Ahmet Bülbül
İbrahim Tenekeci ile muhayyel bir söyleşi
- 1 Eylül 1970 tarihinde Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde doğdu. Lise eğitimini yarıda bırakıp edebiyata yöneldi. Bir dönem kitapçılık yaptı.
İlk şiiri 1988 yılında yayınlandı. Sonrasında ağırlıklı olarak Dergâh, Kırklar, Derkenar, Merdiven, Endülüs, Kardelen, Düş Çınarı ve Kaşgar dergilerinde göründü.
1998-99 yılları arasında Sağduyu gazetesinde kültür sanat editörü ve köşe yazarı olarak çalıştı. Milli Gazete'de köşe yazarlığı ve düşünce sayfası editörlüğü yaptı.
2000-2005 yılları arasında, 36 sayı yayınlanan Kırklar dergisinin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Aynı yıllar içinde, Birey ve Birun yayınlarında dizi editörlüğü yaptı. Kırk civarında şiir, hikâye ve deneme kitabının yayınlanmasına vesile oldu.
Ağır Misafir adlı eseriyle, 2008 yılında, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Yılın Şairi seçildi. Aynı yıl, Yılın Yazarı ödülünü de aldı. Evli ve beş çocuk babasıdır.
- Çok sevdiğim bir sözünüzle söyleşimize başlayalım. Allah kimin yardımcısıdır?
- Biliriz ki, Allah (c.c) yeniden başlayanların yardımcısıdır.
- Dünya ne yurdudur?
- Dünya, nasip yurdudur.
- Nasıl bir şey?
- Yaşamak ne zor şey kalbi olana.
- Nasıl bir medeniyetin mensuplarıyız?
- Eşyayı dahi incitme’ diyen medeniyetin mensuplarıyız. Su içtikleri bardağı öpen mevlevileri düşünün. Ormana girerken, genç ağaçları korkutmamak için baltanın sapını bezle saran tahtacıları. Şimdi ise birbirlerinin küçük bir hatasını bekleyen ne çok insan var.
- Ölüm ne yaparmış?
- Ölüm herkesi eşitlermiş.
- Ölüm ne yapar?
- Ve ölüm, hepimizi dünyadan mezun eder...
- İnsan insan insanın nesine muhtaçtır?
- İnsan insanın evvela gönlüne muhtaçtır.
- Baharları değerlendirebiliyor muyuz?
- Baharlar ziyan olup gidiyor.”
- Herkesin sizinle bir derdi mi var?
- Herkes bir parçamı alıyor hatıra diye ... Çöpçü çöpümü, dünya vaktimi ve ölüm beni."
- Buradaki halin neye benziyor?
- Dünden kalmış yemekleri yerken ki gönülsüzlük gibi buradayım.
- Sizi kim bilsin?
- Bilmesin beni benden başkası.
- Kime karşı mahcuptur herkes?
- Herkes mahcuptur kalbine karşı..
- İnsana ne yakışmıyor?
- Kusursuz olmak yakışmıyor insana.
- Kim yorulur?
- Herkes bir gün yorulur. İnsan yorgunluktan ibarettir. Gelir, yorulur, gider...
- Kim biliyor kim bilmiyor?
- Biliyorsun Rabbim, bilmiyorum kendimi.
- Nasıl yaşadınız her anı?
- İnsanın dünyaya son bakışı gibi yaşadım, her anı.
- Makaslar neye giderler?
- Makasla giderler gülü sevmeye..
- Kalp neyi çekermiş?
- Kalp kalbi çekermiş. Aramadan da bulurmuş.
- Herkes ne kadar güzeldir?
- Herkes güzeldir, sustuğu kadar.
- Ne yapmayalım?
- Ne kin tut, ne de unut...
- Sonuç nedir?
- Otuz yıl yaşadım, elde var sıfır.
- Geçmişte beraber olup ayrılanlar sonra nasıl davranmalılar?
- İnsan, insanın emanetidir. Yolculuk esnasında yaşananlar, yollar ayrıldıktan sonra ifşa edilemez.
- Neye, ne kadar üzülmedik?
