Hangi çağın vefasızlığına denk geldin sen gönül, Ahir zaman diyorlar sana.

Bütün vefasızlıklar, riyakarlıklar, başı sonu gelmeyen vicdansızlıkların müsebbibi senmişsin.

Kime sorsam “Neden?” diye, “ahir zaman işte” diyorlar.

Nasıl bir çağın çapsızlığında savruluyorsun öyle, her yan toz duman önümü görmez, adım atamaz haldeyim. Bütün hallerden aşağı halsizliklerdeyim.

Koyun postuna bürünmüş kurtlar etrafta erkekli dişili. Kim koyun kim kurt ancak zaman açık ediyor hallerini.

Mükafatı da o mukabilde kat be kat artan ahir zaman.

Fitnesinden korunmak için yalnızlığa yöneliyor hayatlarımız.

Nefsi arzularımıza gem vurup aile saadetinin hayalinden uzak, yokluklar zümresinde küçücük bir zerre halinde ömürlerimiz.

Güvendiğimiz dağlara karlar yağarken, tertemiz sevdalara el sallar olduk. İyi insanlar olma gayesinde çırpınan yüreklerimiz, iyilik ülkesini korumaya çalışan son Mohikanlar oldu...

“İyiler hürmetine ayakta bu fani dünya” derlerdi eskiler, son kale bekçileri olma gayesinden öteye gitmiyor çabalarımız.

Bizi iyilerden ve imanını muhafaza edebilen kullarından eyle Rabbim.

Enes bin Mâlik r.a anlatıyor: "Resulullah buyurdular ki: (s.a.v)"Kıyamet kopmadan önce gece karanlığının parçaları gibi fitneler olacak. (O vakit) kişi mü'min olarak sabaha erer de kâfir olarak akşama kavuşur. Mü'min olarak akşama erer, kâfir olarak sabaha kavuşur. Birçok kimseler azıcık bir dünyalık mukabilinde dinlerini satarlar."

Bizleri dünyalık hevesler uğruna kaybedenlerden eyleme, zira bizler acizliğinden bihaber kullarınız. Sen bizleri doğru yola iletmez isen bizler gittiğimiz her yolu doğru zannedecek zavallılarız. Senin azametine ve merhametine muhtacız, bizleri bu Ahir zamanda yalnız bırakma.

İtibar denilen mücevher bir pula satılmış, kimse bakmaz olmuş sıfatlarımıza; adımız kılığımız ile anılır saygınlığımız cebimizin şişkinliği ile ölçülür olmuş.

İtibar makama tabii iken ayağımızdaki marka papuç bizden çok fazla kıymet görür olmuş. Mal mülk fitnesi sarmış dört bir yanımızı, hırslarımız helalin haramın önüne set kurmuş. Haramda helal, helalde haram arar olduk.

Rasulullah (sav) “Her ümmetin bir fitnesi vardır, benim ümmetimin Fitnesi de maldır.”

Ahlak(sızlık) deyince içki, kumar ve zinadan başka bir şey aklına gelmeyen; bununla birlikte akrabasını eşini dostunu kayırma, adaletsizliği, yalanı, dedikoduyu, iftirayı ve kendisinden olmayanı hakir görmeyi ahlaksızlıktan saymayan Müslümanlar olduk.

Her birimiz suçlu arıyoruz etrafımızda yana yakıla, ama ne yazık ki dev aynasında gördüğümüz kusursuz suretlerimize konduramıyoruz hiçbir kusur.

Sorsak her birimiz ehli iman Müslümanlarız bin şükür, fakat ne “komşusu açken tok yatan bizdendir” hadisi şerifi uğruyor ruhlarımıza ne de “kul hakkı” ile ilgili ayetler...

Ahir zaman işte, tek suçlu ve tek günahkar.

İyiler kazanacak, bir iyilik bin kötülüğün üstünü örtecek azap kalkacak çürümeye yüz tutmuş kalplerimizden.

Ahir zamanda yaşıyor olmak mazeretimiz olmayacak. İyilik damla damla birikecek okyanus olacak.

Secdelerde ağlayan ümmet olacağız yeniden. Yaptığı iyiliğin karşılığını bekleyen tefeciler olmayacağız, sağ elimizin verdiğinden sol elimiz haberdar olmayacak.

Her insanın bir miracı olacak ahir zamanda, adım atılmasını beklemeden adımlar atacağız attıran hürmetine. Gayemiz Allah’ın rızası olacak.

Binlerce olanağın ve seçeneğin arasında bizler bize emanet edilene sarılacağız sevgilinin sadık ümmetleri olarak. “Herkes” ile başlayan cümlenin kölesi değil, “Allah ne diyor” un kölesi olacağız.

Ahir zaman sen ki zamanların en çetinisin lakin küfeyi en çok da doldurabileceğimiz zaman dilimisin.

Yarabbi; bizleri emin eyle, bizleri acizliğinin farkında riyadan uzak, kibirden münezzeh kullarından eyle.

Dillerimizi yalandan, kalplerimizi hasetten muhafaza eyle, bizler ahir zamana ulaşmış kullarınız. Bizleri Ahir zaman fitnelerinden koru...

AMİN