Tüm dünyanın kendisinden saygı ile söz ettiği Mevlana'nın öğütleri yüzyıllar boyunca nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşıyor. Kainatı kucaklayan ve tesiri altına alan tüm zamanlara ait felsefi görüşü onun fikirlerini ölümsüzleştiriyor. Özellikle Mesnevi adlı eseri dünyada çok satan kitaplar listesinin en üstünde bulunuyor ve birçok ulus kendisini saygıyla anıyor. Mevlana'nın vefatından sonra felsefesini, öğütlerini, yaşantısını gelecek nesillere aktarmak için kurulan Mevlevilik geleceğe bu emaneti başarıyla aktarmaya devam ediyor.

Mevlana Celaleddin Rumi tüm hayatını ilahi aşkı aramaya, hoşgörüye, insan sevgisine adamış bir düşünce insanıdır. Yakın çevresi ile bulunduğu sohbetler zaman için de kulaktan kulağa yayılarak geniş kesimlere ulaşmaya başlar. Mevlana'nın vefatından sonra onun öğütlerini ve hoşgörüsünü gelecek nesillere aktarmak üzere Mevlevilik kurulmuştur.

Mevlana'nın benimsediği ve yaydığı tasavvufi inancına göre bireysel ihtiraslardan tamamıyla arınmalı ve fani hayattaki maddeciliği insan ilişkilerinden çıkarmalıdır. Mevlana'nın Temel öğretisi hümanizmdir ve hayat boyu en önemli olan şey "insanca hareket etme" halidir. Miras bıraktığı tüm eserlerinde insanı sevmenin tüm evreni sevmek de eşdeğer olduğunu söyler. Mevlana'nın yaşamının ardından ilmini yaymak amacıyla ortaya çıkan Mevlevilik de insan odaklı bir bakış açısına sahiptir ve hoşgörüye, güzele, iyiliğe odaklıdır; affetmenin önemini vurgular. Diğer yandan İslam felsefesi olarak gösterilen tasavvufta Mevleviliğin büyük payı bulunur. Yani Mevleviliği İslam dan uzak, farklı bir olgu gibi gösteremezsiniz. Temelinde Allah ve peygamber aşkı yatar.

Gel gör ki günümüzde bazı gruplar Mevleviliği sahiplendiği gibi bir de İslam dan ayrı, kopuk,uzak gibi görüyor ve gösteriyor. Tabi ki bunu bilinçli yapan bir cenah var, birde farkında olmadan buna alet olanlar var.

Aralık ayının Konya’mız için ayrı bir önemi var. Ticaretin canlandığı, turistlerin akın ettiği, manevi ruhun tavan yaptığı bu Şeb-i Arus haftası bereketli bir mevsimi de temsil ediyor. Şeb-i Arus törenlerimizi iki saatlik bir fasıl gibi değil de İslam'la tamamen bütünleştirerek, içini daha fazla doldurarak icra etmeliyiz. Ney faslı çok güzel insanı dinginleştiriyor, manevi huzur atmosferine sokuyor ama bu da yetmez. Gelecek yıllarda bu kültür atmosferini daha dolu geçirmek dileğiyle şimdilik NEY' SE diyelim.