
TYB Konya Şubesinde Gençlerin İnanç Arayışı ve Güncel Tartışmalar: Kader, Totem, Deizm ve Ateizm Masaya Yatırıldı
TYB Konya Şubesinde Gençlerin İnanç Arayışı ve Güncel Tartışmalar: Kader, Totem, Deizm ve Ateizm Masaya Yatırıldı
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nin düzenlediği Yazarın Aynası takviminin ilk programında, gençlerin inanç dünyasına dair merak ettikleri ve cevap aradıkları konular masaya yatırıldı. Prof. Dr. Hayri Erten’in düzenleyici olduğu programda Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ramazan Altıntaş'ın konuk olduğu programda, gençlerin sorduğu sorular ve bu sorulara verilen cevaplar, toplumun güncel inanç tartışmalarına ışık tuttu. Program TYB Konya Şubesi sosyal medya kanallarından iki bölüm olarak canlı yayınlandı.
"Gençler İnançtan Soruyor" Kitabı ve İnanç Arayışındaki Gençler
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş'ın "Gençler İnançtan Soruyor" adlı kitabı, gençlerin inanç konularındaki meraklarını ve sorularını ele alıyor. Pandemi döneminde gençlerden gelen yoğun sorular üzerine kaleme alınan kitap, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlandıktan sonra büyük ilgi gördü ve birçok baskı yaptı. Kitap, gençlerin zihnini kurcalayan kader, totem, deizm gibi konulara açıklık getiriyor.
Peygamberler Neden Ortadoğu'da Ortaya Çıktı?
Gençlerin en çok merak ettiği konulardan biri, peygamberlerin neden daha çok Ortadoğu coğrafyasında ortaya çıktığı oldu. Profesör Altıntaş, bu soruya insanlık tarihinin başlangıcına ve coğrafi koşullara değinerek cevap verdi. İlk insanların Mekke'ye gelmesi, Hicaz bölgesinin stratejik konumu ve tarihi geçiş yollarının kesişim noktası olması gibi faktörler, peygamberlerin bu bölgede ortaya çıkmasının nedenleri arasında gösterildi.
Ancak Altıntaş, Kur'an-ı Kerim'de bildirilen 25 peygamberin yanı sıra, her topluma ve millete yol gösterici gönderildiğini vurgulayarak, farklı coğrafyalarda da peygamberlerin gelmiş olabileceğini ifade etti. Amerika ve Avustralya gibi kıtaların kuruluş tarihlerinin daha yakın olması, bu bölgelerde peygamberlerin gelmemiş olduğu anlamına gelmediği belirtildi.
Kader Tartışmaları ve Deprem Gerçeği
Programın bir diğer önemli konusu ise kader tartışmaları oldu. Özellikle deprem gibi doğal afetlerin kaderle ilişkisi, toplumda sıkça tartışılan bir konu. Altıntaş, kaderi Allah'ın olacak olayları önceden bilmesi olarak tanımlarken, kader-i muallak (askıda kader) ve kader-i mübrem (belirlenmiş kader) kavramlarına açıklık getirdi.
Kader-i muallakın insanın özgür iradesiyle ilgili olduğunu, kader-i mübremin ise tabiat olayları gibi insanın müdahale edemediği alanları kapsadığını belirtti. Depremlerin Allah'ın bir yasası olduğunu, ancak insanın depreme karşı tedbir alma sorumluluğu bulunduğunu vurguladı. Geçmişte depremlerin ilahi bir ceza olarak görüldüğünü, ancak günümüzde bilimsel çalışmalarla deprem haritalarının çıkarıldığını ve yapı teknolojilerinin geliştiğini ifade etti.
Altıntaş, İslam dünyasında depremlerde yaşanan yıkımların nedeninin, yapı tekniklerine uygun olmayan binalar olduğunu belirterek, Japonya ve Şili gibi deprem ülkelerinde yaşanan örnekleri verdi. Allah'ın cezalandıracaksa, deprem için uygun evler yapmayanları cezalandıracağını söyledi.
Totem İnancı ve Dua
Programda totem inancı da ele alındı. Totem, kişinin şans getirdiğine inandığı nesneleri yücelterek onlardan yardım umması olarak tanımlandı. İslam öncesi cahiliye döneminde yaygın olan bu inancın, günümüzde de bazı gençler, sporcular ve sanatçılar arasında görüldüğü belirtildi.