- Kaçan bir gol kadar üzülmedik değil mi ? Ölürken çocuklar o güzel Afrika'da..
- İnsan nasıl bir varlıktır?
- İnsan unutkandır, bunu unutma!
- Kuş neyin kuludur, neden?
- Kuş Kuludur kanadının Konamaz yoksa.
- Sözün nasıl bir etkisi olabilir?
- Söz olur kalbe değer, söz olur kalbi deler.
- Eylemin sonucu nedir?
- Yürürsen yakındır, bakarsan uzak..
- Ne azalınca ne artıyor?
- İnsanlık azalınca nüfus artıyor .
- Dünya nedir, biz nesiyiz?
- uçsuz bucaksız bir dolaptır dünya bizler onun sayısız çekmecesi..
- İnsan duyarsız davranabilir mi?
- Hiçbir şey olmamış gibi davranmak, ancak taşlara mahsustur...
- Siz kimi kıramazsınız?
- Kimseyi kıramam ben, kendimden başka Dümen bile kıramam incinir diye rota.
- Neyi anladınız?
- Anladım rabbim, Benim sevdiğim ne varsa, senin.”
- Burası neresi dir?
- Burası dünyadır, dır, dır.
- Buralardan nasıl gideceksiniz?
- günlere binip gideceğim buradan ..
- Merhabanın sana bir faydası olur mu?
- Bir merhaba gönder bana, suratıma kan gelsin.
- Küçükken ne öğrendiniz?
- Henüz küçükken öğrenmiştim. Dünya mutlu olunacak yer değil..."
- Neye ihtiyacınız var?
- Huzur denilen o mübarek kumaşın, İhtiyacım var her santimine..
- Yoksulluk neden kaynaklanır?
- Adına yoksulluk dediğimiz şey, yokluktan değil, çokluktan kaynaklanır. Hakkına razı olmayanların çokluğundan.
- Allah’a güzel bir seslenişiniz var söyler misiniz?
- Rabbim sen olmasan Kimin aklına gelirim ben.
- Ağaçlar neden çiçek açtırılıyor?
- Tekrar çiçek açıyor ağaçlar Bu olsa gerek iade-i itibar.
- Kıymet nedir?
- Kıymet, genellikle kaybettikten sonra bilinen bir şeydir.
- Nereye doğru gidiyoruz?
- Fiziki güzelliğin neredeyse tek ölçü olduğu/olacağı bir hayata doğru gidiyoruz...
- Dünya ne yurdudur?
- Dünya, nasip yurdudur. Evvela insanlıktan nasibimizi almalıyız. Diğerleri kolay. Rızık zaten O'ndan.
- Ne geçiyor zaman mı insan mı?
- Zaman değil de insan geçiyor gibi. Evvela hevesi, sonra kendisi.
- Hayatta kural nedir?
- Bir şeye kolay ulaşan, onu kolay elden çıkarır.
- Yanlış yol ile ilgili ne dersiniz?
- Yanlış yol, doğru insanlarla bile yürünmez.”
- Aynı olaya bakış açısı kişilerin konumuna göre farklı olabiliyor mu?
- Kar yağışı, köylülerin yüzünü güldürür, şehirlileri ise çoğunlukla üzer veya tedirgin eder. Birinin 'bereket' dediğine, diğeri 'felaket' diyebilir. Böyle bir dünyada yaşıyoruz.”
- Makbul olan nedir?
- Evin sade, cümlenin yalın olanı makbuldür.”
- Nasıl bir insanla karşılaşmak istiyorsun?
- Derdimi anlatmadan anlayan insana, bütün kalbimle sığınmak isterdim.
- İnsana ne yakışmaz?
- Kusursuz olmak yakışmıyor insana.
- Dünyanın adeti nedir?
- Dünyaya ait her güzelliğin bir sonu vardır...
- Eylem olmazsa sonuç ne olur?
- Irmağın akıp gitmesini beklersek Gözlerimiz geçer ancak karşıya.
- Her şey ne istiyor?
- Emek istiyor,üzülmek bile...
- Sadece müminlerin bildiği ne var?
