Nasuh Tövbesi

Öfkem bilenir sabrım direnir

Feveranım çıkmaz sokaklara

Yazgım bu benim

Katiline mihmandarlık yapar yüreğim

Ruhumun kıyılarında dolanır çıngırak sesleri

Zehrimar yutmuş hasta gibiyim

Sen sırtında taşı kucak aç

Karşılığında akrep kalleşliği

Hasarlı bina gibiyim hıyanet sarmalında

Duygular enkaza uğrar mı?

Ağustosta doluya tutulmuş gibiyim

Çıkınımda gizli lahuti yıllarım

Asır vaktinde açan çiçek gibiyim

Efil efil rüzgar ruhuma işlese de

Ufukta bir inilti mühürlü dillerin

Gök gürültüsü ve yağmur

Bulutlara takıldı yine aklım

Maviye nisbet akşam olunca solar gülüşlerim

Aheste aheste geçerken ömrüm

Mutluluklar firarda insanlar hayal kırıklığı

Bağrımda hicran acısı

Yokuşlu yollarda hırpani derviş gibiyim

Güvendiğin dağlar tek tek göçerken

Kaç metcezir ile insan düşer gönlünden

Fırtına kasırga hepsi bende

Başı dumanlı dağ gibiyim

Efsunlu bir gecede

Göğün gerdanına dizilmiş yedi kandilli Süreyya

Süveydeme hüzmesini gönderse de

Maveraya kayan yıldız gibiyim

İflah olmaz artık bende ki sen

Son yol ayrımı son kulvardayım

Nasuh tövbesi ettim bir daha meyletmem dünyaya

Ahuzarım mecruh gönüllere

Abı hayat olsan

İçsem suyundan kana kana

Bugün nafile

Son dem son fasıldayım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.