Ümit Savaş
Konya- Upues 2022
Bu yazı yazıldığı anda Konya’da Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim fakültesi ile Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ortaklaşa düzenlediği, “Uluslararası Projeden Uygulamaya Eğitim Sempozyumu” Upues 2022 devam ediyordu. Perşembe günü açılışı gerçekleştirilen, yüz yüze ve çevrimiçi olmak üzere yoğun bir katılımla gerçekleştirilen sempozyum benim için unutulmaz güzelliklere, tanışıklıklara, yeni fikirler edinmeme vesile oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Çoğunluğunu milli eğitim bakanlığında görev yapan öğretmenlerin çeşitli proje çağrılarına yönelik yaptıkları başvurular ve çoğunlukla pandemi sürecinde kesintiye uğrasa da tamamlanan proje etkinlikleri, sonuçları, sürdürülebilirlikleri üzerinde duran çalışmalar, projelerden oluşuyordu.
Gerek yüz yüze gerekse çevrim içi olarak oturum başkanlığını yürütmüş olduğum oturumlarda dinlediğim projeler kadar öğretmenlerin heyecanı da görülmeye değerdi. İlk kez bir sempozyumda bildiri sunmanın heyecanı her halinden okunan, kaygı, merak, heyecan ile belki yıllardır bildiri sunanlardan daha iyi sunumlar gerçekleştiren öğretmenlerimizi o an tebrik ettiğim gibi bir kez daha tebrik etmek istiyorum. Gerçekten zor bir işi gerçekleştiriyorlar. Fark yaratan öğretmenler fark yaratan, farkı hissettiren öğrenciler yetiştirir. İyi ki varlar, iyi ki çoklar.
…
Çeşitli vesilelerle gerek hizmet içi eğitim gerekse proje eğitimleriyle karşılaştığımız öğretmen arkadaşlar da gördük, görüyoruz maalesef. Daha bir iki yıl olmadan umutlarını kaybetmiş, atanma kaygıları bitince tayin dertlerine düşmüş, mevcut şartlardan şikayetçi ve bir şeyler yapmamak için mazereti bol olan, belki bir zamanlar bizim de dillendirdiğimiz, değişmeyen şikayetler. Ama her ne oluyorsa işte o değişmeyen şartlar ve imkansızlıklar içinde bir şeyler yapabilen eğitimcilerle oluyor. “Hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz” sözünü duyduğumdan beri zaman zaman fakültede yetiştirdiğimiz öğretmen adayı arkadaşlara karşı kullanıyorum. Sağ olsun bazen bu söz beni de dönüp buluyor. Geçtiğimiz ay yeni atanan ve göreve başlayan öğrencilerimizden zaman zaman geri bildirimler alıyorum, konuşuyoruz. Büyük bir hevesle, gayretle, bir şeyler yapmaya başladıklarını anlatıyorlar. Sonra, onlardaki bu heyecanı, hevesi gören “tecrübeli!” meslektaşları, “sakin ol, kendini yıpratma, biz de bir zamanlar böyleydik, boşuna uğraşma, kendini çok yorma, bir şeyleri değiştiremezsin” minvalinde nasihatler veriyormuş. Sanırım, bir şeylerin değişmesinin önündeki en büyük engel bu görünmez, aşılmaz duvarlar oluşturan telkinler, nasihatler. Oysa, biz denedik, yenildik, sen dene yılma, devam et deseler ya da sussalar. Simurg’un yolculuğu geliyor aklıma… her vadide vazgeçen kuşlar…
İdarecilerimiz, velilerimiz, meslektaşları yeni atanan, proje yapan, gayret eden öğretmenlere buzkıran olup yol açacaklarına, onlara yol göstereceklerine bir şeyler yapma azminde olanlara destek olsalar. Ama, onların da hakkını yememek gerekiyor, nasıl olunmaması gerektiği yönünde örnek oluyorlar… iyi ki sayıları az. Derdim çok bu konuda. Sizin de çoktur mutlaka. Bin kişilik okulda bir anma töreninde Çanakkale türküsü söyleyecek nitelikte öğrenci olmadığından yakınan, nota öğretmediği çocuklara derste müzik kitabındaki notaları defterlerine kopyalatarak zaman geçiren, gitar çalan, drama yapan öğrencilerin dahi müzikten uzaklaştıran öğretmen tutumları da içimizdeki öğrenme merak keşif heyecan duygusunu daha doğmadan buduyor. Baba, müzikten 45 alsam geçer miyim diye soruyor çocuk… neyse.
…
Öğretmen adaylarına, eğitimlerde karşılaştığımız öğretmenlere ve öncelikle ve her zaman kendime şu soruyu soruyorum “Kendi sınıfında öğrenci olmak ister misin?” Neyse, biz Upues’e dönelim tekrar. Katılan, destek veren, emeği geçen herkese teşekkürler. Belediye, Milli Eğitim ve Üniversite işbirliği ile Konya’ya ve Necmettin Erbakan Üniversitesine yakışan bir sempozyum oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.