Ahmet Bülbül
El- Kindi ile muhayyel söyleşi
- Ebu Yusuf Yakub bin İshak el-Sebbah el-Kindî, (d. 801 Basra - ö. 873 Bağdad),
- Kindî felsefe, tıp, matematik astronomi, ilahiyat, psikoloji, fizik, kimya ve müziğe kadar pek çok bilim dalında eser yazan Arap bilim insanı.
- Soylu bir ailenin çocuğu olarak Kûfe'de doğdu.
- Abbasi halifelerinden özel ilgi ve destek gören Kindî, astronom ve astrolog olarak sarayda müneccimlik görevini de yürüttü. Ayrıca halife Mu'tasım'ın oğlu Ahmed'in eğitimini üstlendi.
- Halife Me'mun'un 830'da kurduğu Beytü'l-hikme'deki bilginler topluluğu arasında yer aldı.
- Kindî felsefeden tıbba, matematikten astronomiye, ilahiyattan siyasete, psikolojiden diyalektiğe, astrolojiden kehanete ve optikten kimyaya kadar yirmi ayrı dalda eser vererek sayıları 277'yi bulan bir külliyat oluşturmuştur.
- Akla büyük bir yer veren Meşşaîlik felsefesini ilk başlatan kişi de olan Kindî'nin 17 eseri Latince'ye, 4'ü İbranice'ye tercüme edilmiştir.
- Sizin güzel bir duanızla söyleşimize başlayalım mı?
- Allah seni, aklın meyvelerinden yararlanan ve doğru yola uyanlardan eylesin. Cehalet belasının zilletinden korusun!
- Musibet konusunda neyi anladınız?
- Gerçekten (anladım ki) ilk musibete uğrayan ben olmadığım gibi musibet sadece bir tek kişinin başına gelen bir olay da değilmiş!."
- Ruhun menfaati mi daha önemlidir yoksa bedenin menfaati mi?
- Nasıl ki ruh bedenden daha üstünse, ruhun menfaati ve kendine özgü elemlerden kurtarılması da bedenin menfaatinden ve elemlerden kurtarılmasından daha önemlidir.
- Felsefe nedir?
- Felsefe, zihnin disipline edilmesinden başka bir şey değildir.
- Bizim neyi düşünmemiz gerekir?
- Ayrıca düşünmemiz gerekir ki, eğer başımıza hiçbir musibet gelmesini istemiyorsak, hiç var olmak istemiyoruz demektir...
- Üzüntü tabii midir arızi midir?
- Şu halde üzüntü tabiî değil, ârızîdir. Nitekim mülkünü kaybetmiş olmaktan dolayı üzüntüye düşen bir kimse görürsek (düşünmeliyiz ki), birçok insan böyle bir servete hiç sahip olmamışlar ama yine de üzüntülü değillerdir.
- Hayatın realitesi nedir?
- Kaybedilmeye elverişli bütün dileklerde musibet, geçici olan her şeyde acı ve keder, imkansız olanı ummakta üzüntü ve dert, her güvenliğin sonunda bir korku vardır. Zira korku hisseden kişinin zihni karışıktır, ma'kul davranmaktan acizdir.
- Önce üzülsek mesele hallolur mu?
- Sebebin vukuundan önce üzülmekle bu sebep ortadan kalkmaz.
- Üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz?
- Çünkü kaybettiğim takdirde üzüntüsünü çekeceğim şeye sahip olmuyorum.
- Kim mutlu kim mutsuz olur?
- Sonlu şeyleri arzulayan, kazancının ve sevdiğinin bu şeylerden olmasını isteyen kişi mutsuz, isteği eksiksiz gerçekleşen kişi de mutlu olur.
- Her yok olan ne yapar?
- Her yok olan, arkasında bir şey bırakır.
- Allah emanet verdiğini aldığında üzülürsek ne olur?
- ALLAH'ın emanetini geri aldığında üzülen kimse, ALLAH'a şükürde eksiklik etmiş sayılır.
- Kişi kendine kötülük yapabilir mi?
- Kendi nefsine üzüntü çektiren insan nefsine zarar vermiş olur; nefsine zarar veren ise; böylece kendisine kötülük etmiş olduğundan, câhil ve acımasız hatta tam bir zâlim sayılır.
- Dünyanın bazı faydalarından kaybetmek kötü müdür?
- Sonuç olarak bu değersiz dünyanın hissi faydalar kabilinden olan bütün şeyleri kaybetmek (sanıldığı gibi) kötü değildir. Bilakis bunlardan dolayı üzülmek kötüdür.
- Üzüntü ve sevinç sürekli midir?
- Üzüntü ve sevinç, ruhta bir arada ve devamlı olmayan zıtlardır.
- Biz neye üzülmeliyiz?
- Aslında biz, üzülmeme direncimizi kaybettiğimize üzülmeliyiz. Çünkü bu, aklın özelliğidir.
- İnsan neyle meşgul olursa olumsuz sonuçlarla karşılaşır?
