“Ruslar, Türkistan’ı unutturmak için değişik isimler üretti”

“Ruslar, Türkistan’ı unutturmak için değişik isimler üretti”

Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetlerinde bu hafta Başkan Dr. Mustafa Güçlü ve yardımcısı M. Sinan Ümit Özbekistan izlenimlerin anlattı.

Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ve Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit, Çumra Sohbet Grubu ile birlikte katıldıkları Özbekistan gezisine dair hatıraları ve izlenimlerini Konya Aydınlar Ocağı’nın Selçuklu Salı Kültür Sohbetlerinde anlattı. İl Halk Kütüphanesi Salonundaki programa kültür müdavimleri katıldı.
Özbekistan’a ilk olarak 1990 yılında Muammer Yavuz ile birlikte gittiklerini ve ata topraklarının hasretiyle bu tür seyahatlere katılmayı çok arzuladığını söyleyen Dr. Mustafa Güçlü, “Yaklaşık kırk yıldır müdavimi olduğumuz bir Çumra sohbet grubumuz var. Arkadaşlarımız Özbekistan’a gezi düzenleyip bizi de davet ettiler. Bu vesile ile ata topraklarımıza yıllar sonra tekrar gidip gelişmeleri yerinde görme imkânımız oldu” dedi.
Özbekistan’ın bir Harezm bölgesi olduğunu ve Türklerin atası kabul edilen Yafes’ten gelen damarın orada halen devam ettiğini vurgulayan Güçlü bölgeye dair tarihi, kültürel ve coğrafi bilgiler de verdi. At, ok ve köpekten oluşan takımla bölge insasının yenilmez bir güç olduğuna vurgu yapan Güçlü, “Özbekler, genel adı Oğuzlar olan bir millettir. Biz de onlarla ve üst seviyede hem Moğollar hem de Japonlarla akrabayız. Turan Federasyonu ilk olarak Hunlar zamanında kuruldu ve büyük bir güç ortaya çıktı. Çinliler yıkınca sekiz-on Türk devleti ortaya çıktı. Göktürkler devrinde de ikinci büyük Turan kuruldu” diye konuştu.
Müslümanlığı seçen Selçuk atanın Oğuzları etrafında toplayarak büyük bir güç oluşturduğunu da anlatan Güçlü, “Bugünkü Özbekistan’da Osmanlı’nın kurucusu olan Kayıların ve Karamanlıların da bölgeleri var. Aralarındaki rekabetin Özbekistan’da yaşadıkları döneme dayandığını biliyoruz. Özbekistan’ın bir numarası Emir Timur, iki numarası da Celalettin Harzemşah’tır. Timur, hanedan soyundan gelmediği için Han olamayıp hep Emir olarak kalmış ama Emir soyundan bir hanımla evlenip oğullarının Han olmasını sağlamıştır” diyerek sözlerini sürdürdü.
Konuşmasını Özbekistan’da çektikleri fotoğraflara dair bilgiler vererek sürdüren Güçlü, “Buhara kelime olarak kale anlamındadır. Semerkant’ta hüküm süren İskit Hakanı Alper Tunga, Buhara’yı kızıyla damadına vermiştir. Deve sütü ve yumurta akıyla inşa edilen Samanoğlu Türbesi bin yıldır ayaktadır. Üç bin çocuğu doğrayan Cengizhan’ın lanetini unutmamak için yapılan anıt tarihe şahitlik ediyor” dedi.
Tarihi bir şehir olan Konya’da pek çok tarihi eserin yıkılarak yok edildiğine dikkat çeken Güçlü, “Özbekistan’da bütün tarihi eserler dimdik ayakta duruyor ve bizdekiler onların yanında kümes gibi kalıyor. Maalesef oradaki muhteşem mimariyi Türkiye’de uygulayan yok” diye konuştu.
Özbekistan’da hâkim kültüre dair bilgiler de veren Güçlü, “Nakşibendi tarikatı o bölgede kurulmuş ve yayılmıştır. Haceganların kurduğu tarikat Nakşibeydi’ye kadar Hacegan olarak anıldı ve Ahmet Yesevi’den itibaren bir ekol oldu. Haceganlardan önce var olan tarikatların çoğu silsileyi Hazreti Ali’ye dayandırarak, devlet idaresi hakkının Ali’de olması gerektiğini savunuyor, bu sebeple isyanlar, hadiseler yaşanıyordu. Babai isyanını çıkarıp Selçuklu’yu yıkan da bir tarikat hareketiydi. Osmanlı devrinde ata topraklarından gelen Nakşibendi âlimler devletle barışık bir düzen kurdular” dedi.
Özbekistan coğrafyasının genel adının Türkistan olduğuna dikkat çeken Güçlü, “Rusya bu ismi unutturmak için 1924’de Türk bölgelerine değişik isimler verdi. Aslında Özbek diye bir millet yoktur, aslı Kıpçaklar ve Moğollardır. Özbek hanedanın torunları da günümüzde Çelik soyadını alarak Gaziantep’te yaşamayı seçmişlerdir. Konya ve Türk tarihi için önemli bir şahsiyet olan Sultan Alaaddin’in Konya’da devam eden soyu olmamasına rağmen onun torunları da günümüzde Alanya’da yaşıyor” dedi.
Aydınlar Ocağı Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit de imkân bulan herkesin Özbekistan’a ziyarette bulunmasını tavsiye ederek, “Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, ‘Dünyada en az bildiğimiz kıta kendi menşeimiz olan coğrafya, Özbekistan’dır” der. Nasip oldu, biz gidip atalarımızın Anadolu’ya geldikleri coğrafyayı gördük. Orada bırakılan muhteşem eserleri tanıdık. Tarihi dokusu ve kültürüyle çok etkileyici bir bölge olduğunu müşahede ettik” dedi.
Program sonunda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ve Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu, işadamı ve Aydınlar Ocağı Başkan Yardımcısı Mustafa Sinan Ümit’e günün hatırası olarak kitap takdim etti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.