlerden biridir.

Akışını değiştiremediğiniz bir konuda bakış açısını değiştirdiğinizde nihayetinde olayın akışını da değiştirmeye başlarsınız.

Friedrich Nietzsche “Seni öldürmeyen şey güçlendirir.” Demiş.

Tolstoy’un ifadesiyle "Şikayet ettiğimiz yaşam, belki de bir başkasının hayalidir."

Aklınızda olsun

Her zaman bir ihtimal daha vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.