- Bir insanın nefsi, kendi varlığına ait olmayan şeylerle kendisini meşgul ediyorsa onun ebedi hayatı yıkılır; üstelik fâni hayatındaki yaşayışı da ona dert olur; hastalıkları çoğalır; acıları dinmek bilmez.
- Bize verileni doğru tanımlamamız önemli midir?
- Bir şey kendisine emanet olarak verildiğinde bunun kendi malı olduğunu zanneden kişi, şükür yolunu da terketmiş sayılır.
- Üzüntü nedir?
- Üzüntü (el-huzn), sevilen şeylerin elden gitmesinden ya da amaçlanan şeylerin gerçekleşmemesinden doğan psişik (nefsânî) bir acıdır.
- Kimin şikayeti bitmez?
- Kanaatkâr olmayanın şikâyeti bitmez.
- Bizin için ne nimettir?
- Üzüntü sebebini azaltan her şey bir nimettir.
- Güzelliğin nereden ve kimden geldiği önemli midir?
- Nereden gelirse gelsin, ister bize uzak ve karşıt milletlerden gelsin, gerçeğin güzelliğini benimsemekten ve ona sahip olmaktan utanmamalıyız. Çünkü gerçeği arayan için "gerçek"ten daha değerli bir şey yoktur." sf.128
- Ruhu mu önceleyeceğiz bedeni mi?
- Ruhu iyileştirmek ve kendisine özgü hastalıklardan kurtarmak, bedenlerimizin yararlarını gözetmekten çok daha önemli bir görevimizdir. Çünkü bizi biz yapan bedenlerimiz değil, ruhumuzdur.
- İnsan kendisine zulmeder mi?
- İnsanın başkasına acı ve üzüntü verecek işler yapması zulüm olduğu gibi kendisi için acı ve üzüntü doğuran eylemlere girişmesi de zulümdür; kendisine zulmeden kişi ise akılsız, cahil ve bedbahttır.
- İnsan bazen istemediği bir şeyi ister konumuna gelir mi?
- Üzülmeyi istemediğimiz halde yapmayı istemediğimiz bir işi yapıyorsak, bu şu anlama gelir: istemediğimiz şeyi istiyoruzdur.
- Hangi acının şifası bulunmaz?
- Kuşkusuz sebepleri bilinmeyen acıların şifası da bulunmaz.
- Kendini beğenmişlik nasıl bir durumdur?
- Kendini beğenmişlik, leşten daha pis kokuludur!..
- Üzüntü nasıl bir acıdır?
- Üzüntü, insanın sevdiği şeylerin elinden gitmesi veya yapmayı amaçladığı planlarının gerçekleşmemesinden dolayı ortaya çıkan ruhsal bir acıdır
- Duyusal haz ve menfaatler sürekli olur mu?
- Değişken olan tabiat dünyasında duyusal haz ve menfaatlerin sürekli bizimle olmasını istemek, imkansız olanı istemektir; çünkü bu isteğin gerçekleşmesi tabiat düzenine aykırıdır. İnsanın olabildiğince mutluluğu araması ve mutsuzluktan kaçınması onun başlıca görevidir; bunun için de insan, Stoacı bir deyişle, “İhtiyaç ölçüsünde gerekli olduğu akıl tarafından benimsenen şeylerin ötesindeki fazlalıklar”ın arayışı içinde olmamalı, aksine yüksek erdemlere yönelmelidir.
- Allah’ın bazı nimetleri geri almasını nasıl anlamamız gerekir?
- Allah, nimetlerinin önemsiz olan az bir kısmını geri aldıysa da, ruhumuz sürekli var olduğu sürece, pek çok nimet aslında bizdedir.
- Felsefe ile ilgili ne söylersiniz?
- İnsan sanatlarının değer ve mertebe bakımından en üstünü felsefedir. Felsefenin tarifi: "İnsanın gücü ölçüsünde varlığın hakikatini bilmesidir."
- Neyin sonu mutsuzluktur?
- Sonu gelecek şeyleri istemenin sonu mutsuzluktur . Ancak sonu olmayan şeyleri istersek mutsuzluk yaşamayız.
- İnsan için mümkün olmayan nedir?
- Kuşkusuz bir insanın bütün isteklerini elde etmesi ve sevdiği bütün şeyleri kaybetmeden elinde tutması mümkün değildir. Çünkü içinde bulunduğumuz oluşma ve bozulma (kevn ve fesad) aleminde değişmezlik ve süreklilik diye bir şey yoktur. Değişmezlik ve süreklilik, yalnızca ve zorunlu olarak, bizim için müşahedesi mümkün olan akıl aleminde geçerlidir. Sevdiklerimizi kaybetmemek ve isteklerimizden mahrum kalmamak istiyorsak akıl âlemini gözetmeli; Seveceğimiz, elde edeceğimiz ve isteyeceğimiz şeyleri o alemden seçmeliyiz.
- Üzüntünün bir tarifi de nedir?
- Üzüntü nefsin acılarının bir çeşididir.
- Bu dünyanın hakikati nedir?
