Duran Çetin
Yıldızlara baktı sonra aya baktı
Putperest bir toplum.
Puta tapıyorlar.
Putları ilah kabul edip istekte bulunuyorlar.
Putlar işlerine geliyorlar.
Düzenlerini/sistemlerini onlar üzerinden yürütüyorlar.
Babası da onlardan biriydi. Putlara olan alakayı sürdürmek için elinden geleni yapıyordu. Put yapıp insanlara put satıyordu. Put üzerinden gelir elde ediyordu…
İşte böyle bir toplumda doğdu o.
Allah'ın verdiği aklını kullandı.
Aklı selim ile hareket etti.
Temiz akıl yaratıcıya götürürdü. Düşündü ve bir yolculuğa koyuldu…
İçindeki güzel duygular ile babasına yaklaştı. Onun gittiği yolun yol olmadığını bildi ve bundan uzak durması için onunla konuştu.
Anlattı.
Örnek verdi.
Düşünmesini istedi.
Düşünseydi bulacaktı gerçeği.
Akletseydi farkına varacaktı yaptığı işlerin boş olduğunu…
Babasının kendi elleriyle yontup sonra da taptığı putları görünce içten içe üzüldü ve ona gerçeği göstermek istedi:
“Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?” (Meryem, 19/42)
Bununla de yetinmedi ve gidilmesi gereken yolu da tarif etti:
“Babacığım! Doğrusu, sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy ki seni doğru yola ileteyim.”
“Babacığım! Şeytana tapma! Çünkü şeytan Rahman’a isyankâr olmuştur.”
“Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahman tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum.” (Meryem, 19/43-45)
İbrahim’in babasına yaptığı uyarılar ve şeytanın yolundan alıkoyma isteği sonuçsuz kaldı. Oğlunun çağrısına kulak vermek yerine tehditler savurdu.
Bir nevi meydan okudu.
Babası,
“Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni taşa tutarım. Uzun bir süre benden uzaklaş!” dedi. (Meryem, 19/46)
Bütün olup bitene rağmen ondaki güzel hasletler, babası hakkında güzel düşünmeye devam etmesini sağladı. Onun için iyilik isteği devam etti.
İbrahim, babasının bu tavrına rağmen ona şöyle dedi:
“Esen kal! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Şüphesiz O, beni nimetleriyle kuşatmıştır.” (Meryem, 19/48)
Bütün bu güzel duyguları ile güzel bir evlatlık örneğini sundu.
Tavrındaki bu yumuşaklık babası içindi. Onu hak yolu bulmasına yol açacak bir uyarıydı.
Babanın değerini ortaya koydu. Babaya saygıyı ilan etti…
“Çünkü İbrahim, son derece merhametli, ince ruhlu ve daima Rabbine yönelen bir kimseydi.” (Hud 11/75)
Devam edecek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.