Altıntaş, totem inancının yerine duanın gücüne inanılması gerektiğini vurguladı. Bir sporcunun, maç öncesinde dua ederek Allah'tan yardım istemesi ve tevekkül etmesi, örnek bir davranış olarak gösterildi. Totem inancının hurafelerden kaynaklandığını, Müslümanların itikat ve ibadet konularında bilgi sahibi olmasının önemine değindi.
Deizm Tartışmaları ve Gençlerin İnanç Arayışı
Son dönemde Türkiye'de de tartışılan konulardan biri olan deizm, programda geniş bir şekilde ele alındı. Deizm, Allah'ın varlığına inanmakla birlikte, vahyi, peygamberliği ve mucizeleri reddeden bir inanç biçimi olarak tanımlandı.
Altıntaş, deizmin Avrupa'da 16. yüzyılda ortaya çıkmasının nedenlerini, Katolik Hristiyanlığa karşı bir tepki olarak açıkladı. Türkiye'de deizm tartışmalarının, bazı yasa dışı eğitim kurumlarının imam hatip liseleri ve ilahiyat fakültelerini eleştirmesiyle başladığını belirtti.
Altıntaş, Türkiye'de deizm salgını olmadığını, ancak bazı gençlerin mevcut dindarlık anlayışlarına tepki gösterdiğini ifade etti. Gençlerin sorularına cevap veremeyen ve onları tatmin etmeyen merdiven altı din anlayışlarının, gençleri deizme yönelttiğini söyledi.
Programda, gençlerin inanç arayışına cevap verecek, onları tatmin edecek ve onları doğru bilgilendirecek bir din eğitiminin önemine vurgu yapıldı.
Prof. Dr. Altıntaş: "İslam'da aşırılığa yer yok, itidal esastır"
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, İslam dininin itidal dini olduğunu ve her türlü aşırılıktan uzak durulması gerektiğini vurguladı. Altıntaş, "İslam, ifrat ve tefrit dediğimiz aşırılıklardan ve gevşeklikten uzak, orta yolu önceleyen bir dindir. Kur'an-ı Kerim'de Cenabı Hak, 'Sizi vasati bir ümmet olarak yarattık' buyuruyor. Vasatilik, orta yol demektir. Hayatın her alanında Müslüman itidali öncelemelidir" dedi.
"Görmediğimize inanmayız" anlayışı yanlış
Altıntaş, bazı insanların "görmediğimize inanmayız" anlayışının yanlış olduğunu belirterek, "Beş duyu organımızla algılayamadığımız birçok şey vardır. Bunların varlığını inkâr etmek doğru değildir. Örneğin, elektrik akımını, oksijeni veya rüzgarı göremeyiz, ancak etkilerini hissederiz. Allah da zatıyla aşkın, sıfatlarıyla içkin bir varlıktır. Görmeden inanmak, esas olanıdır" ifadelerini kullandı.
"Din ile bilim çatışmaz, tamamlar"
Din ile bilimin çatışmadığını, aksine birbirini tamamladığını savunan Altıntaş, "Din ve bilimin ortak konusu varlık meselesidir. Bilimin yöntemi farklıdır, dinin yöntemi farklıdır. Bilim, 'nasıl' sorusuna cevap ararken, din 'neden' sorusuna cevap arar. İkisi de hakikate ulaşma çabasındadır" şeklinde konuştu.
"Ateizm, kötülük problemini açıklayamaz"
Altıntaş, ateizmin kötülük problemini açıklayamadığını ifade ederek, "Ateistler, 'Eğer Allah varsa, kötülük neden var?' diye soruyorlar. Ancak bu soru, Allah'a inanmayan birinin sorusu olamaz. Kötülük, insanın kendi iradesiyle yaptığı yanlışlardan kaynaklanabileceği gibi, imtihanın bir parçası da olabilir" dedi.
"Tekfirci akımlar, İslam'a zarar veriyor"
İslam dünyasında ortaya çıkan tekfirci akımların İslam'a zarar verdiğini vurgulayan Altıntaş, "Hiç kimseyi tekfir edemeyiz. Helali haram, haramı helal görmedikçe, Allah'ın ayetlerinden birini inkâr etmedikçe, bir Müslümanı tekfir etmek doğru değildir. Yaşadığı toplumları tekfir eden bu akımlar, İslam'ın itidal anlayışına aykırıdır" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.