Nur Eser
Öğrenilmiş çaresizlik
Öğrenilmiş çaresizlik, herhangi bir durum veya olay karşısında sürekli başarısızlık yaşanması veya istenmeyen durumların ortaya çıkması sebebiyle, her ne olursa olsun sonucun değişmeyeceği ve bundan sonraki benzer olayların da aynı sonda biteceğini düşünerek olaylara karşı pasif durumunda olup hiçbir şey yapmamaktır. Öğrenilmiş çaresizlik davranışında, kişi elinden bir şey gelmediği düşüncesi ile pes etmektedir. Literatürde, öğrenilmiş çaresizlik yerine öğrenilmiş acizlik terimi de kullanılmaktadır. Öğrenilmiş acizlik, insanların daha önce yaşadıkları olumsuz bir duruma ait düşüncelerini başarılı olabilecekleri durumlarda bile pasiflik, özsaygı azalması, depresyon ve kronik kaygı gibi durumların oluşması olarak tanımlanmıştır.
İnsan üzerinde deneysel araştırmalar yapmak ahlaki ve yasal yönlerden sakıncalı olduğu için birçok deney hayvanlar üzerinde test edilmiştir. Öğrenilmiş çaresizlik olgusunun da en meşhur araştırması “beş maymun” deneyidir. Deney şu şekildedir: Büyük bir kafesin tepesine salkım muz yerleştirilmiş ve maymunların çıkmaları için merdiven koyulmuştur. Kafesin içine beş maymunu koyduklarında ise merdivenden çıkıp muzu almak isteyen maymunun üzerine tazyikli soğuk su sıkılmaktadır. Düşen ve sırılsıklam olan maymunun yerine bir diğer maymun çıkmakta ve o da aynı şekilde tazyikli soğuk su ile karşılaşmaktadır. Beş maymun da teker teker bu durumu yaşamaktadırlar. Her seferinde aynı durumla karşılaşıp başarısız olan maymunlar artık muzları almaya cesaret edememektedir. Daha sonra bu tazyikli su kapatılmakta ve maymunlardan biri dışarı alınıp yeni bir maymun kafese konmaktadır. Bu yeni maymun merdivenden çıkıp muzu almaya yeltenince ıslak maymunlar tekrar ıslanmak istemedikleri için ona engel olup vurmaktadırlar. Böyle bir tepkiyle karşılaşınca vazgeçen maymun yerine dönmektedir. Daha sonra ıslak maymunlardan biri daha dışarı çıkarılıp yerine başka maymun konulmakta ve bu maymun da aynı şekilde muza ulaşmaya çalışıp diğer maymunların şiddetli tepkisine maruz kalmaktadır. Deneyin ilginç olan tarafı da buradadır. Hiç ıslanmadığı halde sırf kendisini de dövdükleri için diğer yeni geleni daha da şiddetli döven maymun sebebini kavrayamadan bu davranışı gerçekleştirmektedir. Islak maymunların hepsi yenileriyle değiştirildiklerinde bu gelenler de şiddet tepkisini vermeye başlamaktadır. Deneyin en sonunda kafesin içindeki maymunların hiçbirisi ıslanmasa da kimse muza dokunmamaktadır.
Öğrenilmiş çaresizlik davranışının neden ortaya çıktığına dair birden çok sebep bulunmuştur. Bütün canlılarda ortaya çıkan çaresizliğin nedenlerinde yetersizlik hissi, başaramama düşüncesi, motivasyonel eksiklik, kontrolsüzlük, umutsuzluk vardır. Bu etmenler; kişinin, çaresizliği öğrenmekteki bireysel faktörleridir. Bunun yanı sıra hiç şüphesiz bireyin içinde bulunduğu toplumun da öğrenilmiş çaresizlik davranışı üzerinde etkisi olmaktadır. Değişime ayak uyduran, yeniliklere açık ya da içinde bulundukları şartları değiştirmek için çaba gösteren bir toplumda, bireylerin öğrenilmiş çaresizlik davranışını göstermesi çok zor olacaktır. Değişime kapalı ve içinde bulundukları durumu kabullenmiş toplumlarda yaşayan bireylerde ise öğrenilmiş çaresizlik davranışının görülmesi doğal olacaktır. Dolayısıyla, öğrenilmiş çaresizliğin nedenlerini sadece bireyin kendisinden kaynaklanan nedenlerle sınırlandırmamak gerekmektedir.
Peki, öğrenilmiş çaresizlik içerisinde bulunduğumuzu nasıl anlayabiliriz? Eğer biz, başarısızlıkla sonuçlanan işlerimizde kontrolü kaybettiğimizi düşünüyorsak, kendimizi beceriksiz olarak yaftalıyorsak, pozitif bakış açımızın yerini negatif düşünceler sarmalıyorsa çaresizlik içerisindeyiz demektir. Bunu değiştirmek elbette kolay olmayacaktır. Çaresizlik karşısındaki negatif düşüncelerden arınmak için Martin Seligman ABCDE modeli adında bir yöntem geliştirmiştir;
Adversity (Sıkıntı): İlk adımda yaşadığımız sıkıntıyı, stresli bir anı düşünelim. Bu durum kendimizle, ailemizle, ilişkilerimizle veya işimizle ilgili olabilir. Örneğin ders çalışma konusunda motive olamıyoruz.
Belief (İnanç); Bu durumu düşündüğümüz zaman aklımızdan geçenleri düşünelim. Düşüncelerimiz hakkında kendimize dürüst yaklaşmalıyız. Ders çalışamıyorum çünkü bu çok sıkıcı bir eylem.
Consequence (Sonuç); İkinci adımdaki inançlarınız hedefiniz yolunda size olumlu şeyler kattı mı ? Ders çalışmanın sıkıcı bir şey olduğunu düşünerek hedefleriniz doğrultusunda mı ilerlemiş oldunuz, hayallerinize ne kadar yaklaştınız veya uzaklaştınız?
Disputation (Tartışma): Bu adımda inançlarımıza ve kendimize dair olumsuz düşüncelere itiraz edeceğiz. Bu inançların yanlış olduğuna dair kanıtlar arayın. Ders çalışmazsam hayallerimi gerçekleştirmede olumlu sonuç alamam. Daha önce çalışarak başardım yine yapabilirim.
Energization (Enerjilendirme); Son aşamada ise çaresizliğimize meydan okuduğumuzda nasıl hissettiğimizi düşünelim. Sıkıntıyı çözdüğümüzde elde edeceğimiz rahatlık bizim motivasyonumuz olmalıdır.
Aktan, C ve Yay, S. (2016) “ Öğrenilmiş Çaresizlik ve Değişime Karşı Pasif Direnç” Sosyal ve Beşeri Bilimleri Dergisi, Cilt 8, Sayı 2.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.