- Camiden eve dönerkenki ferahlık Sadece müminlerin bildiği, Şiir böyle bir şey mi ?
- Müsait misiniz?
- Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin.
- Beni ne zaman severler?
- Ancak ölünce severler seni.
- İlişkiyi yürütmek ile çiçeği büyütmek arasında bir benzerlik var mı?
- Bir ilişkiyi yürütmek ile bir çiçeği büyütmek benzer hassasiyetler istiyordu. Çünkü çiçekler gibi ilişkiler de bakıma muhtaçtı.
- Ağaçlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Ağaçları düşünüyorum sonra; mesela elma Sessiz ve çalışkandır, kendi halinde. Kiraz da öyledir. ,konuşkandır fakat Yüz verdiği için mi serçelere. Alıç ve Ahlat'ın yeri ayrıdır bizde Gitmemişlerdir kente.
- Söze inanıyor musunuz?
- Dilinin ucunda ne varsa insanın İşte ben ona inandım.
- Yusuf olarak kuyuda olmaktan daha kötüsü nedir?
- Düşünsene; hem kuyudasın hem de Yûsuf değilsin.
- Asıl mesele nedir?
- Asıl mesele, itimat edecek bir insan bulmaktan ziyade, itimat edilecek bir insan olmaya çalışmak.
- İnsanlık ne ister?
- Evet, insanlık ince işçilik ister. ‘Her şey incelikten, insan kalınlıktan kırılır.’
- Hayret ile gayret arasında nasıl bir ilişki vardır?
- Hayretiniz neyse, gayretiniz de ona göre şekillenir.
- Kural nedir?
- Kural belli : kusur değil çare bulun.
- İyilik nedir?
- Kimseye acı çektirmemek; iyilik budur...
- Tabiattaki kural nedir?
- Tabiatta, her şey kendisidir, bir başkası olmaya çalışmaz. Serçe sadece serçedir, kiraz sadece kirazdır
- Ne eksik kalır?
- Kalbe dokunmayan her şey eksik kalır.
- Hangi başarı çok kıymetlidir?
- Başarma kastı olmaksızın başarmak da çok kıymetlidir.
- Dostluk ne meselesidir, kimler dostlarımızdır?
- Dostluk, bir nasip meselesidir ve insanın dışında gelişir. Katlandığımız değil, razı olduğumuz insanlar dostlarımızdır..
- Az uyumak ömrü uzatır mı, uzatırsa nasıl?
- Az uyumak, insanın ömrünü uzatır . On saat uyuyan birine , yaşamak için on dört saat kalır . Altı saat uyursanız , on sekiz saat yasarsınız . Bu hesabı hayatınıza vurursanız , neye karşılık geldiğini görürsünüz.
- Göz her şeyi görür mü?
- Bazı güzellikleri ve incelikleri görmeye gözümüz yetmez. Gönül işte bunun için vardır.
- Ne diyelim?
- Benimdir deme, yanımdadır de.'
- Sözü değerli kılan nedir?
- Sözün doğru, güçlü olmasının -eğer zamanını bulamamışsa- hiçbir kıymeti yok; sözü değerli, kalıcı kılan, zamanında söylenebilmesidir.
- Kıymet ne ister?
- Kıymet, bilinmek ister.
- Filistin konusunda niçin konuşmaktan ve yazmaktan başka bir şey yapmıyor, yapamıyoruz?
- Elcevap: Her birbirimizin içinde küçük bir 'İsrail' var da ondan.
- Bazı yüzler nasıldır?
- Yüzler vardır, ruhun susamasını dindirir.
- Kim kahramandır?
- İnsan olmaya çalışan herkes kahramandır.
- Dünya ile ilgili neye inanıyorsun?
- İnanıyorum ki, dünyadan anlamamak, anlamakların en güzelidir.
- İyi insan kimdir?
- İyi insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve yapabileceklerini söyleyen insandır.
- Kim yüksek sesle konuşurmuş?
- Söyleyecek sözü olmayan, yüksek sesle konuşurmuş.'
- Şehirli insanlar dışarıda nasıl davranıyor?
