Medine Kocakulak
Zamane Gençleri
Selamunaleyküm kıymetli kardeşlerim.
Ya da zamane gençleri , anneleri babaları filan mı demeliydim:)
Bu genel itibarıyla çevremizde muhakkak duyduğumuz bir cümle.
Artık tabiri caizse bu "Z" kuşağından önceki nesil öylesine dolmuş ki , gençler sokakta nefes alsa heey gidi bizim zamanımızda böyle miydi diyecek vaziyete geldiler :D
İşin latifesini bir kenara koyalım da gelin bu "zamane gençlerinin " neden bu şekilde eleştirildiklerine bir bakalım .
Şimdi bundan bi elli küsür yıl önce çocuk yetiştirme sistemi ile şu anki çocuk yetiştirme sistemleri inanılmaz farklı.
Elli yıl önceki çocuk yetiştirme sistemi günümüze nazaran daha disiplinli bir şekildeyken günümüzde bu şart ve koşullar daha serbest durumda .
Fakat bu böyle olmalı .
Çünkü elimizde gelişen bir dünya var .
Tutup da elli yıl öncesindeki eğtim sisteminin gerekliliğini günümüze uygulayamayız.
Müslüman güncellenmeye açık olmalıdır.
Bundan elli yıl önce okula gitme ya da ders görme şartları daha zorken günümüzde eğtim daha yaygın ve gerekli bir hale gelmiştir.
Yani günümüzün gerekliliği budur.
Ya da elli yıl önce bi akıllı telefon söz konusu değildi, o halde şimdi elinde telefon gördüğümüz gençlere zamane gençleri, cık cık cık etiketini yapıştıramayız.
Çünkü bu yüzyılın gerekliliği budur .
Telefonla yapılan projeler, haberleşmeler , ya da yetişkin bireylerin eğtim görmesi günümüzün ekmeği ve suyu gibi tabii ihtiyaçlarıdır .
Fakat günümüzde zıvanadan cıkmış bir "Zamane genci " profili de görmüyor değiliz.
Pekala neden ?
İtidalde Tadilat...
Müslüman ifrat ve tefrit arası iki ince çizgini arasında durmalıdır.
(Felsefede altın orta dediğimiz kavram )
Ifrat ve tefrit .
Iki uç nokta .
Tıpkı aşırı korkaklık ve delice atılganlık gibi , bunun itidali cesarettir mesela .
Ya da cimrilik , savurganlık nasıl ifrat ve tefritse cömertlik itidaldir.
Yani olması gereken demek doğrudur.
Aslında çocuğundan ya da gençlikten yakınan ana ve babaların genel problemi kendileri bastırıldıkarı için çocuklarına "ben yapamadım sen yap " demesinden kaynaklanır .
Yani bir taraftan sıkılan bir taraftan patlar misali .
Yani bu noktada gençlikten ziyade gençliği yetiştiren kesim odak noktası olmalıdır.
Evet beni çok kısıtladılar ama ben çocuğumu her alanda değil doğru olan alanda kısıtlamalıyım demelidir.
Bu bilince sahip olmayan yetiştirici kesim elde ettiği üründen şikayetçi olmamalıdır .
Çünkü sen bu hasatı kendi tercih ettiğin ilaçla tedavi ettin ve şimdi ürüne bahane bulamazsın.
Yapılacak şey" zamane gençleri " etiketinden önce kendi etiketini yapıştırıp sonra zamane gençlerine geçmektir.
Fakat bu noktada gençlere de çok büyük pay düşmektedir.
Koyun misali uçurumdan atlamamak lazım.
Yani her açılan yoldan gidersek eğer bi rotaya ulaşmamız imkansızdır.
Tıpkı anne babaların hatalı yollara açtıkları kapılar gibi.
Evet onlar bu yolu sana açmış olabilir ama sen bilinçli bir genç olarak tercihini o yoldan gitmemek olarak seçmelisin, hatta doğrusunu da anlatmalısın.
Çünkü eğer İbrahim as babasına uysaydı , o baltayı o putun boynuna asamazdı.
Yani bu noktada illa yolumuza ışık tutulmasını beklemek âmâ olduğumuzu gösterir, fakat biz ahir zaman gençleri olarak daima ışık tutabilecek yeterliliğe ve donanıma sahip olmalıyız.
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin:)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.