Duran Çetin
ZİLZAL
Mevsimlerden kış, aylardan ocak.
Haftanın ilk günü; pazartesi.
Saat on civarı. Birazcık geçmiş olabilir.
Pencerenin önünde koltukta oturuyorum; ne güzel kar yağıyor, seyre dalıyorum.
Rahmet yağıyor; çiftçinin beklentisine cevap. Allah rahmetini yeryüzüne kar şeklinde indirdikçe indiriyor…
Çocukluğumuzdaki kışlar aklıma geldi.
Dalıp gittim…
Ne çok kar yağardı. Günlerce buz kesen ortamın unutulmazlığı içinde kalırdık. Diz boyu kar. Ayrı bir tadı vardı. Bütün çiftçiler sevinirdi. Kar bol olunca bereketin de mahsullerin de çok olacağını tecrübe ile bilirlerdi.
Yıllar geçmişti üzerinden. Kar ya yağmaz ya da birkaç parmak kalınlığında ancak olurdu.
İçimde hep bir kar hasreti.
Bir özlem.
Hatta bir beklenti…
İşte bütün bunlara cevap gibi bir görüntü var dışarıda:
Kar yağıyor lapa lapa. Tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi nerdeyse diz boyu kar olmuş. Ahenkle yere inen kar taneleri üzerinde odaklanmış geçmiş kışları düşünüyorum hâlâ.
Dalıp gittim geçmişe, geçmişin o özlenen kışlarına…
Bir anda irkildim: Oturduğum koltukta gidip geliyorum. Korku ile ürperdim.
Ölüm geldi aklıma. Ölüme yakın olduğum hissiyle sarsıldım. Malum yaş çoktan kemale ermiş. Ha bugün ha yarın…
Sarsılıyorum.
Bir anda aklıma düşeni yapıyorum, oturduğum yerden tavandaki avizeye bakıyorum.
Sallanıyor.
Anladım.
Sallanmışız.
Hâlâ etkisindeyim.
Etkilendim.
Daha dün okumuştum geçmiş kavimlerin Kuran’da anlatılan hikâyelerini.
Nice kavimler, isyanları sebebiyle helak edilmişler.
Onlardan birisi Salih Peygamberin kavmi. Semud Halkı bir sarsıntı ile yok edilmişler…
Yer sarsılmış, her şey hercümerç olmuş insanlar ayakları üzerinde duramaz bir vaziyette serilip kalmışlar…
Şimdi de yer sarsıldı. Gidip geldim defalarca. Kendi kendime düşünüp durdum:
Ya gelemeseydim, gidip de gelemeseydim.
Bu sarsıntı ile yok olup dünyamız sona erseydi?
Yaşadığımız bir kıyamet provası mıydı yoksa?
Okumaya başladım:
“Yerküre kendine has sarsıntısıyla sallandığı, toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insan ‘Ne oluyor buna!” dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.” (Zilzal, 99/1-5)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.