- Biz şehirliler, her sabah, sivri uçlu insanlar olarak evden çıkıyor ve akşama kadar birbirimizi acıtıp duruyoruz.
- Neye önem verelim?
- Sadece 'dış güzelliğe' önem vermeyelim. Yalnız işimize değil, içimize de bakalım.
- Utancı gidenin nesi ölür?
- Utancı giden kimsenin kalbi ölür.
- Kötü bir üslup neyi zorlaştırır?
- Kötü bir üslup, en basit hakikatlerin bile hazmını zorlaştırır.
- Suya sabuna dokunma konusunda ne yapalım?
- Sizi bir tenhaya çekiyor ve “suya sabuna dokunma" diye nasihat ediyorlar. Sormak istiyor, fakat soramıyoruz: Suya sabuna dokunmazsak, nasıl temiz kalabiliriz?
- Neruda'ya göre insan nedir?
- İnsan, ulaşamadığı her şeyin delisi, ulaştığı her şeyin ise kölesidir.
- Üslup konusunda üzücü olan nedir?
- Üslûpsuzluğun üslûp haline geliyor olması. Üzücü olan da bu zaten.
- Peki, kardeş bildiklerimizden bir vefasızlık görürsek, ne yapacağız?
- Dostlarından bir vefasızlık görürsen, onları sakın kırma, üslûp ile geri çekil.
- Bir insanı daha yakından tanımak için ne yapmalıyız?
- Bir insanı daha yakından tanımak isterseniz, istemediği bir şeyi yapın yahut istediğini vermeyin. Hakkınızı aramak da olabilir. Buna rağmen iklim değişmiyorsa, o insana itimat edebilirsiniz.
- Vefaya ne yapmayalım?
- Vefaya veda etmeyin, iyilik gördüğünüz insanı unutmayın. Vefa diye bir şey varsa, ki var, işte o beklenir.
- Alışmak nedir?
- Alışmak, iyi bir alışkanlık değildlr...
- Derdi olanların nesi vardır?
- Derdi olanın sorunları değil, soruları vardır...
- Dostlarımız kimlerdir?
- Katlandığımız değil, razı olduğumuz insanlar dostlarımızdır..
- İnsanı ne yorar?
- İnsanı, yol değil, yol arkadaşı yorar.
- Yalan konusunda ne söylersiniz?
- Yalan insana mahsustur ama insanî değildir.
- Kötülük ile iyilik arasında ne fark vardır?
- Kötülük seslidir, iyilik sessiz..
- Herkesin kalbi var mıdır?
- Herkesin kalbi var zannedilmesin.' 'Sakın görünüşe aldanma, görünüşte herkes insandır.
- Söylediklerimizin doğru olması yeterli midir?
- Yerinizi bulamadığınız vakit , söyledikleriniz doğru bile olsa, yersiz oluyor.
- İnsan için ne kolay ne zordur?
- İnsanın kendine saklanması kolay, kendini saklaması zordur. "
- Küçük bir hatayı büyük bir hataya çevirmek için ne yapmak lazım?
- Küçük bir hatayı büyük bir hataya çevirmek istiyorsanız, o küçük hatayı savunun'
- Yolda olmak nasıl bir durumdur?
- Bir yere gidiyor olmak, gizemli bir şekilde, oraya varmaktan daha güzel, daha anlamlıdır."
- Ahlakımız nerededir?
- Unutmayalım: Aklımız neredeyse, ahlakımız da oradadır.
- Size göre her şey nedir?
- Sıradan, basit ve düzgün biri olmak bence her şeydir.
- Dünya işleri ne yapar adamı?
- Dünya işleri yorar, yaralar...
- 3’ü birarada güzel bir şey söyler misiniz?
- Ekmek sıcak, Allah güzel, sen iyi
- Son olarak bilmek ile ilgili 3’ü biraradanız nedir?
- Usûl bil, adap bil, sınır bil.
- Bu güzel söyleşi için teşekkür ederim.
- Not: Bu muhayyel söyleşi Yazarın kitaplarından alınan cümlelere soru üretilerek kurgulanmıştır?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.