- Bu dünyada musibete uğramamız kaçınılmazdır. Her insan bir şeyler kaybeder. Hiç musibete uğramamak demek hiç var olmamak demektir. Çünkü bu istek tabiata aykırıdır. Buna karşılık, başkalarının ortak olamayacağı, el uzatamayacağı, yalnız bize ait ve devamlı olan şeyler “manevi hayırlar”dır. İşte eğer kaybedersek üzülmekte haklı olduğumuz şeyler de bunlardır..
- İnsanı insan yapan nedir?
- İnsanı insan yapan bedeni değil, ruhudur. Çünkü ruh, yöneten iken beden yönetilendir. Ruh sonsuzken bedenin sonu vardır.
- Dertlerin ağırlığı veya hafifliği zamana ve zemine göre değişebilir mi?
- Öyle ki, bazen asla katlanamayacağımızı düşündüğümüz dertler bile bize bir kelebek hafifliğinde gelir.
- İstediğimiz şey olmadıysa ne yapmalıyız?
- İstediğimiz şey olmadıysa, şu halde olabilecek şeyi istemeli ve böylece üzüntünün devam etmesini sevincin devam etmesine tercih etmiş olmaktan kurtulmalıyız. Şu da var ki, geçici nimetlerin elinden gitmesinden, zaten olmayacak şeylerin yokluğundan dolayı üzüntü çeken bir kimsenin bu üzüntüsü bitmek bilmez. Çünkü o, hayatın her safhasında sevdiği bir şeyi kaybetmekte ümit ettiği bir şeyden yoksun kalmaktadır.
- Herkes tarafından bilinen hakikat nedir?
- Herkes tarafından bilinir ki, insanın bütün isteklerini elde etmesi ve sevdiği bütün şeyleri kaybetmeden elinde tutmadı imkansızdır. Çünkü dünyanın da içinde bulunduğu bütün kâinat, sürekli bir oluşma ve bozulma içinde akmaktadır.
- Neyi alışkanlık haline getirebilirsek sevinçli olabiliriz?
- Şu halde elimizden gidenlere ve sevdiğimiz şeylerin kaybına üzülmemeli, nefsimizin her durumda memnun olmasını güzel bir alışkanlık haline getirmeliyiz ki ebedi olarak sevinçli olabilelim.
- Gerçek kimin için değerlidir?
- Gerçeği arayan için "gerçek"ten daha değerli bir şey yoktur.
- Huzur kime isyan eder?
- Öfkeye teslim olana, Huzur isyan eder.
- Üzüntü nedir?
- Üzüntü, psikolojik bir rahatsızlıktır.
- Musibetlerinin az olmasını isteyen kişi ne yapmalıdır?
- Musibetlerinin az olmasını isteyen kişi, harici ihtiyaçlarını azaltmalıdır.
- Biz asıl neye üzülmeliyiz?
- Aslında biz, üzülmeme direncimizi kaybettiğimize üzülmeliyiz. Çünkü bu aklın özelliğidir.
- Bedenlerimiz nedir?
- Bedenlerimiz, ruhlarımızın, fiillerini gerçekleştirmede kullandıkları araçlarıdır. Bu yüzden kendi kişiliklerimizi iyileştirmemiz, araçlarımızı iyileştirmemizden çok daha önemlidir.
- Biz neden nefret etmeliyiz?
- Biz kötü olan şeyden değil, sadece kötüden nefret etmeliyiz. Bu husus hafızamızda yer edecek olursa, duyulardan kaynaklanan üzüntüleri yenmemizde büyük yarar sağlar. Buna göre, sanılmasın ki ölümden daha kötü bir şey yoktur! Gerçekte ölüm kötü değildir, kötü olan ölüm korkusudur.
- İnsan neyi gerçekleştiremez?
- Varolmayanı isteyen arzusunu gerçekleştiremez. İstediğini gerçekleştiremeyen kimse de mutsuz olur. Çünkü elde edemediklerine ve var olmayan şeylere üzülen kimsenin bu üzüntüsü asla bitmez. zira o hayatının her aşamasında bir sevdiğini yitirmek ve bir arzusunu gerçekleştirememek durumunda kalacaktır.
- Hayattaki en şanssız kişiler kimlerdir?
- Hayattaki en şanssız kişiler, karşılaştığı veya karşılaşabileceği üzüntü durumunu engellemek elindeyken bunu yapmayan kimselerdir.
- Ölüm kötü müdür?
- Genellikle ölümden daha kötü bir şey olmadığı düşünülür. Oysa ölüm kötü değildir; aksine ölüm korkusu kötüdür. Ölüme gelince, o sadece tabiatımızın (bir tamamlayıcısıdır). Çünkü ölüm olmasaydı kesinlikle insan da olmazdı.
- Son olarak akurlarımıza ne tavsiye edersiniz?
- Gözle görülen ancak sürekliliği olmayan şeyleri istemekten çekinmeliyiz ki sonunda acı çekmeyelim.
- Bu güzel ve faydalı söyleşi için teşekkür ederim.
- NOT: Bu muhayyel söyleşi Yazarın eserlerinden alınan cümlelere sorular üretilerek kurgulanmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.