Abdulbaki Çiftçi
Asgari müştereklerimiz
Çevremizdeki insanlar gibi bizlerin de ilkeleri, benimsedikleri, yerdikleri, övmeye değer buldukları, eleştirdikleri ve de canı gönülden bağlı olduğu kurum, kuruluş, olgu ve mevzular vardır. Bütün bunlar bizleri ayrıştırabilir de birleştirebilir de. Bu nedenle ayrışmaya bahane arayanlar birleşmek için ortadaki sağlayıcıları da görebilmeleri gerek, kör olunmak istenmiyorsa.
Bir insan aynı zamanda hem fanatik olabilir hem de dindar, başka bir insan pop müzik dinlerken ezana hayranlık duyabilir. Yahut seküler bir hayat yaşarken modayı takip etmeyebilir. İşte bütün bu örnekler insanın bile kendi içinde bir renk cümbüşüne sahip olabileceğinin bir gerçeğini göstermektedir bizlere. İnsanın kendi içinde bunca uzak noktayı birleştirebilmeyi başarmışsa başkalarının bileşenlerine saygı duyması en doğru tercih olacaktır.
İnsanın kendi yapısı böyleyken toplumun bu uzak noktaları olağan bir şekilde birleştirebiliyor olmasını makul karşılamak gerek. Toplumda farklı kültürlere ve kabullere sahip insanların bir arada yaşaması toplumun temel dinamiklerinin bir gerçeğidir. İşte bu sebeple çevremizdeki benzemezlerin doğal bir gerekliliğin sonucu olduğunun farkında olmamız gerekmektedir. Beyazın varlığının siyahla anlam bulabileceğini aynı şekilde siyahın da beyazın varlığıyla makul olabileceği gerçeği varken her şeyi beyaz veya siyah olarak talep etmek beyhude olacaktır.
İslam düşünce literatüründe eşya zıddıyla kaimdir sözü meşhurdur. Bu söz olumlu-olumsuz her şeyin alemde bir mekanı olmakla birlikte zıddını da var edebilmesi amacıyla önem arz ettiğinin beyanıdır. Genel ifadeyle iyiliğin kıymetini izafi kötülükle idrak ediyoruz diyebiliriz. Bu nedenle tek tip bir olgunun varlığından bahsetmemiz asla mümkün olmayacaktır. İnsanın özgür olduğu bir yerde alternatifsiz bir hayat sürebilmesini istemek aslında onu bir mecburiyete mahkûm etmektir.
İşte bütün bunlar tek tip bir insan, alternatifsiz bir toplum, siyahın ya da beyazın hüküm sürdüğü bir gerçeğin olmayacağının ipucusu olmaktadır.
Alternatiflerin birer imkan olduğunu idrak eden bir insan, fanatik bir dindarı, seküler hayat süren insanı, kendi değer yargılarını tasarlayan insanı ve daha nice benzemezleri bir arada görmenin bir felaket değil aksine bir zenginlik olabileceğinin farkında olacaktır. Bütün bu gerçeklerin zenginliğini yaşarken elbette alternatiflerden birinin muktedir olabilmesi kaçınılmaz olacaktır. İşte o zaman muktedir olan kimseler hoş görülü diğerleri de saygılı olmakla mükellef olacaktır. Aksi taktirde kültürel kaos kaçınılmaz olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.