Konyaspor eski başkanlarından olan Mehmet Köseoğlu yaptığı basın toplasındaki açıklamada Konyaspor hakkında konuştu.

Köseoğlu yaptığı konuşmada kendi dönemi ve şimdiki Konyaspor’u değerlendirdi Köseoğlu yaptığı açıklamada şu sözleri söyledi; O dönem yaptığımız transferler yüzde yüze yakın katkı sağladı. Tabi o zaman için takımda olan Hamza ve Metin Mert bu takıma büyük abilikler yaptılar sonunda da gayretli çalışmamız sayesinde Konyaspor kapanmaktan kurtuldu ve lige katıldı. Yani altı buçuk milyon borç veriyorlar, kasada para yok. Kulübün tüm açılmış açılacaklarına haciz koymuşlar vergi dairesinde bir yazı çıkartılmış bir lira resmi geliri olmadan o gün için sekiz yüz bin liraydı hatırladığım kadarıyla bir yılda sekiz yüz bin lira parayla kulübü şampiyon yaptık. Yani bu kolay bir şey değildi. Niye? Hiçbir resmi geliri yok’ dedi . Köseoğlu açıklamalarına ‘Tamamen dilenerek takımı götüreceksin. O gün için Mustafa Özkava Bey, Vali Bey, ben üçümüz bayağı bir yerler dolaştık. yani 2002 yılı iki bin lira, üç bin lira, maksimum veren beş bin lira yardım yapıyordu. Kulübe o şartlarda da şöyle tabii şimdiki gibi değildi. Böyle futbolcuyu transfer ettiğinde garanti para, yüz lira alacaksın oyna oynama alacaksın diye bir şey yoktu bizim dönemimizde peşinat ödüyorduk. Geri kalanını tamamen oynasa alıyordu futbolcular. Aslında o dönem en iyi dönemdi. Yani adam kadroya giremezse para almıyordu. Hakikaten konuştuğumuz paradan düşülüyordu alacağı paradan. Maç başına bölünüyordu’şeklinde devam etti. ‘Ama bizim hiç paramız olmamasına rağmen yaptığımız bir şey vardı. O zamanlar maç primlerini 4 maçlık periyotlar halinde veriyorduk’diyen Mehmet Köseoğlu “Dört maç oynandığı zaman ayda dört maç üzerinden prim verirdik. Hiçbir gün dört maç başını günü geldiğinden sonraya bırakmadık. Bir ay sonra verelim demedik günü gününe ödedik ve aslında başarının sırrı burada’ şeklinde konuştu. Konyaspor eski başkanlarından Mehmet Köseoğlu basın mensuplarıyla yaptığı sohbette açıklamalarına şu şekilde devam etti ‘biliyorsunuz hepimiz takımın aldığı galibiyete veya beraberliğe göre deplasmanda puan aldıklarına prim verdirdik. Hiçbir hafta da maç primlerini öbür haftaya aktarmadık. Her talip geldiğinde veya deplasmanda berabere kaldıklarında o hafta maç başlamadan primlerini verirdik. O zaman da bizim takıma hadi demek şansımız oluyordu. Onlar daha gayret ediyorlardı bu adamlar bizim paralarımızı ödüyorlar günü geçirmiyorlar biz de hakkını verelim diyorlardı. Böylelikle biz takımı yoktan alıp şampiyon yaptık’ HABER MERKEZİ